Ahmet DUMAN


Tarımı Yeniden Keşfetmek?


Geçenlerde Hükümet, başarılı keşiflerinden ve yeniliklerinden birini daha açıkladı. Bu kez tarımı ?keşfetmişler?.

Buna ?bilmem nerenin yeniden keşfedilmesi? demek daha doğru olur ama şimdilerde O ?bilmem nere? ile aramız bozuk. Yeni ufuklara açılıyoruz. Adamların önüne çıkmamak gerek.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına göre 2017 yılında tarımda yeni ufuklara açılacakmışız. Bu işi yaparken yeni kavramlar ve teknikler bulmuşlar. Bunlardan en önemlisi de bundan böyle ?Havza Bazlı? tarım yapılacakmış güzel ülkemizde? Eee ne de olsa eskiden böyle değildi her ürün her yerde ekilip dikilir sonra da bir sürü sorun çıkardı. Şimdi artık her şey kendi havzasında! Yalnız bana biraz yine karışacak gibi geliyor; 942 havzaya bölünecekmiş tarım alanlarımız. Bence çok, sayı olarak yani; necip milletim yine karıştırabilir. Adam, örneğin, 500´lerde filansa yanılıp 748´e göre tarım yapmaya başladığında durum karışabilir! İşin şakası bu ancak yakın geçmişe de şöyle bir bakmak gerek. Bakalım buraya nereden gelmişiz?  

Türkiye hangi ürünü nereye ekeceğini nerede ne yetiştireceğini kendisine göre en doğru yolu bulmuştu. Kendi tohumunu üretiyor, kendi hayvan cinsini geliştiriyordu. O yıllarda Dünya´da kendisine yeten, kendisini doyuran açlık sıkıntısı çekmeyen 7 ülkeden biri olmakla övünürdük. Havzasını da deltasını da yerli yerine koymuş bir Türkiye idik.

Bir hayalimiz vardı: Tarımda sağladığımız sermaye birikimini sanayi´ye aktararak sanayide gelişmiş ülkeler düzeyine ulaşmak.

Tarım can damarıydı ülkemizin. Önce bu damarı kuruttular. Tüm Doğu Anadolu hayvancılıkla geçiniyor zaman zaman canlı hayvan ihracatı bile yapılıyordu. Güneyde ve Egede pamuk ve diğer yağlı bitkiler ve Zeytin.

Sonra inanılmayacak bir şey oldu. Ekonomiyi İMF, Dünya Bankası veya OECD koridorlarında kulaklarına üfürülen birkaç kelimeyle yuttuğunu sanan Ekonomi Ulemaları peydahlandı bunlar TV´lerde yazılı basında Devletçi Tarım politikalarına ver yansın ettiler. Bunların ve uluslar arası finans kurumlarının baskısıyla ?Tarımda Sübvansiyon? dönemi kapandı. Çiftçi tek başına doğa ile baş başa kaldı? Ürettiği mallara Pazar bulamadı. Portakal, muz, pamuk, tütün Televole Ekonomistleri tarafından enflasyon canavarı ilan edildiler ve sonra da infaz edildiler? Üreticiler de varoşları doldurup tarikat ve cemaatlerin müşfik kollarına terk edildiler!

Erzurum´da belki hayatında hiç portakal suyu içmeyen, muz yemeyen, fındığın tadını bilmeyen çocuklara muz, fındık ve portakal taşınması ve o bölgenin alanlarında dağıtılması mümkündü. Tekstil ürünleri aynı düşünce ile desteklenebilir üretici mağdur edilmezdi. Hadi diyelim ki tütün sağlığa zararlı, bu nedenle, yani, halkımızın sağlığını düşünerek tütün ekim alanlarını yok ettik. Ekilecek başka ürün seçeneği de göstermedik. Hiç olmazsa O´nun aklıyla alay edercesine taa Dünyanın öteki ucundan tütün satın almasaydık. ?Bunca iplik dokuma fabrikası neyle çalışacak?? diyenlere ?pamuk dışarıdan alınınca maliyeti daha düşük oluyor? diyerek Yunanistan´dan pamuk alımına akıl almaz bir yanıt ile mazeret gösterilmeseydi. Oysa Türkiye´nin sadece pamuk ekim alanları neredeyse Yunanistan´ın tüm tarım alanları kadardı!  

Şimdi hükümet neler vaat ediyor neler! Hayvan ve Bitki tohumları için ıslah istasyonları ve bunlar için gerekli uzman istihdamı. Ve daha bir sürü şey!

Bu ülke tarımı da sanayiyi de Atatürk´ten öğrendi. O´nun ilkeleri içi boş kavramlar değildi. Sıradan geri kalmış bir ülke sadece bu ilkeleri uygulayarak sıfırdan, kalkınmış ülkeler sırasına girebilirdi.

Yavaş yavaş kaybettiklerinin değerini anlayacaklar. 

Hamide sinay
23.11.2016 20:32:50
İnşallah anlarlar.ne diyelim ..

YAZARLAR

  • Perşembe 24.1 ° / 11.6 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    8806,72%-0,01
  • DOLAR

    32,25% 0,26
  • EURO

    35,08% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2270,84% 0,79
  • Ç. ALTIN

    3854,72% 0,51