36 yıl önce bizlere kurşunların ve sıkıyönetimin gölgesinde 12 Eylül Anayasasını, bugünse yine kurşunların ve OHAL in gölgesinde tek adam diktatörlüğünü dayatıyorlar.
Güzel ülkemin egemenleri bizden; "Her zaman istediğiniz konuda, istediğiniz kadar yakının, fakat itaat edin? diyorlar.
Şer odaklarınınöğretisi, bakış açısı ve yaşam tarzı izin vermiyordu demokrasiye.Kurtulmak gerekiyordu bu sistemden. Bu nedenle, 2002 yılından buyana önce ortam hazırlandı:
Demokrasinin olmazsa olmazları olan;
ü Demokratikleşme yolunda yasama faaliyetlerini yürütmesi gereken TBMM teslim alındı.
ü Ülkeyi yasalar bağlamında yönetmesi gereken yürütme teslim alındı.
ü Yasama ve yürütmeyi denetleme görevi verilen yargı teslim alındı. Kadıyı satın alıp adaleti, adaleti satın alıp devleti öldürdüler.
Devletler, yaşayan canlılara benzer. Uzuvları işlevsiz kalırsa canlı ölür. Yasama, yürütme ve yargı işlevsiz kalırsa o devlet ölür.
Demokrasilerin dördüncü kuvveti olarak tanımlanan basın, vergi denetimleriyle, şantajlarla susturuldu, teslim alındı. İşten attırıldı bağımsız kalemler. Bütün köşebaşları tutularak yandaş yapıldı ülke basını.
Kökü dışarıda bir tarikatla işbirliği yapılarak ordu dağıtıldı. Kanadı kırılmış kuşa çevrildi.
Nefes alabileceğimiz atmosfer kirletildi. Tıknefes edildi toplum.
Demokrasi treni raydan çıkarıldı. Sefere sokuldu tek adam treni. Şimdi bizleri bu uğursuz trene binmeye zorluyorlar.
Sahne kuruldu?
Aktörler sahnede yerini aldı?
Diyanet işleri, 130 bin imam, tarikat şeyhleri, tekke ve zaviyeler,
Makam koltuklarını işgal eden irili ufaklı liyakatsız, torpille gelen bürokratlar,
Burjuva demokrasisini savunması gereken, ancak gerek korkudan gerekse çıkarları gereği tek adamdan yana tavır alan düzenden yana holdingler, iş adamları, sanayiciler, tüccarlar,
Hayır diyen herkesi coplayan, biber gazı sıkan polisler.
Bu gidişata HAYIR! diyen herkes kıskaca alınıyor, yaşamı tehdit ediliyor.
"Suçsuzluk asıl, suçluluk istisna? demek olan ?suçsuzluk karinesi? tersine döndü. Şimdi ?suçluluk asıl, suçsuzluk istisna? oldu benim ülkemde.
İyi düşün Türkiye!
Tek adam diktatörlüğüne teslim olmak ya da olmamak. İşte bütün mesele!
Takdir senin Türkiye!
Bu değişiklikler yürürlüğe girerse;
ü Türkiye Anayasasız bir ülke olacaktır. Çünkü "erkler ayrılığının bulunmadığı toplumlarda anayasa yoktur.?
ü Ülkemizde tek bir insan özgür olacaktır, bizler ise köle.
ü Başkanlığa giden yolda hazırlanan bu Anayasa taslağı, ?kurşun yerine oy? kullanılarak kabul ettirilen 1982 Anayasa´sından daha tehlikelidir; ona rahmet okutacak türdendir.
Okuryazar, aklı başında her insan bu taslağın;
ü ?Vesayete son verilecek? yalanıyla iktidarı, ?yanılmaz? kabul ettiği geleceğin tek insanına teslim ettiğini,
ü Denetim yollarını kapattığını, erkler ayrılığını değil, ?erkler birliği?ni getirdiğini,
kolayca anlayabilir.
Bir kez daha düşün Türkiye!
Yanıt ver bu soruya: Özgürlük güneşinin aydınlığa gark ettiği bir Anadolu mu, yoksa taassubun koyu karanlığında boğulan bir Güney Amerika ya da Arabistan ülkesi mi?
Takdir senin Türkiye!
Atatürk diyor ki: "Şimdiye kadar milletimizin başına gelen bütün felaketler kendi talih ve geleceklerini başka birisinin eline terk etmesinden kaynaklanmıştır. Bu kadar acı tecrübeler geçiren milletin bundan sonra egemenliğini bir kişiye vermesi kesinlikle mümkün olmayacaktır. (1923)
Kendi talih ve geleceğini bir kişiye verecek misin Türkiye!
Bugünlerde sizlere tarikat şeyhlerinden Tanrı´yı da işin içine katarak talimatlar veya tavsiyeler gelecektir. Kulağınıza, cennetin yolunun evet ten geçtiğini, şeytanın da Tanrı´ya hayır dediğini, vb. fısıldayacaklardır.
Çağrımız, namuslu, dürüst, inanan insanlara:
ü Tanrı ile aranıza birilerini sokacak mısınız?
ü Din ve devlet işlerini birbirinden ayrı tutacak mısınız?
ü Emir kulu gibi yaşayan bir teba mı, yoksa olayları eleştirel aklın süzgecinden geçiren, tek sermayesi iki kulağının arasındaki beyni olan birey mi olmak istersiniz?
Teslim etme gururunu, onurunu ve şerefini. Çünkü,şeref en yüce değerdir!
Vekil diye seçtiklerin, senin haklarını korumak üzere Ankara´ya yolladıkların, kendi kişisel ikbal ve çıkarları uğruna TBMM de temsil edemediler seni. Göreceksin, ileride hiçbirisi bu sorumluluğu almayacaklardır. Çünkü;?Düşen bir çığda hiçbir kar tanesi olup bitenden kendisini sorumlu tutmaz?, demiş Oscar Wilde.
Şimdi sıra sende, yani asılda.Göster kendini Türkiye!
16 Nisan´da geleceğinin sorumluluğunu omuzlarında duyarak hareket et.
ü Demokrasi için,
ü Bireysel hak ve özgürlükler için,
ü ?Ankara´da yargıçlar var? diyebilmemiz, yani, yargı bağımsızlığı için,
ü Din ve vicdan özgürlüğünü, düşünceler arasında yarışı sağlamak için, yani laiklik için
Bir kez daha düşün Türkiye!
Takdir senin Türkiye!
