Soma dosyası açıldığı zaman kolay kolay kapanamayacak dosyalardan biri? Ya da diğer bir ironik değiniyle kolayca kapatılacak dosyalardan biri!.. Öncelikle neden kolay kolay kapatılamayacak oluşuna bakalım?
İnsanlığın, adaletin, eşitlikçi, vicdanlı ve adil olmanın doğal bir sonucu olarak, ulus ve halk olarak kolay kolay kapatamayacağımız bir dosya. Neden kolay kapatıldığına gelince, sermayenin gölgesinde eriyen emeğin, içinde bulunduğu konum ve koşullarda, umarsızlık sonucuna gelip saplandığı bir olay olarak, gönüllerde kapatılmasa da resmiyette kapandığı bir sonuç ne yazık ki.
Hukukun yeterince dersini veremediği bir olay olarak, insancıl ve toplumsal kaynaklı kapanmayan bir yara olan maden ocağı faciasının katliam gibi bir kaza olduğunu da söylemeyen yoktur herhalde. İşin fitratı gibi bir neden ileri sürülse de, bazı gelişmiş ülkelerde maden ocağı hiç yok mudur. Neden onların felaket haberleri duyulmaz. Neden çok sayıda yurttaşlarını göçük ya da gruzi patlamasına kurban vermezler.
Bunun bir tek yanıtı vardır bilip bileceğimiz? O ülkelerde, öncelikle insan hayatı maddeden ve madenden önemlidir. Maden ocaklarındaki olası tehlikeler için her türü önlemi alırlar?
Yaşam odası mı? Göçük mü? Hiçbir bahane bulmadan, yasaların gölgesinde yapılacak olanı yapıp ondan sonra fitratı düşünürler. Doğru olan da zaten budur.
Soma maden faciasını ne kadar yazıp çizsek fazla değişen bir şey olmaz?
En iyisi sözü yine şiire bırakmak.
Onun sesine ve ışığına yaslanmak?
KADER DER MİSİN?
Felaket geliyom derken Soma´ma; Söyle be vicdansız, söyle kör müsün?
Paraya kıyıp da önlem almazsan; Sen buna gardaşım kader der misin? *** Çığlıklar yükselip, figan koparken. Ocamıza kara ateş düşerken. Göz göre göre hep zehir içerken
Sen buna gardaşım kader der misin? *** Âşık Cemâli´m gel, gel insan ara. Olmuş günümüzde din, iman para. Sana sesleniyom ey insan sana!
Sen buna gardaşım kader der misin?
Adanalı Cemâli
