Prof. Dr. Özer OZANKAYA


SİVAS KONGRESİ´NİN 98. YILDÖNÜMÜ KUTLU OLSUN!

ABD GÜDÜMÜ KUMPASININ YENİLGİYE UĞRATILMASI VE TÜRKİYE CUMHURİYETİ´NİN TEMELLERİNİN ATILMASI -GÜNÜMÜZ İÇİN DERSLER-


Mustafa Kemal, Ulusal Kurtuluş Savaşının ancak ulusal egemenlik bayrağı altında başarılabileceği bilinciyle, 98 yıl önce bugün, Sivas´ta tüm ulusu temsil edecek genel bir Kongre toplanmasını sağlamıştı.

Bu çalışmaları dolayısıyla İstanbul´daki önde gelen yazar, düşünür ve resmi görev sahibi bir çok kişiye gönderdiği bir telgrafta şunları vurguluyordu:

"Her şeyin başında ulusal bütünlüğe gerek var. Erzurum Kongresi Doğu illerini birleştirmiş, değişik kuruluşları bir amaç üzerinde derlemeğe katkıda bulunmuştur. Ama bu yeterli değildir. Anadolu ve Doğu Trakya´nın birliğini ve birlikteliğini sağlayabilmek için Sivas Kongresini bütün yurt adına yapılan bir ulusal Kongre olarak toplamak ve böylece ulusal savaşı bu Kongrenin seçeceği Temsil Kurulu´nun yönetimine verecek erki kazanmak zorundayız. Ancak o koşulla, çalışmalarımız tüm yurdu ve ulusu kapsayarak hızla sonuç almamızı sağlayabilir.?

Ama Sömürgeci saldırgan devletler ve onların işbirlikçisi Halife Sultan hükümeti ve yandaşları da, toplanmasını önleyemedikleri Sivas Kongresi´nden tam tersi bir karar, Amerikan güdümünü istemekten başka çıkar yolumuz bulunmadığı kararını çıkartmak, böylece ulusal direnişi daha başlar başlamaz boğmak için yoğun çaba göstermişlerdi.

Önce Mustafa Kemal´i, toplanmasına öncülük ettiği Kongre´nin başkanlığına seçtirmemek için yakışıksız çabalar gösterdiler. Başaramadılar.

Ama Kongre gündemine Amerikan güdümünü isteme konusunu getirdiler. Hiçbir kurtuluş umudu kalmadığı konusunda Kongre üyelerini etkilemek için özellike Refet Bele, Fazıl İsmail Paşa, Kara Vasıf´lar, Rauf Orbay çok çabaladılar. Halide Edip Hanım, daha önceden Mustafa Kemal´e birkaç mektupla aynı yöndeki görüşlerini bildirmişti.

Mustafa Kemal bu ?ABD güdümüne girme? kumpasını, bir ara görüşmelere ara verip moral yıkıcı konuşmaların etkisini bire-bir görüşmelerle yok etme gereğini bile duyarak, ama serinkanlılılık ve sabırla aşmayo başardı.

Bu çabalar sırasında üniversiteli gençler adına Kongre´ye katılan Tıbbiyeli Hikmet Bey´în yabancı güdüm yandaşlığına karşı yaptığı tarihi çıkış, özellikle etkili oldu ve belleklerde yer etti:,

"Paşam, temsilcisi olduğum Tıbbiyeliler beni buraya bağımsızlık yolundaki çalışmaya katılmak üzere gönderdiler. Yabancı güdümünü kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar kim olursa olsunlar, şiddetle redde-der ve kınarız. Tutalım ki yabancı güdümü görüşünü siz kabul ederseniz, sizi de reddeder, Mustafa Kemal´i yurt kurtarıcısı değil, yurt batırıcısı olarak adlandırır ve lanetleriz!"

Böylece "ABD güdümü" kumpasına geçit verilmedi ve savunucularından bizzat Rauf Orbay´ın verdiği "vazgeçme" anlamına gelen bir değişik önergeye dönüşerek başarısız bırakıldı.

Sivas Kongresinin dördüncü günü, Erzurum Kongresi tüzüğünde yapılan kimi değişikliklerle tüm yurdu kavrayan bir örgütün tüzüğü ortaya çıkarıldı. Örgütün adı Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti oldu. Kongrece seçilen Temsil Kurulu´nun yurdun bütününü temsil ettiği belirtildi. Erzurum Kongresinde seçilen üyelere 6 üye daha eklenerek oluşan Temsil Kurulunda şu kişiler yer alıyordu:

Mustafa Kemal Paşa, Hüseyin Rauf Bey, Bekir Sami Bey, Hoca Raif Efendi, Şeyh Fevzi Efendi, Mazhar Müfit Bey, Hakkı Behiç Bey, Hüsrev Sami Bey, Kara Vasıf Bey, Ömer Muhtar Bey ve Niğde´li Mustafa Bey.

"Her türlü işgal ve işimize karışma ve özellikle Rumluk ve Ermenilik örgütleri oluşturma amacını güden davranışların önlenmesi için elbirliği ile savunma ve direnme ilkesi kabul" edildi.

"Osmanlı hükümetinin bir yabancı devlet baskısı karşısında ülkemizin herhangi bir parçasını bırakmak ve orayla ilgilenmemek zorunluğunda bulunduğu anlaşılırsa, yönetsel, siyasal, askeri bakımlardan nasıl davranılacağının belirlenip saptanması, yani geçici yönetim kurulması" da kabul edilen tüzük maddeleri arasındaydı.

Kongre, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti´nin yurt yüzeyinde köylere, mahallelere, kısacası bireylere değin ulaşacak bir biçimde örgütlenmesini öngörüyordu. Cemiyet´in bu özelliği, Türk Kurtuluş Savaşı´nın gerçekte Türk Demokrasi Devrimi demek olduğunun bir göstergesidir. Mustafa Kemal´in en sık vurguladığı yön de budur.

"Bireyler düşünür olmalıdır," demektedir; "bireyler düşünür olmadıkça bir toplumu iyi ya da kötü yöne herkes yöneltebilir. Kuşkusuz her işin başında yukardan aşağıya doğru bir örgütlenme kaçınılmaz ise de, asıl aşağıdan yukarıya, temelden çatıya doğru yükselen bir yapı sağlam olur. Bunun için biz örgütümüzde işe köyden, mahalleden, yani bireyden başlıyoruz."

Tüzük, Temsil Kurulu´nun, "ulusun tüzükle belirli kesin amacının bir noktasını bile savsaklamamak koşuluyla, yurdun bütünlüğünü ve ulusumuzun bağımsızlığını sağlamak yolunda her türlü önlemlerle siyasal ve yönetsel kararları almaya yetkili olduğunu" belirtiyordu.

Amacı ulusal iradeyi egemen kılmak olan Cemiyet´in kendi geleceği ise, ancak millet meclisinin toplanarak yasama ve denetleme haklarını tam, özgür ve güvenli biçimde kullanma durumuna gelmesinden sonra, Kongre kararıyla belirlenecekti.

Bütün özü ve ruhu Erzurum Kongresi kararlarında anlatıma kavuşan, Sivas Kongresiyle de tüm Türk ulusu adına ilân edilen bu ilkeler, kısa süre sonra Ulusal And (Misak-ı Milli) adı altında bayraklaşacaktır.

TÜRK KURTULUŞ SAVAŞININ BİLGE ÖNDERİ, ÖZGÜRLÜK VE BAĞIMSIZLIK AŞIĞI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK´E VE DÂVÂ ARKADAŞLARINA GÖNÜLLER DOLUSU SAYGI, SEVGİ VE BAĞLILIK DUYGULARIMIZLA ?

(CUMHURİYET ÇINARI ? MUSTAFA KEMAL´İ ?ATATÜRK? YAPAN UYGARLIK TASARIMI, CEM Yay.)

 

 

YAZARLAR

  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • BIST 100

    8828,70%-0,62
  • DOLAR

    32,29% 0,55
  • EURO

    35,19% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2238,56% 0,53
  • Ç. ALTIN

    3895,90% 0,00