KONUK YAZAR


Seferberlik Zamanı - Dr. Ferruh DEMİRMEN

Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Dr. Ferruh DEMİRMEN'İN Seferberlik Zamanı -1915 olaylarına ilişik Ermeni sorunu, Türkiye için çok ciddi bir boyuta ulaştı.


1915 olaylarına ilişik Ermeni sorunu, Türkiye için çok ciddi bir boyuta ulaştı. Günümüzde 32 ülke, sözde Ermeni soykırımını şu veya bu şekilde tanıdı; yabancı meclis, yönetim, eyalet, şehir kararları da hesaba katılırsa soykırım”ı tanıma sayısı dünya çapında yaklaşık 200. Bu bilanço, Türk ulusu ve Türk geçmişinin haksız olarak yabancı kamuoyu nezdinde çok iğrenç bir suçla lekelendiğine işaret ediyor. Ek olarak toprak talepleri açıkça dile getiriliyor.

TAZMİNAT TALEPLERİ

2019 yılı sonlarında ABD Temsilciler Meclisi ve Senatosu’nda alınan soykırım” kararları ve onu izleyen gelişmeler Türkiye için büyük mali külfet riski taşımaktadır. Her ne kadar 2010 yılında birtakım Ermeni kökenli ABD vatandaşının Ziraat Bankası ve Merkez Bankası aleyhine Kaliforniya federal mahkemesinde açtıkları tazminat davaları başarılı olmadıysa da konjonktür günümüzde değişik. Önümüzdeki kasım ayı seçimlerinde Demokrat Parti’nin başkan adayı Joe Biden, Kongre kararlarından sonra başkan olursa soykırım”ı tanıyacağını açıkça dile getirdi. Böyle bir gelişme, Ermeni lobisini ABD mahkemelerinde Türkiye aleyhine tazminat davaları açmaya cesaretlendirecektir.

Holokost’ta (Yahudi soykırımı) olduğu gibi bu davalarda zamanaşımı savunması geçerli olmayabilir. Ve ABD Yüksek Mahkemesi yeni aldığı bir kararla tazminat taleplerinin geriye işleyebileceğine hüküm verdi.

GENÇ BEYİNLERE BASKI

2016’da Almanya Federal Parlamentosu ve 2019’da ABD Kongresi’nde alınan soykırım” kararları, 1915 olaylarının orta eğitim okul müfredatına soykırım olarak dahil edilmesini öngörüyor. Sınırlı da olsa, günümüzde bu yönde uygulamalar var. Soykırım”, önümüzdeki yıl olası Biden yönetimince kabul edilirse bu girişimlerin ivme kazanacağı kesin. Ayrıca ABD’de yürürlüğe giren yeni bir yasa, Holokost’a ilişik eğitimlere federal hükümetin parasal yardım yapmasını öngörüyor. Ermeni lobisi bu yasadan yararlanmak isteyecektir. Sonuç olarak yabancı ülkelerde orta eğitim çağındaki Türk kökenli genç öğrenciler, ırkçılığı ve aşağılık duygularını kamçılayabilecek baskılara maruz kalacaktır.

KARŞILIK GÖRMEYEN GİRİŞİMLER

Ermeni sorununda bugüne değin Türkiye hükümetinin ana çözüm arayışı, tarihçilerden oluşan uluslararası bir komisyonun toplanmasına çağrı yapmak olmuştur. Bu çözüm yolunun zamanı geçmiştir. Her yıl 24 Nisan’da Sn. Erdoğan tarafından Ermeni topluluğuna gönderilen taziye mesajları Ermeni tarafında bir yumuşamaya yol açmadı. Aynı şekilde, bütün masrafları Türkiye hükümetince karşılanmak üzere Van Gölü’ndeki Akdamar Kilisesi’nin onarımını teşhir etmeyi amaçlayan bir serginin 5 Kasım 2019’da New York’ta açılması da Ermeni sorununda görünür hiçbir yarar sağlamadı.

Daha da vahimi, 10 Ağustos’ta, Sevr Antlaşması’nın 100. yılında, Ermenistan Cumhurbaşkanı ve Başbakanı, bu antlaşmanın hâlâ hüküm sürdüğünü savladılar. Anlaşılıyor ki Batı Ermenistan” toprak hayalleri ölmüş değil.

ATILABİLECEK ADIMLAR

Ermeni sorununda yapılması gereken, bu sorunu bir devlet politikası olarak benimsemek ve soykırım” suçlamalarına bir seferberlik anlayışıyla karşı koymaktır. Pasif, reaktif davranışlardan proaktif girişimlere geçilmeli ve organize bir yaklaşımla Türk tezi çeşitli yollar ile dünya kamuoyuna anlatılmalı. 1915 olaylarının 1948 Birleşmiş Soykırım Sözleşmesi uyarınca bir soykırım olmayıp toplumlar arası bir kırılma olduğu, tehcir nedeniyle iddia edilen 1.5 milyon Ermeni kaybının insafsız bir yalan olduğu ve bunun yanı sıra sadece Anadolu’da yaklaşık 520 bin sivil Müslüman halkının Ermeni milisleri tarafından katledildiği, bu hususun Batı medyasında yer almadığı ve uluslararası hukukun Türk tezinin tarafında olduğu, bütün çıplaklığı ile dünya kamuoyuna yansıtılmalıdır.

Böyle bir seferberlik” için Dışişleri Bakanlığı’na bağlı özel bir kurumun oluşturulması, gereken bütçenin sağlanması ve faaliyetlerin bu kurumun yönetiminde yürütülmesi önem taşımaktadır. Faaliyetlerin ayrıntılarına burada girmiyoruz, ancak iki ana noktayı belirtelim: 1) Soykırım” iftiralarına karşı yurtdışında güçlü bir örgütlenmeye gidilmesi, 2) Uluslararası Adalet Divanı (UAD) nezdinde yapılabilecek bir yargı girişiminin ciddi bir seçenek olarak değerlendirilmesi.

Parlamentolar, yönetimler vb. tarafından alınmış “soykırım” kararları tümüyle siyasi nitelikte olup hukuksal açıdan geçersizdir. Yapılması gereken, soykırım”a ilişik ihtilafın UAD’de ele alınması için Ermenistan’a çağrıda bulunmak. Ermenistan güveni olmadığı için büyük bir olasılıkla böyle bir çağrıya sıcak bakmayacak, bu durum Türkiye için dünya kamuoyu nezdinde büyük bir kazanım olacak. Bir seçenek, Türkiye’nin soykırım” konusunda UAD’den tek taraflı görüş talep etmesi.

SONUÇ

Ermeni sorununda bir seferberlik yaklaşımıyla hükümetin proaktif, yeni bir politika geliştirmesinin zamanı gelmiştir. Tarihi gerçekler 1915 olaylarının Soykırım Sözleşmesi” çerçevesinde soykırım olmadığını açıkça ortaya koymaktadır. 2003 Avrupa Adalet Divanı hükmü, 2013/2015 AİHM İsviçre-Perinçek ve 2016 Fransa Anayasa Konseyi kararları da soykırım” konusunda Türk tezini desteklemektedir.

Şu da var ki Ermeni sorununda günümüzdeki olumsuz konjonktürün sorumlusu hükümet olduğu kadar Türk diasporasıdır. Ermeni sorununun Türkiye’de eğitim programının dışında olması nedeniyle diasporada bilgi ve motivasyon yoksunluğu var.

DR. FERRUH DEMİRMEN

 

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22