Cezmi DOĞANER


OSMANLI DÖNEMİNDE EĞİTİM (1)


Devleti ayakta tuttan, onu yöneten insandır. Bu insanların yetiştiği kaynak, asıl pınarın gözü de okullardır. Okullar, yani burada mederesler ve enderun okulları, yozlaşırsa ya da belli kalıplar içinde dondurulursa orada tekamül denilen ilerlemeden söz edilmez.


Özellikle 17 yüzyıldan itibaren Osmanlı yönetiminde cehaletin ve irticanın at oynattığı bir dönem olarak görülür.

 1913 yılında Kastamonu´da polis üç öğretmeni tevkif etmişti. Bunların tabiat bilimi öğretmeni olanı, öğrencilere Darwin teorisini anlattığı için Arapça hocası tarafından kâfirlikle suçlandınlmıştı. Biri matematik, öteki Fransızca okutan iki öğretmen buna karşı öğrencileri ayaklanmaya teşvik suçundan tevkif edilmişlerdi. Bu olay dolayısıyla Abdullah Cevdet, içtihat´ta. şöyle yazar: Darwin nazariyesinin okutulmasını küfür sayan bir ülke hâlâ Ortaçağlarda yaşıyor demektir. Böyle bir ülkenin 20. yüzyıl dünyasında yaşama hakkı yoktur. Sarıklı, sanksız, ezilmek istemeyen her kafa artık bunu anlamalıdır. 22- 22( Abdullah Cevdet, "Kastamonu´da kurun-u vustâ", İçtihat, 58(1329/1913): 1272-1274.

eseri Hüseyin Cahit tarafından çevrilmiş, 1924-1927 arasında 10 cildi İslâm tarihi adı altında çıkmış, tamamlanmamıştır) (Niyazi Berkes, Türkiye´de Çağdaşlaşma.s.441yeni 387 eski)

Gericiliğin, irtıcanın Osmanlı yönetiminde ne kadar ileri gittiğinin bir başka örneği de şudur: Mısır´da öğrenim görüp, İstanbul´da Tophane´de bir rasathane (meteroloji gözlemevi) kuran Takiyeddin Mehmet Efendi başına gelenlerdir.

Gözlem evi daha tamamlanmadan (1575-76-77) tepki gördü. 1577´ de görülen kuyruklu Yıldız ve 1578´de görülen veba salgını bunun nedeni olarak gösterildi.

Şeyhülislam Kadızade Ahmet Şemsettin Efendi´nin durumu Padişah 3. Murat´a bildirmesiyle rasathanenin yıktırıldığını görüyoruz. Rasathaneyi topa tutup yıkan da kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa´dır. Kılıç Ali Paşa  Luka Galati adlı İtalyan asıllı bir devşirmeydi.

Bu konuda Evliya Çelebi, ?Ulemanın, bu rasathane nereye kurulmuşsa oraya veba hastalığı musallat olduğunu padişaha söyleyerek yıktırıldığını? yazıyor.

Bunun gibi bir başka olay da 1908 yılında 2. Meşrutiyet zamanında görülür:

1601 yılında medrese müderissi (profesör) Sarı Abdurrahman´ın ?alemin sonsuzluğuna inandığı için? idam edildiğini biliyoruz. Adnan Adıvar´ın belirttiğine göre Batı dünyasında özellikle Katolik ülkelerde iskolastige karşı isyan başladığı halde bizde taasup gittikçe güçleniyordu. (Adanan Adıvar, Osmanlı Türkleri´nde ilim sf.147,152.)

Sadece Halet Efendi değil, bir de Sarıklı Vehbi Molla var. Vehbi Molla, saraya jurnalcılığıyla (ispiyon-gammaz) ünlüdür. Onun çok bilinen bir jurnalcılığı da şuydu:

Okullara dağıtılmak üzere harıtalar verilmiştir. ?Bunlar resimdir, resim ise şer´an yasaktır, vekalet (bakanlık) çocuklarımz dinden çıkıyor.? Diyerek bütün haritalar  ayakyolu (tuvalet) çukurlarına atıldı. (İsmail Habip Sevük, Tazminat Devri Türk Edebiyatı. Sf.11)

Osmanlı döneminde Kafir ve Frenk sözcükleri ile ilerleme ve  değişimin karşısına adeta  bir set  çekilmiş.

Cezmi Doğaner

YAZARLAR

  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • BIST 100

    8828,70%-0,62
  • DOLAR

    32,29% 0,55
  • EURO

    35,19% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2238,56% 0,53
  • Ç. ALTIN

    3895,90% 0,00