Ahmet DOKUZOĞLU-NE DEMİŞTİK?


MÜZİK VE BEN-1


              Eskiden sesim güzeldi. Okuldan çıkar çıkmaz türkü söylemeye başlar eve gelene kadar durmazdım. Kimsede neden türkü söylüyorsun demezdi. Ya türkü söylememi severlerdi ya da çocuk diye aldırmazlardı.

             Lise birinci sınıfa giderken bir saz aldım. O günün parası ile 300 TL verdim. Okul açılınca 270 TL ya satmaya mecbur kaldım. Çünkü okul masrafım vardı ve de çalamıyordum.

            Daha sonra okul yıllarımda şiire merak sardım. Bol bol okuyor ve yazıyordum. Kendi arkadaşlarımın yanında şair olmuştum. Edebiyat öğretmenleri şiirlerimi seviyorlardı. Beni de teşvik ediyorlardı.

            Asker dönüşünde Adana Divan Oteline çalışmaya girdim. Orada birçok sanatçıyla tanıştım. Kayahan, Erol Büyükburç, Taner Şener, İbrahim Tatlıses ve birçokları ile samimi oldum. Onların şöhreti beni etkilemiyordu. Sadece yazdıklarımı duyuruyor görüşlerini alıyordum.

           Daha sonra Otelin barında şarkı söyleyen İbrahim Şanlı ile tanıştım. Müthiş bir kişiliği vardı. Samimi olunca şiirlerimi ona gösterdim. Bir tanesini aldı ve

          ?Akşam beni dinle.? dedi.

          Mesai bitiminde eve gitmedim. Resepsiyonun yanına bir sandalye alıp onun şarkı söylemesini bekledim. Orgun başına geçip benim şiiri söylemeye başlayınca oturup ağladım. O kadar güzel okuyordu ki, sesi otelin her yanına yankı yapıyordu. Duyanlar kulaklarını ona kabartıyor dinliyorlardı.

         O günden sonra samimiyetimiz devam etti. Ben yazdım o okudu. O okudu ben dinledim, hüzünlendim, ağladım. Artık şiirlerimi şarkı sözü olacak şekilde yazıyordum. Yazdıklarımı başka sanatçılara da gösteriyordum. Hiç biri İbrahim Şanlı´nın yaptığını yapmadı. Sanki bir yerlere bağlı çalışıyorlardı. Sadece Erol Büyükburç kendi vereceği müziğe söz yazmamı teklif etti. O da olmadı.

          Bir gün para tahsili için Hürriyet gazetesine gitmiştim. Dönüşte bir taksi durdu ve binmemi istedi, ben de kabul ettim. İçinde bir adam;

           ?Ben Avni Anıl.?dedi.

            Ben bir an şaşırdım ve

          ?Bu ismi bir yerden tanıyorum ama nerden??dedim.

          ?Ben bestekâr Avni Anıl´ım.?dedi. O anda benim jeton düştü. Çünkü o günlerde her yerde Avni Anıl Hocanın ?Mihrabım diyerek sana yüz vurdum? şarkısı çalınıyordu ve ben o şarkıyı çok seviyordum. O gün Hoca´nın karşısında çok mahcup oldum. İlk defa bir bestekârla tanışıyordum.

          Daha sonra Emlak Kredi Bankasına girdim. Orada Âşık Salihi (Halil Yılmaz) çalışıyordu. Aynı servisteydik. O başımızda Şef Yardımcısıydı. ?Unutursun diye çok korkuyorum? türküsünün bestekârıymış. Türküyü biliyordum ama kendini orada tanıdım. Kulakları çınlasın iyi bir ağabeyimizdi. Fakat hiç beste yaptığından bahsetmedi. Bahsetse bile benim için bestenin bir önemi yoktu. Ben şairdim. Beste yapmak diye bir beklentim olamazdı.

             Bir gün Şef´in masasındaki takvim yaprağının arasında yarım kalmış şiir buldum. Sanırım Âşık Salihi, aklına geldikçe güfte yazıyordu. Onu aldım ve iki kıtasını beş kıtaya çıkardım. Daha sonra etrafında dolandım durdum. Bir tek söz bile söylemedi. O vakit anladım ki kendine çalışıyor.

 

güven Dokuzoğlu
12.04.2019 22:50:08
Acemi yeni yetişen genç şairler

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92