Bu başlık bir kitabın adı: "Kurtuluş Savaşı, Devrimler MUSTAFA KEMAL ve MAHATMA GANDİ" nin yazarı R.K. Sinha, Hindistan´ın Bihar Üniversitesi Tarih kürsüsü öğretim görevlisidir ve yüksek eğitimini Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi´nde tamamlamıştır.
R.K.Sinha, bu kitabında Mustafa Kemal´i ve devrimlerini ustalıkla incelemekte, özellikle Atatürk devrimlerini, Hindistan´da Gandi ´nin yapmak istedikleriyle karşılaştırarak bunlarda ortak yanlar aramaktadır.
"Kurtuluş Savaşı, Devrimler MUSTAFA KEMAL ve MAHATMA GANDİ" de her iki ulusun bu iki büyük önderini değişik bir kalemden ve değişik bir açıdan değerlendirişlerini okuyacaksınız.(1)
Türk tarihi ve kültürü üzerine daha çok batılı araştırmacıların kitapları ve yazıları okunur. Okullarımız da referans olarak Batılı yazarların çalışmaları gösterilir. Batılı tarihçilerin Avrupa-merkezci, etnik-merkezci ve Hristiyan-merkezci bir yaklaşımla Türklere, Müslümanlara, Asya, Afrika ve Latin Amerikalılara karşı ırkçı önyargılar içinde olduğu bir gerçektir. Öteden beri bilinen oryantalist anlayışın etkisiyle şimdi "yerli oryantalistler" de çoğaldı. Hatta bunlar, kraldan daha kralcı bir anlayışla "soykırım" vb. konularda Türkiye´ye karşı "Taraf" haline geldiler.
Bizim gözümüzle Batı sürekli örnek alınan ve özenilen bir olgu. Batının ve batılıların ne olduğunu bilmeden, anlamadan sürekli özenmişizdir batıya, kalitenin, iyi giyimin, iyi yaşamın ve kibar olmanın ölçüsü hep batı olmuştur.
Batı ve Doğu Türk Tarihi ve kültürü hakkında ne düşünüyor? Bu yazımda kısaca buna değinmek istiyorum. Bu konuda aynı dönem ve aynı düşünce doğrultusunda yazılmış iki kitaptan örnekler alacağım. Birinci kitabın adı yukarıda ve ikinci kitabın yazarı ünlü İngiliz Tarihci Arnold Toynbee , ?Türkiye, Bir develetin Yeniden Doğuşu? . (2)
Batılıların, Türkiye ve Türkler hakkında sürekli önyargılı ve dışlayıcı bir anlayış ve alışkanlıklarına en güzel örnek: Toynbee kitabının 23. Sayfasında şunları yazmış: ? ?Türkiye´nin bizim için Avrupa sistemi´nin büyük devletlerinin ticari, ekenomik, siyasal ve askeri faaliyetlerinin bir alanı, bir ?no-man´s land?(kimsenin ülkesi degil!...) olduğunu görürüz. Bu, Batı dünyasının sınrları dışında öyle bir alandır ki, üzerinde Batılıların zaman zaman birbirleriyle tehlikeli bir şekilde çatışmaya düşmekte ya da bir boşluk meydana getirdiğinde, komşu olduğu için, Avrupa´da kurulmuş olan ?nazik kuvvet denegesi´ni bozmaktadır. Başka bir deyimle, Türkiye´ye kendi dünyamız, alışveriş ve coğrafya açısından bakmakta, onu kendi açısından ve insanlık yönünden görmemekteyiz. Üstelik ülkeye adlarını vermiş olan Türkleri bile zihnimizden tamamen çıkarmaktayız.?
Toynbee, kitabının bir çok yerinde Kurtuluş Savaşı ve Atatürk hakkında övücü değerlendirmesi olmasına karşın ; sayfa 209 ?Cumhuriyet ve Diktatörlük? başlıklı onikinci bölümde, ince ince ve derinden Atatürk´ün ?diktatör? olduğunu anlatmaya çalışıyor!...
Emperyalizm dün olduğu gibi bugünde ?dini? ve ?dinci işbirlikcileri? kullanmıştır. Avrupa ülkelerinde, Avrupalıların müslümanlar için icat ettiği!... ?Avro İslam? projesinde , ?işbirlikçi müslümanlar? başı çekmektelerdi. ABD nin ?Ilımlı İslam? Projesi uygulamaya konulunca Avrupalılar, ?Avro islam? projesini dolaba kaldırdı. Bunu yazmamın nedeni: Birinci dünya ve Kurtuluş savaşında Emperyalizm Anadolu ve Hindistan da ?dinci işbirlikcileri? kullanmışlar.
R.K.Sinha, bu kitabını okuduğumuzda, Hindistan bağımsız bir ülke olmamasına rağmen; Hindistandan´ lı müslüman ve Hindular Türk kurtuluş savasına maddi ve manevi olarak çok yardım etmişler. Hindistan müslümanlarının öncelikli amacı:?Hilafet?, ? makamına kimsenin dokunmaması ve korunması?. İngilizler bu konuda ?söz? vermişler. (Sayfa,70 ve 82) Kitap dikkatlice okunduğunda bu istek sanki masum Hindistan müslümanların isteği olmasının ötesinde İngilizlerin ?böl,parçala ve yönet? taktiğinin bir başka yönü olarak ?dini? kullanması karşımıza çıkıyor.
