Bazen anlı şanlı medya şövalyelerinin bazı TV kanallarında canlı yayınlanan programlarını izliyorum. Ortam harika; salon tıklım tıklım dolu ellerde bayraklar heyecan dorukta konuşmacılar da, haklarını inkar etmeyelim, bu heyecanı dorukta tutmak için ellerinden, dillerinden geleni artlarına koymuyorlar. Müthiş bir muhalefet. O salonda bir program boyunca otursam, çıktığımda, ilk seçimde muhalefetin iktidara geleceğine, gelir dağılımındaki eşitsizliğin giderileceğine, gericiliğin geri püskürtüleceğine, terörün ve bölücülüğün bitirileceğine inanırdım. Adamlar müthiş konuşuyorlar; haklarını inkar etmeyelim. Arada bir konuk olarak yayına aldıkları siyaset erbabından bazıları hafifçe işi şirazesinden çıkarsa da ortam bir gaz alma ortamı olarak olağanüstü.
Bu toplantılarda en çok dikkat ettiğim şey izleyiciler, sanki özel olarak kimliklerine bakılarak aynı yaşta insanları toplamışsınız gibi! Erkeklerin tümü beyaz saçlı, Çoğunluğu emekli, birkaç kadın izleyici veya çok seyrek genç kız ve erkek? Günler önceden, gerek ilgili TV kanalından gerekse düzenlemeyi yapan belediyelerden ki genellikle belediyeler bu düzenlemeleri yapıyor, yapılan duyurularla salon dolmuş?
Bu görünüm, muhalefetin yeni insanlarla yeni yüzlerle ve daha da önemlisi genç kuşaklarla yapılamıyor izlenimini vermekte.
Yerel seçim ortamına girilen birkaç aydan beri CHP´nin aday adayları hep geçmişin yıldızlarından oluşuyor. Çok önemli sayılan Ankara ve İstanbul adayı olarak düşünülen isimlere bakın bana hak vereceksiniz. CHP´nin genel merkez kadroları da, aynı yapısal sıkışıklık içerisinde. Hep aynı insanlar kameralar ve kamuoyu önünde. Konuya dair en ilginç örnek de Mansur Yavaş!
Beş yıl önce CHP´yi yönetmeye çalışan medyanın yoğun baskısı altında Mersin ve Adana Belediye başkanlıkları MHP ye verilerek Ankara Belediye Başkan adayı yapılan Mansur Yavaş bu günlerde yine revaçta. Şimdi ?koskoca CHP, beş koca yıl Ankara´ya belediye başkan adayı gösterebileceği bir insan yetiştirememiş veya bulamamış? desem haksız mıyım? Şimdi aynı medya grupları ittifak ittifak diye tutturmuşlar Kemal Beyi etkilemeye çalışıyorlar. Muhteremin de etkilenmeye oldukça hazır olduğu apaçık görünüyor.
Bu ?tek seçicilik? işi zor iş. Kaçıncı seçimdir Kemal Bey bu işi beceremediğini kabul etmiyor.
Kemal Bey´in Genel Başkan olduğu ilk günlerde bir gurup arkadaşımızla ziyarete gitmiştik. Kendisine bir dosya sunmuş ve dosya içeriğini de okumuştuk. Hepimiz CHP´de iki şeyin kesinlikle yeniden kurumsallaşmasını istemiştik. Birincisi parti içi demokrasi, ikincisi ise ön seçimdi. Görüşme sona erdikten sonra kapıda kendisiyle vedalaşırken arkadaşlarımızdan biri ısrarla ?önseçimi lütfen ihmal etmeyin? diye tekrar anımsatmıştı.
Söz vermişti Kemal Bey ?arkadaşlarımız inceliyor mutlaka gereğini yapacağız?
Yapmalıydı.
Hani bir söz vardır ?en az kusurlu rejim demokrasidir? denir. Ben de bu söze benzer ?en kötü önseçim en isabetli atamadan iyidir? diye bir ekleme yapıyorum. Buna inanıyorum.
Ama Kemal Bey yapmadı yapamadı. Yapacağa da benzemiyor.
