Yılmaz AYDOĞAN / BÖYLE GİTMEZ!


MİLİTAN DEMOKRASİ -5-


DEMOKRASİLERDE MİLİTAN MÜDAHALENİN İLKE VE ÖLÇÜTLERİ
Militan demokrasi anlayışı iç içe geçmiş üç ilkeden oluşur.
Birincisi ve en önemlisi, “gerek demokrat gerek demokrat olmayan tüm yurttaşların
katılım hakları her koşulda saklıdır”. Buna katılım ilkesi denir. Demokrasi karşıtlarının da
önemli demokratik çıkarları olduğunu kabul etmek, antidemokratik eyleme nasıl cevap
verileceğini belirlerken bu çıkarların hesaba katılması gerektiği anlamına gelir. Başkalarına
fiiliyatta zarar vermenin değil, “Başkalarına zarar verme niyeti gütmenin,” katılım hakkının asli
sınırı olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.
İkincisi, “dışlayıcı yöntemler ya da politikalar (parti kapatmaları gibi) ancak
antidemokratların başkalarının haklarını sinsice ihlal etmelerini engellemek adına
kabul edilebilir”. Buna sınırlı müdahale ilkesi diyoruz. Militan politikaların amacı ideal bir
rejim kurmak değil bunun yerine, savunmacı projelerden yararlanarak orta yolcu bir hedefe
ulaşmak olmalıdır. Temsili hükümet amaçlayan demokratik çabalar gibi meşru bir rejimi
korumaya çalışan ilkeli girişimler de kendi kendini sınırlandırmalıdır. Adam Michnik’e göre:
“Çoğulcu demokrasi karmaşık gerçeklikler karşısında taviz vermeyi gerektirir. Taviz felsefesi
ikircikliliği kabul eden bir felsefedir. Radikalizm, devrim, demagoji ve şiddet felsefesi ise daha
kolay yoldan gider, ama demokrasiye değil, giyotine varır.”
Üçüncüsü ve sonuncusu, “demokratların özyönetimi savunma çabaları, savunma
amaçlı eylemden doğabilecek zararların farkındalığı ile şekillenmelidir”. Buna da
demokratik sorumluluk ilkesi denir. Devletler demokrasiyi korumak için bir şeyler
yaptıklarında bazen aşırılığa kaçabilirler. Bu sebeple savunmacı pratiklere zorunlu olduğu
kadar sık, ama mümkün olduğunca seyrek başvurulmalıdır. Militan demokratların,
antidemokratlara demokrasideki müstakbel partnerleri gibi davranma ve toplumun tüm
bileşenlerine siyasi karar mekanizmalarına güvenle katılma imkânı tanıyacak koşulları hızla
teminat altına alma sorumlulukları vardır.
Militan politikalar iki sebeple pahalıya patlar: Hem bir hata riski vardır hem de bazı
meşrulaştırılabilir savunmacı politikalar bireylerin temel siyasal haklarını ihlal edebilir. Çünkü
kullanılan araçların yaratacağı sonuçlar belirsizdir. Militan müdahale araçları olarak, “parti
üyelerini süresiz veya koşullu olarak siyasetten men etmek, partiyi kapatmak, partinin
devletten aldığı yardımları sınırlamak ve partili vekillerin azledilmesi,” sayılabilir.
Eğer meşru önlemler yurttaşları temel demokratik çıkarlarını ileri sürmekten alıkoyarsa,
bu politikaların bedeli demokratik açıdan ağır olacaktır. Militan demokrasinin amacı
“antidemokratları dışlamak değil, hak ihlallerini engellemek ve tüm bireylerin kendi temel
çıkarlarını ileri sürmelerine imkân sağlamak,” olmalıdır.
Bu üç ilke birlikte dikkate alındığında militan demokratların sadece demokrasiyi
savunmak değil, onarmak gibi bir görevleri de olduğu anlaşılır. Demokratlar, “potansiyel
bir tehdidin şu an küçük olsa bile yayılacağı ve böylece önleyici eylemin gelecekte imkânsız
hale gelebileceği,” ihtimali ile yüzleşmelidir. Beklemek, demokrasinin dağılıp gitmesi riskini
taşır. Aceleyle hareket etmek ise kişinin kendi rejimini kötürüm bırakması riskini barındırır.

Demokratik bir kurumsal yapı aşağıdaki ilkesel ölçütleri (kıstasları) asgari düzeyde
karşılamalıdır:
Birincisi, “Müdahale ancak temsili kurumların temel etkinliği tehlike altında olduğunda
ve söz konusu parti bu kurumları işlemez hale getirmeye niyet ettiğinde savunulabilir”. Fakat
demokratik kurumların çökmesi kesin ve an meselesi olacak diye bir kural olamaz. Bunun
yerine, antidemokratların, kendilerine normal demokratik ve yasal mekanizmaları engelleme
ya da yok sayma imkânı sağlayan bir konum elde etmeleri kuvvetle muhtemelse, önleyici
eylem şarttır. Demokrasi savunucuları bu koşulların karşılandığına dair inandırıcı kanıtlara
sahip olmalıdır.
İkincisi, “Demokratlar gereksiz müdahale ihtimalini de yok saymamalıdır”. Bir partinin
sahiden tehdit oluşturduğuna dair kanıt kamu denetimine açık olmalıdır ve söz konusu parti
gerek ulusal gerek uluslar arası platformlarda bu tehdidin geçerliliğini sorgulamak için gerçek
bir fırsata sahip olmalıdır. Fakat bir mahkeme ya da seçim komisyonu gibi bir bağımsız organ
müdahale kıstaslarının karşılandığını tespit etse bile, önleyici müdahale hâlâ demokratik
açıdan gayrimeşrudur.
Son olarak, “Önleyici müdahaleyi savunanlar, özellikle de rakip partilerin liderleri
aldıkları kararların hesabını verebilecekleri bir teftiş sürecine tabi olmalı ve teftişi kabul
etmelidir”. Bu teftiş, önleyici müdahale için açıktan bastıranlara yaptırımda bulunma ihtimalini
de kapsamalıdır. Müdahale ile dışlananlar demokrasiye karşı çıksalar bile, katılımdan yana
temel çıkarları saklıdır ve katılım imkânlarının ellerinden alınması, temsili kurumların
meşruiyetini sorgulanır hale getirecektir.
Müdahale sonrası, militan politikalara eleştirel muhalefete izin verilmeli, hatta hüsnükabul
gösterilmelidir. Demokratların nihai amaçlarının, “Düşmanlarını sessizleştirmek ya da aforoz
etmek değil, eşit bireyler olarak meşru yönetime dâhil etmek olduğu,” mesajını verebilecekleri
kilit bir yöntemdir bu.
…………………….
Bundan sonraki yazılarda, Türkiye Demokrasisi ele alınarak, önce siyasi partiler
kanununda siyasi partiler için getirilen kurallar incelenecek, sonra da somut konu ve olaylarla
demokrasimizin son yirmi yıllık serencamı gözden geçirilecektir.
Bundan sonraki yazıların, okuyucu gözüyle, daha akıcı görüleceğini söyleyebilirim.

YAZARLAR

  • Salı 31.1 ° / 13.6 ° Güneşli
  • Çarşamba 35.2 ° / 19.1 ° Güneşli
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • BIST 100

    9645,02%-0,50
  • DOLAR

    32,56% 0,14
  • EURO

    34,81% 0,49
  • GRAM ALTIN

    2417,74% -0,61
  • Ç. ALTIN

    4073,33% 0,00