Yılmaz AYDOĞAN / BÖYLE GİTMEZ!


MİLİTAN DEMOKRASİ -11-

AK PARTİNİN ANAYASA KARŞITI EYLEMLERİ - 2


Ben kendim için, “Bir Müslüman olarak elimden geldiğince ibadetlerimi aksatmamaya çalıştığımı,” söyleyebilirim. Başkalarının inancı, ibadeti ve yaşama biçimi, “onlara saygı duymak” dışında beni doğrudan ilgilendirmiyor. Ancak amacı, “Eğitim gençliğinin barınma sorunlarını gidermek,” olarak tanımlanmış bir vakıfta, her yaş kademesinde yapılan her etkinlikte, mutlaka din olgusunun kullanılmasını anlamakta da zorlanıyorum. Dinin bir araç olarak kullanılıp, samimi ve sahiden dindar insanların inançları sömürülerek aldatılmalarına; Cumhuriyete ve demokratik değerlere karşı çıkan bir gençlik yetiştirilmesine, şiddetle karşıyım.

Esefle belirtmeliyim ki yakından bakılırsa, iktidara yakın sivil toplum kuruluşları tarafından verilen eğitimin özünde özetle: “Birey” yerine “tarikat müridi”, “yapılanları sorgulamak, yetkilileri eleştirmek,” yerine güvenmek ve “biat etmek”, “sevgi ve özgürlük” yerine “dindar ve kindar bir anlayış” vardır!

Bir zamanlar FETÖ’nün yaptığını, “Ülkenin yoksul ve zeki gençlerini devşirip biat kültürü ile yetiştirerek devlet kadrolarına yerleştirmeyi,” şimdi aynı yöntemleri kullanarak,  kapatılan yatılı devlet okulları yerine ikame edilen, yandaş vakıf yurtlarında ve özel okullarında Ak partililer yapıyorlar. “Devlete paralel yapı” ve “paralel eğitim” yeni bir yapı içinde yeni kadrolarla devam etmekte.

Tüm bunlar ve seçimlerde, “einde Kur’anı Kerim sallayarak,” yapılan propagandalar yeterli olmamış olmalı ki Kasım 2019 tarihindeki Din Şurası’nda bizzat Cumhurbaşkanı, “İslam bize göre değil, biz İslâm’a göre hareket edeceğiz. … Kur’an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi dersleri, 4-6 yaşındaki çocuklara yönelik Kur’an kursları sizlere çok önemli imkânlar sunuyor. Şu anda imam hatip okullarında bir milyon üç yüz bin öğrenci var…” diye övünebilmiştir.

Cumhurbaşkanlığı’nın resmi “@beştepe” adlı Twitter hesabından, “Beştepe Millet Camii’nde 27 Şubat (2020) Perşembe günü yatsı namazını müteakip Regaip Kandili Özel Programı düzenlenecektir. Tüm halkımız davetlidir.” denilen resmi açıklamalar yapılabilmiştir.

Bu yazı serisi hazırlanırken, 2020 Ramazanı’nın üçüncü günü, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı, salgın hastalık sebebiyle cemaate kapalı cami içinden, canlı siyasi yayın yaptığı halde ses çıkartan olmamıştır. Çünkü başkan Alinur Aktaş Ak partilidir.

Nerde kaldı Anayasa? Nerde kaldı devletin laiklik ilkesi?

“Anayasaya sadakatle bağlı kalacağına,” yapılan yemin, inanmayanlar için zorunlu resmi törenden başka bir şey değildir!

O ki her milli bayramda bir mazeret uydurup törenlerden kaçanlar için ne denilebilir? Eğer Türk devletinde temsil niteliği olan bir makama getirilecek kişi, İstiklal Marşı çalınırken ya da Azerbaycan Türklerinin “Çırpınırdı Karadeniz”, Anadolu Türklerinin güftesi rahmetli Dilaver Cebeci’ye, bestesi Mustafa Yıldızdoğan’a ait “Ölürüm Türkiyem” şarkısı söylenirken irkilmiyorsa, Türk olmanın gururunu hissetmiyorsa, o makama seçilmemeli/atanmamalıdır. Azerbaycan eski Cumhurbaşkanı rahmetli Ebulfeyz Elçibey’in şu sözü ölçü olmalıdır: “Türk değilim diyene karşı sakın ısrar etmeyin. Allah’ın bahşettiği şerefi istemeyen şerefsize biz zorla şeref verecek değiliz ya!”

Bir başka düzenlemeye daha dikkatinizi çekmek isterim.

2016 yılına kadar hukuk temel bilim alanında doçentlik sınavına başvurabilmek için “Hukuk fakültesi mezunu olmak,” ve “Doçentlik sınavına başvurduğu bilim alanında doktora yapmış olmak,” şartları aranmaktayken; Üniversitelerarası Kurul 2017 yılında “başvurulan alanda doktora yapmış olma” şartını, 2018 yılında “hukuk fakültesi mezunu olma” şartını kaldırmıştır. 2019 yılında da tabloda yer alan hukuk temel alanı bilim dalları arasına “İslam hukuku bilim dalını” eklemiştir. Böylece üç yıllık bir süreçte İlahiyat Fakültesi mezunlarına Hukuk Fakültesi mezunu olmadan, hukuk alanında yüksek lisans ve doktora yapmaksızın Hukuk Fakültesi’nde doçent olma imkânı getirilmiştir. (*)

Bu değişiklikler, durup dururken sebepsiz yere yapılmış değişiklikler değildir. Değişikliklerle Türkiye’de onlarca, belki de yüzlerce İlahiyat Fakültesi mezununun hukuk doçenti olmasına imkân sağlanmıştır. Amaç Hukuk Fakültesi öğretim üyesi topluluğunu ilahiyatçılarla değiştirerek yeni nesil bir “hukuk hocası” tipi yaratmak olmalıdır. Türkiye’de Mart 2019 tarihi itibariyle, Hukuk Fakültelerindeki “İslam hukuku” ana bilim dallarında toplam öğretim üyesi sayısı 5 (beş) iken, İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerinin “İslam hukuku ve fıkıh” ana bilim dallarında öğretim elemanı sayısının 50’si profesör, 39’u doçent olmak üzere 375 (üç yüz yetmiş beş) kişi olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız.

Bu projenin hedefe ulaşması halinde, Türkiye’de artık sadece uygulama düzeyinde değil, eğitim ve çağdaş hukuk anlayışı düzeyinde de “hukuk” kalmayacaktır.

Öte yandan Ekim 2019 tarihi itibariyle mevcut ve aktif 73 Hukuk Fakültesi’nden yirmisinin, (toplamın %27,4’ü eder), dekanı hukukçu değildir.(**) Eğer işi ehline vermeyen kavimler batıyorsa, hukukçu olmayan kişilerin ders verdiği ve hukukçu olmayan dekanlar tarafından yönetilen hukuk fakültelerinin bulunduğu bir ülkenin yargısı da eninde sonunda batacaktır.

İktidarlarının on beşinci yılında, 15 Temmuz 2016 tarihli kalkışma sonrası, Nisan 2017 tarihinde gerçekleşen bir anayasa değişikliğiyle:

*  Ülkede doksan yıldır yaşatılmaya çalışılan Parlamenter Demokrasi’ye son verildiğini;

* Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adıyla, ne olduğu tartışmalı, “Üçüncü Meşrutiyet” denilebilecek bir yönetim biçimi getirildiğini; (***)

* “Yasama” erki eskiden beri emrinde bulunan “yürütmenin” tepesindeki Cumhurbaşkanı gömleği giymiş iktidar partisi genel başkanına, “yargı” erkini de bağlayarak, tüm güçlerin tek adamda toplandığını;

Böylece bir tür “tiranlık rejimi” oluşturulduğunu yazmaya, söylemeye gerek var mı, bilemiyorum?

 (*)  Bakınız: Kemal Gözler, www.anayasa.gen.tr/doçentlik.htm

(**) Bakınız: Kemal Gözler, www.anayasa.gen.tr/dekanlar.htm

(***) Meşruti yönetimler, “meclis ve saray” ikilisinin aynı anda bulunduğu rejimlerdir. Demokratik parlamenter sistemimiz, “Bürokratik vesayetten kurtuluyoruz,” algısıyla değiştirilip, milletin meclisi kuruluşunun 140.ncı yılında yeniden, “Saray vesayeti” altına alınmıştır.

 

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92