Cumali KARATAŞ


LİSE DERGİLERİ


Okul çağlarında gençlerin bir ürününün dergi ya da gazetelerde yayımlanması onlar için, beraberinde yoğun bir heyecan getiren büyük bir olay olduğu kadar bazen de sanat okyanusuna açıldıkları o limanın ilk rıhtımlarından biri olabiliyor. Bu da, doğal olarak, bizler de dahil olmak üzere, ?sanat ölüyor?? sanısına kapılanları mahcup edebiliyor; iyi ki de edebiliyor? Sonuçta okullarda hâlâ dergiler çıkarılıyor, sanat yolculuklarına hâlâ çıkılıyor.  Aslında gençler için fazla karamsar olmak doğru değil galiba. Bu ilk rıhtım olayı aynı zamanda özgüven de sağlayan çok güzel bir nostaljik anı olduğu kadar, söz konusu kişinin sanat seyrinin ciddiyeti oranındaki bir değere endeksli olduğu da,  somut örnekler verecek kadar bir doğru ve gerçektir?.

   Bu konuda, kendimden bir örnek vermeden geçemeyeceğim?

Anımsıyorum da; o Hababam Sınıflarının yer yer tekin olmayan haylazlığında, doğaldır ki, olası bir vukuatı önleyebilmek için apansız ve eli sopalı girilen sınıf aramalarının hüküm sürdüğü ortaokul öğrenciliğimizde bizim de böyle bir okul dergisinde nostaljik anımız olmuştu?

Son deminde ne yazık ki yetişemediğim sevgili ortaokul öğretmenim Nabi Alıcıgüzel´in her seferinde sırtımı sıvazlayarak:?Sana bir kitap çıkaracağız?? diyerek keyiflendiği o günlerde, benim de mutlu olmadığım söylenemezdi? Orta bir de ki o yaz bir destan çıkarmış olmamız da duyulmaya başladığın da bir de işin içine şiir girmişti. Aslında birkaç yıl önceydi de bu şiir konusu. Dördüncü sınıfa kadar uzanıyordu. Kaybettiğim o beyaz deftere Seyhan nehri kenarlarında yazdığım eşkıya dörtlükleri vardı. Hamido, Koçero, Hakimo ve Tilki Selim gibi eşkıyalardı bunlar. Belki de, Yaşar Kemal´ın dayısı Mahiro da vardı bu eşkıyalar içerisinde. Halk sempati duyardı ki biz de çocukça dörtlükler yazmıştık onlar için.

Evet, Hababam Sınıfı diyorduk ya aslında ondan pek çok öteydi. Tehlikeli sonuçlar doğuran tatsız olaylar yaşanıyordu?. Resim yazılısında, engeline rağmen pencereden bahçeye atlayıp, yazılısını orda yaptıktan sonra aynı yoldan sınıfa geri dönenler; sustalı bıçaklarla okula gelenler; öğretmene kafa atıp, pencereden bahçeye atlayıp giderken, sevgilisini de götürenler, daha neler neler? İşte böyle günlerin birinde idareye çağrılmak tekin değildi. Bu yüzden bende de soru işaretlerine yol açmıştı. Olumsuz bir davranışımı da bulamıyordum, öğretmeni yere seren Ahmet´in arkadaşı olmam dışında. Müdür Yardımcısı Adem Bey:?Bunları sen mi yazdın?.? deyince mesele anlaşılmıştı. Gösterdiği şiirlere bakınca, ?Evet ben yazdım? demiştim. Bunlar, ?Benim Bahçem? ve ?Bayrağım? adlı şiirlerimdi. Her ikisi de daha sonra okul dergisi ?Beşocak?ta yayınlanmıştı. Ne yazık ki, olayın ciddiyetini anlamam için çok zaman geçecekti. O zaman da, ne o şiirlerin yayınlandığı dergilerden, ne de o yıl yayımlanan destandan bir eser kalacaktı. İşte bizim de böyle bir okul dergisi maceramız var sonuçta.

Bu nedenle, kendi sanatsal yaşamımızdan biliriz ki sanatın, özellikle şiir ve edebiyatın ilk çıkış noktası olan dergiler gençler için son derece önemlidir. Gençler, öğrenciliklerinin bu yıllarında değerini pek bilmezler belki ama ileride sanat yollarındaki ciddiyetlerini anlamaya başladıklarında geriye dönüş gereksinimi duyabilirler. 

İşte bu nedenle ki, gençlerin, öğrencilerin dergi çıkarmaları son derece güzel, yararlı, sanatsal seyirlerine özgüven kazandırabilen anlamlı bir hoş girişimdir. Bu tip hareketlerin bilinçli bir biçimde desteklenip, yüreklendirilmesi gerekir. Gerekir ki, çok uzun olan sanat yoluna koyulabilsin. O uzun sanat yoluna doğru bir yönde koyulabilsinler. Olay bu işte.

Ayrıca, bireysel olarak bir dışavurum yoluyla oluşturduğu terapi kadar, okulda öğrenciler arasındaki sosyo/kültürel iletişimi, paylaşım ve dayanışmayı bir anlamda da güçlendiren girişimlerden biridir de sanat ve dergicilik? Özellikle ortaokul ve lise yıllarında yeteneksel kaynaklı önleyemedikleri bir yaratıcı dürtüyle edebiyatın uzun yoluna koyulma gibi sevinçli bir telaşın peşine düşen gençler için dergicilik yapmak, kendi okul dergilerinde şiirlerini, öykülerini, yazılarını, çizimlerini yayımlatabilmek, onların yaşam boyu unutamayacakları bir olay olduğu kadar, sosyalleştirip, yaşamlarına da özgüven duygusu katmaktadır. 

Özellikle, bizde erken yaşta sanatsal yönlendirme yapabilecek bir eğitim sistemi  yokluğunun bulunması gibi bir olumsuzluğu adeta dengeleyen bu kaynaktan pratik girişimi bu yüzden ki oldukça önemlidir. Bazı okulların birden de çok dergi çıkarmaya yönelmeleri, bu heyecana gençleri ortak etmeleri son derece güzel bir girişimdir. Bu yüzden ki, biz de bu gün gençlerin bu güzel uğraşının peşinden giderken, gençleri yüreklendirip, bu izlenmesi zevkli ve insana katkı sağlayan dergileri paylaşmanın da gerektiğine inanıyoruz.

 

/resimler/2018-9/4/0946248709101.jpg*?AFLNÂME?:

 

Adana Fen Lisesi Yayın Dergisi olan ?Aflnâme? 13. sayıyı bulmuş. Okul adına Gaffar Dağdaş´ın (ok. md.) adının geçtiği dergide Mahmut Dündar (edb. öğr.) Genel Yayın Yönetmenliğini; Halil Çinkur, Abdurrrahman Köse ve Mahmut Çakar gibi edebiyat öğretmenleri de yayın danışmanları olarak yer alırken; Emre Arslanhan, Yalçın Karpuzcu, Furkan Emre, Sena Sofuoğlu, Leyla Nur Karaytuğ, Kadir İnip, Rüveyda Serdaroğlu ve Beyzanur İspir gibi öğrenciler de, güzel bir şekilde yazı ve inceleme kurulunu oluşturmuşlar. Kapakta tarihi Adana Taş köprü ile Adana Fen Lisesi´nin tarihi Taş Bina´sının verildiği derginin sayfa tasarımı Rahime Dilmen, kapak tasarımı ise İlker Gül tarafından gerçekleştirilmiş. Abdurrahman Köse ve Şükrü Gedik öğretmenler de dergiye fotoğraflarıyla renk katmışlar. Derginin Yazı ve İnceleme Kurulu´nda ise sekiz öğrencinin birden yer alması gençler ve edebiyat açısından hayli olumlu ve anlamlı bulunurken, ?Keyifli Okumalar? başlığıyla Beyzanur İspir adlı öğrencinin de sevimli yazısıyla editör bağlamında giriş yapması diğer bir kazanım.

             Okul Müdürü Gaffar Dağdaş, J.Mallach´ın ?Dünyadaki en büyük güç, ateşlenmiş insan gücüdür? sözüne dayanarak gönderme yaptığı ?Ağzınla Kuş Tutsan? adlı kısa bir üst bölümle başlamış ?Eğitimde Motivasyon? (Güdülenme) başlıklı yazısına. ?Motivasyon, okuldaki öğrenci davranışlarının yönünü, şiddetini, kararlılığını ve eğitim ortamlarında istenilen amaca ulaşmada hızı belirleyen en önemli güç kaynaklarından biridir.? Vurgusunu yapan Gaffar Dağdaş; ?Araştırmalar, güdülenme ve başarı arasında kuvvetli bir pozitif ilişki olduğunu göstermektedir.? demekle birlikte, ??Okul eğitimindeki yaşanan çeşitli sorunları ortadan kaldırmak ve sürekli olarak okul eğitimini geliştirmek için etkili, yaratıcı, vizyoner, isteklendirici, bilgili, ilkeli liderlerin rehberlik ettiği yöneticilerin varlığı hayati derecede önemli olduğu unutulmamalı, bu yönde çalışma yapılmalıdır.? (s.5) demektedir.     

            Tarih Öğretmeni Yusuf Koyuncuoğlu, Atatürk´ün, ?Biz her şeyi gençliğe bırakacağız? Geleceğin ümidi, ışıklı çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir.? sözü ile Konfüçyüs´ün ?Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek, on yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik, yüz yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir? sözleriyle giriş yaptığı ?Umudumuz Gençlik (s.6-7) adlı yazısında, ?Bugün genelde milletimizin, özelde ise gençliğimizin içine düştüğü olumsuz durum ?hazırcılık kültürü´dür?? yakınmasıyla eleştirel yaklaşırken, ??Kültürel alanda yaptığımız en önemli uğraş; onların senaryolarını yazıp sipariş ettiği filmleri izlemek ve onların işaret ettiği kitapları okumaktan ibaret. Bu durumun bize kazandıracağı bir şey olmadığı gün gibi ortadadır. Unutulmamalıdır ki; başkalarının yazdığı senaryolarda büyüyen bir nesil bu senaryoda bir oyuncu olmak zorundadır?? demektedir. Sözünü sürdüren Koyuncuoğlu konuyu şiir ve sanata da getirerek; ??Üzülerek belirteyim ki bugün bir araştırma yapılsa acaba okullardan mezun olan öğrencilerimizin ya da diğer yetişkin insanımızın yüzde kaçı ya da kaçımız değişik şairlerimizden on tane şiir okuyabilir. Yine kaçı, geçmişteki Türk devlet adamlarının güzel faaliyetleriyle ilgili on tane hikâye anlatabilir. Ya da dünyaca ünlü yerli yabancı kaç gerçek bilim adamının çileli hayatını okumuştur. Kaç tane doğu klasiği okumuştur, kaç tane Batı klasiği?.? (s.6)  

            Tarih Öğretmeni Yusuf Koyuncuoğlu böyle derken, öğrenci Kadir İnip´in hazırladığı ?Adana Fen Lisesi Taş Binası (Eytamhane) Tarihi?nde (s.23/25), okulun kuruluşunu gerçekleştiren Hamdi Aksoy´la bir röportaj yer alır. Okulun tarihinden de Çukurova merkezli Klikya Ermeni Krallığını kurmak için Adana´daki Ermenilerin 14 Nisan 1909 tarihli isyanı çıkar? Bu isyanda amaçlarına ulaşamazlar tabii ki. Olaylar sürerken Adana´ya Cemal Paşa atanır. Bittikten sonra kentte imar çalışmalarına başlar.  Yetim olan Ermeni çocukları için de şimdiki Adana Fen Lisesi binası olan Eytemhane inşa edilir. Daha sonra da bu Ermeni Eytemhanesi´ne atanan Vahakyan adlı müdürün, devletin kesesinden beslenen bu çocukları birer Ermeni komitacılar gibi yetiştirerek ileriye yönelik bir tehlikeli potansiyel yarattığı da ayrı bir konu olduğunu belirtip Eytemhane´ye dönersek, binanın daha sonraları Kızlar Okulu, Enver Paşa Mektebi, Eytemhane İlkokulu, Erkek Öğretmen Okulu, Kız Öğretmen Okulu, Eğitim Enstitüsü (1975-1980) ve son olarak Fen Lisesi olarak kullanıldığını görüyoruz. Hatta yapılan röportajda, bu tarihi yapıyı Fen Lisesi binası olarak hazırlayan Hamdi Aksoy´a okulun mimari yapısı ile ilgili konuya girilerek, binayı yurt dışından inceleme amaçlı bir heyet gelip gelmediği sorulduğunda, Aksoy: ?Evet, binanın fotoğraflarını çeken, çizimini yapan bir heyet geldi ama sonra onlardan haber alamadım.? demektedir. Diğer bir ilginç konu, Tarih öğretmeni Cezmi Yurtsever tarafından tespit edilen okulun karolarının altındaki Türk bayrağıdır. Yurtsever´e göre bu Türk bayrağına yapılan bir hakarettir. Ayaklar altına alındığını göstermektedir. Tarih öğretmeni Yusuf Koyuncuoğlu´na göre ise karoların yapıldığı yerde vurulan bu baskı, karoların nereye gönderileceğini göstermektedir. Sonraki dönemde, alınan izinler sonucunda bunun değiştirildiği belirtilmektedir.(s.25)

 

/resimler/2018-9/4/0940225574451.jpg*AFL VE SANAT:

 

?AFLnâme´de sanat ne durumda dediğimiz zaman da önce şiir algılanabiliyor her yönüyle. Soma´ya duyarlı olan ?AFLnâme? şiire de duyarlı. Sonradan gördüğüm için, bunu baştan garipsemiştim. Oysa derginin girişinde kara bir sayfa var? Beyzanur İspir adlı öğrenci ?Yas´ın 2. Günü-15.05.2014? üst göndermesiyle Soma´daki ekmek kavgasında şehit verdiğimiz insanlarımız için bir şiir yazarken, taşı gediğine koymuş? Ve hemen sol tarafındaki sayfada da AFL´nin Soma´da yitirdiğimiz işçilerimiz için verdiği bir başsağlığı ilanı var.  

-Merhaba ey büyük adam.

Üşüyorsun görüyorum?

Niye?

Kalbini ısıtacak kömürü

İstemeye yüzün mü yok?

F:SEN KİMSİN?

Petek Doğrul´un ?İstanbul Gibi? (s.54) şiiriyle karşılaşıyoruz önce. Sonrasında, derginin son yaprağı olan ?Şiir? köşesinde görüyoruz ki; Melisa Büyüknisan ?Bir Satırlık Duygu?; Kadir İnip, ?Gözyaşlarım?; Sıla Tatlısu, ?Çocuk Değil midir??; Özlem Kurt, ?Sen?; Ayşe Betül Yaşar, ?Ne Acı?; Yağız Efe Şabanoğlu, ?Nisan?; İlayda Alıcı, ?Üzülme?; Sena Sofuğlu, ?Elveda?; Umut Can Dündar, Şeyma Gökdemir ve Fatma Nur Keleş´in ortak yazdıkları algılanan ?AFL´ 17? adlı şiirleri yazmışlar. (s.79-80) Bununla birlikte, bir ironi gibi yansıyan, ?dergi kurulunun uğraşıp didinip okurlar için seçtiği? şiirler de var. Bu seçkinin (!) fotoğraflı olarak bir büyük gazetede de yayınlandığı düşünülebiliyor.  ?Mizah? köşesinde yer veren kurulun bakış açısı da onu gösteriyor olmalı. Burda yer vermeye bile değmez. Çok berbat yazılmış doğrusu. Gülemiyor bile insan o saçma dizelere. Şiiri ne hale getirmişler?

            ?Mizah? köşesinin yansımaları sürüyor? Sena Soğuoğlu (9-D) ?AFL´de Çöm Olmak?(s.8) köşesinde, M.Furkan Pan (10-A) ?Eşek Yükü? yazıda (s.8); Şükrü Gedik, Nursima Ersoy, Mahmut Dündar, Halil Karataş, Abdullah Öden, Habib Şahin, Yusuf Koyuncuoğlu, Mahmut Çakar, Taner Bulut ve Ömer Şahin gibi öğretmenlerle sıcak, neşeli diyalogların serpiştirildiği *?Öğretmenlerin İnciler?de çizimlerle yerini belirlemede. (s.35-38) ?Mizah?ta ilerleyince ?Sen Kimsin? (s.48-49),  ?Örgütlü Toplum? (s.51),   Yalçın Karpuzcu ve Emre Arslanhan    ?Merak Ettiklerimiz? (s.52-53) ile sürmekte. Sena Sofuoğlu, Rüveyda Serdaroğlu ve Yalçın Karpuzcu gibi öğrenciler ?Okulun Enleri?ne (s.58) takmışlar biraz. ?Elimizi Ayağımızı Dolaştıran 15 Panik Durumu? ve ?Büyüdüğünüzü Anladığınız 15 An? da (s.74) bu makaranın sarmasına dolanmış durumda. @rslanhanemre imzalı gibi duran yazıda da ?Halayın Faydaları? (s.77) bir güzel sıralanmış. Örneğin:?Flash Tv yayınlarının % 99´unu oluşturur.?; ?Evlenip,  balayına gidemeyenler için idealdir.? Ya da, ?Kız kime çeker sorusunun cevabıdır.? Mizahi dalgalanma sürüyor? Tabii bir de ?Komik Adlar ve Soyadları? (s.52) var. ?Ali Geber? örneğin. Bir Ali´niz varsa Allah korusun diyeceksiniz biliyorum. Sonra bir de bu kinayeli isimlerde ?Meliha Enişte?, Ramazan Öldürür? ve ?Ali Gel?, ?Ahmet Gelme? gibi isimler burdayım diyor hemen.

            Yağız Efe Şabanoğlu (9-C) ?Bir Kadın Destanı?, Beyzanur İspir ise ?Kapı Komşumuz Olan Bir Dünya? (s.75) adlı yazılarıyla ?Öykü? köşesine renk katmışlar. ?Deneme?de ise Emine Öz (11-B) ?Sinestizi nedir? (s.21) yazıyla yer almakta.                                                                                                              

            ?Resim? köşesi de kalabalık biraz. Güzel de resimler var. Maide Dilay, Leyla Karaytuğ ve Merve Deniz Şenelen gibi öğrencilerin hazırlamış olduğu ?Kalemden Kâğıda? adlı köşede sanatsal nitelikleri olan 11 güzel resim yer almakta. Leyla Karaytuğ ile Merve Deniz Şenelen ise kuru boya ve kara kalem resimlerle bu kervana katılmış. (s.74) Leyla Karaytuğ ise yaptığı bir resimle birlikte, Balzac´ın ?Her büyük servetin arkasında bir suç gizlidir?? veciziyle ?Sinema? köşesindeki ?Sinemanın ?Baba´sı? adlı yazıda, ilginç portakal sahneli vurgularından da söz ettiği ?Baba? filmini anlatmakta. (s.59-61) ?Anı? köşesinde Murat Arslan ?20 Yılın Ardından Okulumuzla İlgili Düşüncelerim? (s.10-11) demiş. ?Gezi?de Semanur Demirel ?Uzakdoğu´nun Yakın Halleri? adlı gezi yazısıyla izlenimlerini yansıtmış. (s.63-65) Dergide ayrıca, Nilay Acar´ın iki fotoğrafıyla (s.20-32) karşılaşılmakta.

?Derleme? önemli tabii. Bu yönde de bir çalışma mevcut? Emre Arslanhan  (11/B) ?Kıyafetname? adlı yazısında önemli bir şair ve bilim adamı olan Erzurumlu İbrahim Hakkı´dan (1703-1780) alınan bir yazıyla son bulmuş. Manzum ve düzyazı olarak toplam 15 kadar yapıt veren İbrahim Hakkı´nın en önemli eserleri olarak ?Divan? ile birlikte; astronomi, fizik, psikoloji, sosyoloji, tasavvuf ve dini alanlarda  400 kadar kaynaktan yararlanarak hazırladığı ve ?Marifetname? adlı ansiklopedik özellik taşıyan yapıtı da bulunmaktadır. Bu kitapta ilk kez bir bilim adamı tarafından Güneş Sistemi´nin (hey´et-i cedide) anlatıldığı vurgulanmaktadır. (Vikipedi) Erzurumlu İbrahim Hakkı´nın şiirleri de vardır. İbrahim Hakkı remil mi attı bilmiyorum ama onun işte o şiirlerden biri olan ?Kıyafetnême?den alınan dizeler şöyledir:

Boyu uzun olan saf temiz kalpli olur.

Saçı sert olan akıl ile cesaret bulur.      

 

Başının tepesi yassı olan kimse üzüntü çekmez.

Saçı kumral ise güzel, sahibi ise eşsizdir.

Kaşı yay gibi eğri olan her zaman güzel olur.

Burun ucu yuvarlak olsa sahibi sevinçli olur.

Güler yüzlü ve tatlı sözü olan kimse muhterem olur.

Dişi normal olanın işi doğruluk ve neşedir.

Hızlı konuşan kimse çabuk anlayışlı olur.

Normal omuzlu olan sırları ve işaretleri anlar.

Sırtı geniş olanın kuvveti çok olur.(s.43)

                İnsanın, zamanın ışığı kuşkusuz ki bilgi, bilim ve kitaptır. Bu konuda da verilacek yanıtlarımız bulunmaktadır? ?Bilgi? köşesi ?Merak Ettiklerimiz? (s-52-53); Fizik Öğretmeni Şener Şahin ?Cavendısh Deneyi - Dünyayı Tartmak? ve ?Işık Hızının Ölçülmesi? (s.34-35) adlı yazılarıyla bu alandaki yerini almakta. Rüveyda Serdaroğlu ve Buse Karakuş adlı öğrenciler ise  ?Kitap? başlıklı sayfada, ?AFL´de En Çok Okunan 5 Kitap? adlı güzel bir köşe hazırlamışlar? Bu kısa kitap tanıtım yazılarında ?Yüzüklerin Efendisi?nin yazarı İngiliz şair, filolog,  Profesör  John Ronald Reuel Tolkien´in (1892-1973) ?The Hobbit? ile Amerikalı senarist-yazar Suzanne Collins´in ?Açlık Oyunları? adlı kurgu romanları ile birlikte; Peyami Safa´nın (1899-1961) ?Yalnızız?ı; Amerikalı yazarlar Adam Fawer´in on sekiz dile çevrilen ve en iyi ilk roman dalında ?2006 İnternational Thriller Writers Ödülü?nü kazanan ?Olasılıksız?ı ile Yine Printz Ödülü´nü (2006) kazanan John Michael Green´in  ?Aynı Yıldızın Altında? romanları yer almaktadır.

?Demokrasi? yaşamımızın temel zeminlerinden biri, bilgi, bilim ve sanatın yanı sıra, onun da gençlerimizin hazırladığı sayfalarda yer alması güzel bir şey. Okulun Meclis Başkanı olan Melike Bayar bu konuda ?Seçim? adlı bir yazı hazırlamış. (s.27)

Sonrasında, evet vefa? Son zamanlarda unutulmaya başlayan bir sözcük. Değerlerini yitiren bir toplum olmaya doğru yavaş yavaş giderken, yozlaşmanın bu insancıl duygumuzu da deforme etmeye başladığını görüyoruz.  İşte böyle? ?Bir dokun, bin ah işit?? ?Vefa? adlı köşede Türk Dili ve Edebiyat Öğretmeni Mahmut Dündar´ın ?Kadîr Yazısı?ında yaşamını yitiren okulun eski öğretmenlerinden Kadir Öz anlatılmış. (s.12/14)

?Spor?da ise Beden Eğitimi Öğretmenleri Raif Doğan ile Mahmut Şahin ?Okulumuzda Spor? (s.16-20) adlı köşeyi hazırlarlarken; Emre Arslanhan ile Onur Selek adlı öğrenciler ?AFL Şampiyonları?nı (s.15) hazırlamış.  Bunun dışında ?Haberler? var?

 Rüveyda Serdaroğlu (9-A) ?Kebap Günü? ve ?Kan Bağışı?  (s.44-47),

 

 ?Hafize Ceren Durukan (9-D) AFL´den ?Mezuniyet Töreni?ni (s.55) hazırlamış.  ?Mezuniyet Fotoğrafları? (s.56) var ayrıca. Ayşegül Demir ?Veda? başlıklı sayfada ?Kalanlara selam Olsun? (s.57) demiş. Bunun dışında, hani şu cep telefonlarla yapılan ve günün modası olan selfi yapmak mı ne, ona yönelik görüntüler var. Tabii adı da güzel, öz Türkçe bir sözcük hiç olmazsa. İşte bu ?Özçekim?lerde sıcak ve samimi görüntüler var. (s.76)  Ayrıca, ?Okulumuz? sayfasında

Sena Sofuoğlu´nun (9-D) ?AFL Ailesi?

 adlı bir yazısı var.

            Gezilerin de yer aldığı, ?haberler? adlı bölümde okuldan çeşitli fotoğraflı haberler, kutlama ve etkinlikler yer almakta. (67/72) İngilizce Öğretmeni Şükrü Gedik´in ?Okulumuzda Avrupalı Konuklar? adlı yazısıyla birlikte ?Gelenler/Ayrılanlar? adlı köşede okula gelen ve giden öğretmenler yer almış.  (s.78) ?Başarı? adlı bölümde ise ?2013 Gurur Tablomuz?, ?2014 YGS Başarısına Ödül? (s.32 ) verilirken; Nida Nur Çömelek´in (10-A) ?Öğretmenler Günü? (s.22) yazısı ve Nisanur Bayiş ile Emine Ebru Çulha adlı öğrencilerin hazırladığı ?İstiklâl Marşımızın Yazılış Macerası?nı görselleştiren ?İstiklâl Marşı Doğuyor´ filmi? (s.40-41) görselleştirilmiş. Bunun dışında, ?Mezunlardan Hayat Dersi? (s.72) verilmesi sağlanırken; ?5 Ocak Konferansı?(S.9), ?23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı?nı Kutladık?(s.9) ve ?Bilim Fuarı? (s.32-33) gibi haberler okulda gerçekleştirilen etkinlikler adına bir yoğunluk sergilemekte.  

*?AFL NÂME?(16):

 

Okul Müdürü Gaffar Dağdaş´ın ?Öğretmen? konulu giriş yazısından sonra Kimya Öğretmeni Erhan Ağcabay, Nobel Kimya Ödülü´nü alan  (2015) Prof. Dr.Aziz Sancar´ın hayatını inceleyen bir yazı yazmış.  ?Mehmet Akif´e, (İrem Fatma Şahin) başlıklı yazılar bulunmakta.  Eylül Özkan´ın ?Penguen?, Berkay Akpınar´ın ?Yiğit Özgür?, Kadir İnip´in ?Üç Nokta? adlı yazıları bulunmakta. Leyla Nur Karaytuğ ile İrem Dinçkuyucu yurt dışında öğrenim gören AFLmezunu Hatice Nur Eken´le; Sena Sofuoğlu ve Elif Gül Koyuncuoğlu´nun AFL´den mezun Betül Kubat´la irdeleyici röportajlar  yapmışlar. Biyoloji Öğretmeni Fikret Alıç, ?Minik Dünyam?; Tarih Öğretmeni Murat Ercan, ?Yalnızca Bir Çocuk Bayramı Değildir 23 Nisan?; Leyla Nur Karaytuğ ?394. Mektup?,   adlı bir yazı yazmış.                                                                                                                                                                                                                                                                                                               

İlerleyen sayfalarda Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Mahmut Dündar´ın ?Edebiyatımızda Çanakkale?, ?Ruhi Su?, Tarih Öğretmeni Yusuf Koyuncuoğlu´nun ?Gün Ola ?Geçmiş´ Beyaz Perde Aktarıla?, (Leyla Nur Karaytuğ), ?Karikatüristliğe Dair?,  Ecem Tokgöz ile Özlem Yıldız adlı öğrenciler ?Şiir Hikâyeleri?nde Attila İlhan´ın aşkını ?Pia?, NecipFazıl´ın ?Beklenen?, Cemal Süreya´nın ?Üvercinka?, Sezai Karakoç´un ?Mona Rosa?, Özdemir Asaf´ın ?Lavinia?  başlıkları altında irdeliyorlar. William Shakespeare (Eyüp Taşçı), Yönetmen Ahmet Uluçay´ın sinema aşkını anlatan ?Karpuz Kabuğundan Gemi Değil Titanic Bile Yaparsın?, Ubedydullah Özdoğan, Nuri Bilge Ceylan´ın sinemasının anlatıldığı ?Ceylan´a Dair Bir Pencere? (Rahime Nisa Aslan), ?Bizim? Gözümüzle? (Ayşe Betül Yaşar), bir başka AFLmezunu Ebru Sargın Kocanın ?Maden Sergisi?nin haberine yer verilmiş.  Dergi yayın kurulu, doğumunun 100. Yılında Cemil Meriç´i anarken; Nilsu Gülseven, ?Kültür Aşkı? adlı yazıyla dergide yer almış. Bunun dışında dergide, şiir dinletisi dahil çeşitli etkinlikler yer alırken; şiire ayrılan iki sayfada Yaşar Bolat´ın ?Kapama Gözlerini?, Cansu Çoksert´in ?Hayat Yolculuktur?, Hatice Nur Çetin´in ?İnsanlık Nerde?, İrem Akgül´ün ?Nefret İmaları?, Nilgin Avcı´nın ?Yağmur?, Eda Deliosmanoğlu´nun ?Yarım Kalmış İnsanlar? ve Elmas Bozdoğan´ın ?Yağmur? adlı şiirleri yer almaktadır.

 

            HAYAT YOLCULUKTUR

 

Başı ve sonu olmayan yolculuktur hayat.

Yürürsün nereden geldiğinibilmeden.

Koşarsın nereye gittiğini düşünmeden.

                ***

Çelişkilerle doludur hayat.

Geleceğinikaybedesin geçmişe özlem duyarak.

Geçmişinikaybedersin;gelecek için kaygılanarak.

                ***                                                                                                              

Bir curcunadır hayat.

Bir yanda sevinçlerin, bir yanda hüzünlerin yaşandığı;

Kimilerinin düştüğü, kimilerinin kalktığı.

                ***

Ama şunu unutma; renklerin uyumudur hayat.

Beyazı beyaz yapan siyahtır.

Siyahı siyah yapan da beyaz.

 

                                                               Cansu Çoksert

 

*ALA DERGİ?:

 

Adana Anadolu Lisesi´nin yayın organı olan ALA´nın 2017´de yayınlanan 9. sayısı. ALA´nın İmtiyaz Sahibi: Okul Müdürü Erdal Sevim. Yazı İşleri Müdürleri: T.Dili ve Edebiyat Öğretmenleri Refika Eren ile Seyfettin Taş. Editör: BT Rehber Öğretmen Gökhan Baştürk, İnceleme Kurulu: Mdr.  Yrd. Mustafa Harput, T.Dili ve Edb.Öğr. Sevim Gedik, Fizik Öğretmeni Sibel Duymaz. Fotoğraflar: Kimya Öğretmeni Arslan Köle, Gökhan Baştürk, Bedenb Eğt. Öğr. Özlem Kaçmaz. Kapak Tasarım ise Gökhan Baştürk´e ait. ?Dergi ve Yazmanın Önemi? adlı Seyfettin Taş´ın başyazısında, ?Dergiler, bizlere hayatı daha geniş bir perspektifle görmemize olanak sağlar?? notu düşülürken, Okul Müdürü Erdal Sevim, eğitimin kalitesinden söz etmektedir. ALA´lı gençlerin kazandıkları okul listesi de verilerek sergilenen başarı grafiğinin yanı sıra okuldaki etkinlikler fotoğraflanarak dergideki yerlerini almaktalar.

?Kitap Eleştirisi? bölümünde Seher Ulutaş Vıctor Hugo´nun ?Notre-Dame´ın Kamburu? adlı kitabı konu edilirken, Zal Yıldırım´ın ?İşkaryot? adlı şiiri de yer almaktadır. R.EmirDemir´in Durmuşağzıaçık´la yaptığı bir röportaj var. ALA´da son olarak yer alan yazılar, Nisa Filiz´in, öykü yarışması birincisi olan ?Sessiz Akasya Ağacı? adlı öykü ile Aynur Şenyürek´in ?Seni Cumhuriyetimden Tanıyorum? adlı  yazıdır.

  

*?CİNGÖZ?:

 

Şehit Temel Cingöz Anadolu Lisesi´nin yayın organı olan Cingöz Edebiyat Kültür ve Araştırma Dergisi yıl:2, Sayı:2, Mayıs 2017 tarihini taşımaktadır.  Okul Müdürü Ali Galip Temel´in imtiyaz sahipliğinde çıkan dergide, Yazı İşleri Müdürür: Hülya Yener, Yayın Kurulu: Mehmet Mert Gönen, Nail Demir; Yazı İnceleme Kurulu: Mert Alyagut, Görkem Keser ve Fulya İncirliler olarak yer almışlar.

Mehmet Akif Ersoy´un İstiklâl Marşı´yla başlayan dergide Muhammed Emin Döner, ?Konuşuyorsun?; Dilek Kayhan, ?Ben Kimim??; Büşra Akçal, ?Ben??, Erdem Uslu, ?Serbest Resim?; Okul Müdürü Ali Galip Temel, ?Eğitim ve Öğretime Dair?? bir yazı yazmış. Yaren Bayluk, ?Bahardı, Havada Portakal Çiçeği Kokusu Vardı??, Nail Demir, ?Şirin Sokak Kedimiz ?Hediye?; Fulya İncirliler,?Nisan´da Adana´da Karnaval!!!? ve ?Sınav Günü Hasta Olmayın?; Fizik Öğretmeni Yüksel Metin, ?Dünya Neden Yavaşlıyor?; Mert Alyagut, ?Obezite?; Emine Akkapulu, ?Üniversite Sınavına Girecek Arkadaşlarımıza İpuçları?; Eçine Açıkgözlü, ?Adana Musiki Derneği´nden Hocam Serdar Bilgetekin, Bize Musiki Geçmişinden Bahsetti?; Mustafa Keskin, ?Okulun Tiyatrocu Çocuğu?; Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Hülya Yener, Onurlandırmanın Gücü Adına?; Ayşegül Kaplan, Berke Kızılyel ve Görkem Keser ?Magarsus Ziyaretinden Gezi Notlarımız??? ?Kemal Atatürk ve Adana?;Eğitimci/Sosyolog Gökmen Can, ?Ne Olacak Şu Öğrencilerin Hali?; Abdullah Coşkun, ?Güneş Sisteminin Sonu Nasıl Gelecek Merak Ettiniz mi??; Muhammed Emin Döner, ?Emin Box?; Din Dersi ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Songül Karakuş, ?Tercihlerimiz ve Biz?; Nail Demir, ?Sihirli Kartlar?; Batuhan Hasan Demirci, ?Filler Üzerine Yazı!?; Ebru Başer-Ezgi Genç, ?Erasmus?; Englis Home Kurucu Müdürü Şadi Alyeni, ?İngilizce Nasıl Öğrenilmez?; ?Hepimizin İçinde Bir Şans Mıknatısı Var?; ?Buse Özcan-Kutluay Kale, ?Limit Sizsiniz?.

 

*?ÇAĞRIBEY´İN SESİ?:

 

2016 yılındailk sayısı çıkan Çağrıbey Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi´nin ?Çağrıbey? adlı dergisininin okul adına imtiyaz sahibi, okul müdürü Ahmet İnan. Türk Edebiyatı Öğretmenleri Orhan Çelik´in Yazı İşleri Müdürlüğünü, Cengiz Şahin´in editörlüğünü yaptığı derginin İnceleme Kurulu ise Erdal Tanç, A. Hulisi Çakır, Leyla Avşar, Özlem Yeşilağaç ve Sibel Kati Kuşvuran gibi isimlerden oluşmaktadır.

?Şeyh Edebali´nin Osmanlı Devleti Kurucusu ve Damadı Osman Gazi´ye vasiyeti? olan öğütlerlegiriş yapan dergide Çağrıbey Lisesi Müdürü Ahmet İnan´ın ?OkulMüdürümüzden? adlı köşeden öğrencilere seslenen yazısında geleceğe yatırım yapılacak en iyi alanın eğitim olduğuna değinip, ülkelerin yetiştirdikleri insanın kalitesinin o ülkenin geleceğini, uygarlık seviyesini ve ekonomik kalkınmasını belirleyen en temel unsur olduğu vurgulanmaktadır. Ahmet İnan,okulu sevgi ve güven içerisinde birlikte yönetmenin, okulu bütün olarak önemsemenin vurgusunu yapmaktadır.  Aynı şekilde, Türk Edebiyatı Öğretmenleri Orhan Çelik ve Cengiz Şahin de ?Yazı İşleri Müdürümüzden? ve ?Editörden? adlı köşelerde seslenmektedirler. Orhan Çelik, ilk sayının hoşgörüsüne sığınırken; Cengiz Şahin okuma, bilgi, kitap ve okumanın önemine değinirken, ünlüÇek yazarı Franz Kafka´nın ?Bir kitap, içimizdeki donmuş denize indirilmiş bir baltadır.? sözünün altını çiziyor.  

?Öğretmen Öğrenci Karikatürleri? adlı köşede Faruken Bayraktar, Vacip Örger ve  Ersin Perk´in karikatürlerine yer verilmiş. Hasan Uslu ve Besna Öcal ile birlikte yer alan diğer bir isim, yaşam ve insanla ilgili imge ve benzetmeleri ?TebeşirTozu? adlı şiirinde olumlu biçimde bütünleştiren Umut Can.

  

TEBEŞİR TOZU

 

Bu bir yağmur değil kulak ver aslında ruhumun tavanı damlıyor

Bir bu kadar yaş göz kapaklarımda askıda kururken anlayan yok

Dudaklarımı büzüştürdüm rüzgâr ciğerime ıslık çalar

İnsanoğlu kaderin göz boyamak için kullandığı kısa bir film.

        * **

Elimde sonsuz sonsuz mutlulukken bir sabah gözlerimde yaş olman.

Tutmayan hayallerimin ortasında hiç bitmeyen bir yas olman.

Ya sonra acaba kaç âşık yazıyor adını bu kumlara

Aslında toprak herkesin sevdiklerini biriktirdikleri bir kumbara

                                       ***

Henüz yaprakları açmadan koparılmış bir papatyaya âşık oldum

Garip bir türkü tutturmuş içimden birses duymaya alışık olduğum

Kıymetle beslediğim melodiler elde var cam kırıkları

Biri aç biri tok sevgiye hoş görüye

Elde var yedi milyar cam kırıkları.

                                                                              Umut Can

 

Sonrası sayfalarda ?Okulumuzun Tarihçesi?, ?Okulumuzun Alanları?, ?Okulumuzun Yönetici Kadrosu?, ?Anket Köşesi? (Melisa Karlı - Muhammet Raşit Bülüm - Mehmet Ali Gül), ?Etkinliklerimiz?, ?Sağlık Köşesi-Bel Ağrısı-1?(Op.Dr.Süleyman Özel), ?İlginç Bilgiler Köşemiz 1-2-3?, ?İlimizden Adana? ve ?Edebi Bulmaca? bölümleriyle birlikte reklamlara yer verilmiş. Tarih Öğretmeni A.Hulusiçakır ise ?Az Bilinen Yönleriyle Atatürk 1-2-3? adlı araştırmayı hazırlamış.

?Türk Edebiyatından Kısa Hikâyeler - Yarım Kalan Aşk 1-2?  başlıklı bölümde  Reşat Nuri Güntekin´in yapıtından birbölüme yer verilmiş. Ayşegül Konuk´un hazırladığı ?Kitap Tanıtımı? köşesinde ise Oğuz Atay´ın ?Bir Bilim Adamının Romanı?, Sabahattin Ali´nin ?Kürk Mantolo Madonna?,  ile Nazan Bekiroğlu´nun ?Mücella?, Amin Maalouf´un ?Semerkant?, Suat Turgut´un ?Gördesli Makbule?adlı kitapları da diğeryer verilen yapıtlar. Rehber Öğretmen Hatice Akdan´ın ergenlerle ilgili yazısı yararlı olarak göze çarpar. ?İçimizden Bir Adanalı: Orhan Kemal? adlı yazı ise hazırlanan diğer bir yazınsal çalışma.

Çilem Avcı ile Şeyma Özateş yazar Rıfat Ilgaz´ın oğlu Aydın Ilgaz´la güzel bir röportaj gerçekleştirmişler? Amerika´da eğitim görüp, mühendis olduğunu söyleyen Aydın Ilfaz, Dokuz yaşında, babasının arkadaşları olan Yaşar Kemal´ı, Orhan Kemal´ı tanıdığını,  Türkiye´ye döndüğünde ise, babasının kitapları kendisinin için çok önemli olduğundan  onları yayımlamaya başladığını, daha sonra ise  Türk Hava Yolları´ndan ayrılarak yayıncılığa başladığını söylemektedir. Hem yazıyorum, hem yayınlıyorum diyen Aydın Ilgaz, basılmaya hazır çok eserinin olduğunu fakat   babasının eserlerinitakipetmekten, bastırmaktan, onun için konferanslara gitmekten hem vakit bulamadığını hem de boynuzun kulağı geçmesini istemediğini, babasının varlığının sürmesini istediğini belirtmektedir. Diğer bir soruya verdiği yanıtta da, babasını örnek göstererek, babası Rıfat Ilgaz´a da aynı soruyu sorduklarında onun da ?70 yıl 4 ayda yazdım? dediğini. Yani bir kitaba 70 yılın emeğini, bilgisini, tecrübesini koyduğunu vurguladıktan sonra, kendisinin de birkaç gecede kitap yazdığına değinmektedir. Sorulan diğer bir soru üzerine; ?Öyle fantastik, aşk, vampir vb. neredeyse mısır patlağı içi boş eserler yazmıyorum. Bu tip eserler çok satıyor diye siz gençler de alıp okuyorsunuz.? diyen ve yazdıklarının toplumcu gerçekçi içerikte olduğuna değinen Aydın Ilgaz; on birinci sınıfta bir öykü yazdığını, o gün kendilerde misafir olan Can Yücel´in: ?Şair yönünü bilmem ama aydın da bir gün öykücü olacak? dediğini  dile getirmektedir.  Kitap okumanın, test kitaplarındaki soruları da yanıt oluşturduğuna dikkati çeken Aydın Ilgaz, ?Ülkemizin geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz?? sorusuna yanıt olarak da; o zamanlar yeek subay öğretmenlik olduğunu, çevirmenlikten sonra, Hatay´ın salla geçilen Sutaş köyünde öğretmenlik yaptığını, orda okuma yazma öğrettiği çocukların bu gün gelip ellerini öptüğünü, oysa yaptığı gökdelenlerdekimse gelip elini öpmediğini de ilginç bir çelişki olarak vurgulamaktadır. Bu yüzden öğretmenliğin çok değerli bir meslek olduğunu belirten Ilgaz, insanlara saygı göstermenin sevmenin de altını çizmektedir.

Yanıtını sürdüren Aydın Ilgaz, bugün Çukurova´nın o sıcağını, pamuğunu eziyetini çeken dedelerimizin unutulduğunu, o arazilere gökdelenler yapıldığını, o gökdelenlerin yerini ekmediğimizde, ürün yetiştirmediğimizde sebzemizi,meyvemizi başka ülkelerden getireceğimizi,  böylece başka ülkelerin cebine para koyacağımızı, baba memleketi olan Katamonu´nun Taşköprü ilçesinde dünyanın en iyi sarmısağını yetiştiren çiftçimize az para ödendiği için köylünün işi bıraktığını, biz de sarımsağı Çin´den ithal ederek Çin köylüsüne para kazandırdığımızı, Çin köylüsünün kendi çocuğunu okuttuğunu, böylece bizim köylümüzün cahil kaldığını ifade ederken; ?Demek istediğim kendi yazarlarımızı okumayıp, yabancı yazarlarımızı okuduğumuzda da aynı şey oluyor. Yazarlarımızı okunmadığımız için üretimlerinin azaldığını zamanla başka işlere daldıklarını, bizimle kültürel açıdan gelişmememiz, yabancı kültürlerialmamızve düşüncelerimizin yabancılaşması gibi bir durumla karşılaşmamıza neden olduğunu anımsatmaktadır. ?Yani bahçemizde mandalina, portakal, limon varken yemiyoruz da doktora gidip vitamin alıyoruz.?   

Ayşe Akkaş ve Seren Özcan´ın röportaj yaptıkları yazar ise İbrahim Kiraz. 46 kitap yazdığını söyleyen bir araştırmacı yazar İbrahim Kiraz. Şiir ve çocuk kitapları yazan Kiraz, okumanın altını çiziyor. Kitap yazarken araştırmayapmanın önemine değinirken, kendisinin 8 kitaptan oluşan ?Demirci Mehmet Efe? adlı kitabını yazmak için 15 il, 58 ilçe, 4017 köy dolaşarak, 23 yıl araştırıp, 30 yılda yazdığını vurgulamaktadır.  

 

BEKLEYİŞ

 

Zamanın boynuna dolandıkça namlı mahzeninde unutulmuş kader

Bizi senin güzelliğinin içine çeker bakır tepsilerde hoyrat tütsüler

Ve ben her bağlaçta biraz daha kedere bulanmış

Kapılar kırk kere yüzümde nadasa bırakılmış

Korkak ve ürkek bir mumun kendini tüketişinde

Yalnızlığım dibime ışık vermez

                               ***

Ey her çentiği yüzümde gizli çocuğa emanet geçmişim

Gelir geçer mi sandın bu kelebeğin kanadından kırgınlıklar

Yaşarım bilsin demlenirken damarlarımda ilkel mağara adamı

Terkedilmiş çamlarla süslü gizli koylarda dingin gönüller

Buhara´dan ses verir Ömer´in gezdiği sokaklar

Yıldızlar hesaba kitaba gelmez müneccimler boğar

Hadi ağlamayı geçtim

Hesapta mı sormaz güller bahçesinde dikenli yüz sürüşler

                               ***

Sesimi yitirdim samanyolunun baht-ı kara senfonisinde

Beklemek kendi başına yedi başlı ejderha 

Kesilen hep benim başımdır bir çocuk ağlamasında

Akıyor içimde kendi kanımdan birderya

Sevgiliye yollanmış son mektubun kanlı ve ıslak pulunda

Dilimin ucunda düşmekten korktuğum uçurumun dipsiz cazibesi

Esir oldum sana

Esaret ve yoksunluk göğsümdeki madalya

                               ***

Bir aslanın kediye yenildiği filmde adres sorsam

Mola versem sevgilinin peşinden koşulan bir günün ortasında  

İfadeye kelimeler kifayetsiz kalır

Tek reçetem sensin

Sonsuzluk yüklü vagonların rayları öpüşünde

Dizlerimin üstünde dermansız dertlerim

Seni beklerim

Beklerken

Bedenimle

Beslerim

Kış bahçelerinin uzun gecelerinde

Kör bir aşığın paslı nefesini

 

                                                               Cengiz Şahin

 

            Soyuttan somuta imgelerle şiirniören Cengiz Şahin tarihle coğrafyanın kaynaştığı bir içerik boyutundan aldıklarıyla şiirinin çatısını kurarken kişisel duygulanımla derinleştirdiği şiirine biçimselanlamda geniş bir açılım kazandırıyor.

 

*?ÇAMLIBEL?:

 

Adana Yüreğir Çamlıbel Lisesi´nin ilk sayı olarak yayınlanan ?Çamlıbel?de Okul adına imtiyaz sahibi olarak Okul Müdürü Hakan Üstün, Genel Yayın Yönetmeni Şehriban Kocaçınar, Yayın Kurulu:Davut Damaksız, Şehriban Kocaçınar; İnceleme Kurulu: Hasan Ataş, Ceylan Fidan, Fatma Taşkıran, Emine Oğuz; Düzenleme ise  Davut Damaksız ile Şehriban Kocaçınar            isimlerinden oluşmaktadır. İlerleyen sayfalarda, Okulu Müdürü Hakan Üstün´ün dilin bilinçsizce ve yanlış kullanımı konusundan yakındığı görülmektedir. Gökbahar Tosun, ?15 Temmuz Destanı?, Belgin İnanduğçar ile Sedanur İlhan kaybolan mesleklere yönelik bir araştırma yapmışlardır. Dilan Vural, Şevval Atmaca ve Batuhan Gürlek Yüreğir Kaymakamı Fatih Genel; Bahar Fidan, Ceylan Fidan ve Mert Güleryüz ise İlçe Milli Eğitim Müdürü  Mehmet Kılınç ile röportaj; Ceylan Fidan,?Bence Öğretmen?; Görsel Sanatlar Öğretmeni Nalan Şule Özbayır ?Sevgili İnsan; Rehber Öğretmen Zuhal Toka,?Akıllıca Yaşamak?; Berfin Karan, ?Dostluk Üstüne?; Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Muzaffer Kolik, ?Başka Edebiyatların Düşleri ve Düş Gezginleri? adlı inceleme yazısı yeralırken ilerleyen sayfalarda ?Tarihin Tanığı Tepebağ?adlı fotoğraflı yazı yer almaktadır. Dergide, okulda yapılan etkinliklerin yanı sıra; Davut Damaksız, ?Cenent Kokusu?; Hasan Ataş, ?Darmadağın?, Fatma Taşkıran, ?Şiirim Oldun?; Meryem Ak, ?Gece?; Ceylan Fidan, ?Gönülden Gönüle; Hasan Ataş, ?Kayıp?, Esra Çelik, ?Beklenen? ve Din Kültür ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni  şiirleriyle yer almaktadırlar.

DUVARLAR

Artıken sevdiğimkaranlık sokaklar.

Odam,dışarısı,kısacası her yer.

Dar geliyor.Ufak birkutuya,

Hapsolmuş gibihissediyorum.

Yıldızları göremiyorum.

Dar geliyor her yer,

                Tir tir titriyorum.

                               Ateşin içinde yanarken

                                               Bile?

 

                                                    Hasan Ataş

 

/resimler/2018-9/4/0941205731920.jpg*?GENÇ DERGİ?:

 

         Çukurova Toroslar Anadolu Lisesi Kültür-Sanat ve Edebiyat dergisi olan ?Genç Dergi´nin İmtiyaz sahibi olarak okul müdürü Abdulkadir Kat´ın adı geçmekte. Yazı İşleri Müdürü´nün Aytekin Aslan (T.Dl. ve Edb. Öğr.) olduğu dergide Seçici Kurl olarak: Meryem Şahinoğlu, Kübra Yalçıner, Güzin Altuğ, Bahar Deniz, Cemil Yılmaz, Figen Gülbasar ve Düzgün Can gibi isimler yer alırken; İnceleme Kurulu´nda M. Enes Öner, Y.Ege Özkanbaş, Ö. Özgür Can, Göksu Etike, Hüseyin Topal, Rumeysa Aydın, Tuğçe Eser, Ayça Cesur, Ayşe Gül Sain, Ezgi Nur Kabaca, Gizem Atcı, Hilal Kötüğ, Hilal Kuddar, Hüda Can Kaplan ve B.Eren Özören bulunmakta.   

            Genç liseliler, ?uzun bir yolculuğun ilk adımında?? dizeleriyle başladıkları önsöz yerine sayılabilecek ?Merhaba? adlı giriş yazısında (s.3) bunun mutluluğunu ve sorumluluğunu yaşadıklarını vurgulamaktadırlar. Hemen bir sonraki sayfada, Okul Müdürü Abdulkadir Kat, ??Bilgi toplumunun ihtiyaçlarına cevap verebilmek için, toplumla uyum halinde yaşayan, toplumu geliştirecek niteliklere sahip bireylerin yetiştirilmesi gerektiğini.? Vurgulamaktadır. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk´ün öğretmenler için söylediği, ?Ülkemizi gerçek hedefe, gerçek mutluluğa kavuşturmak için iki orduya ihtiyaç vardır: Biri vatanımızı kurtaran asker ordusu, diğeri ulusumuzun geleceğini yoğuran irfan (bilim, kültür) ordusudur? sözlerini yazısına taşıyan Kat; gençlere kendileri ve ülkelerinin geleceği hakkında söylediği sözlerden sonra, mutlu birey olmanın anahtarının yüreklerinde ve beyinlerinde olduğunu vurgulamaktadır.

            Göksu Etike (11-B), ?Portakal Çiçeği kapsamında Sarıçam Belediyesi´nin düzenlediği edebiyat yarışmasının deneme dalında Türkiye 3.´sü olan ?Yeni Bir Rüzgâr? adlı yazısında, eski Adana´yı dizelerde görselleştirip, bu topraklarda yetişen nice sanatçı, bilim adamının eski Adana´nın da son temsilcileri olduğunun altını çizerken; ??Beyaz olan tek şey pamuk olmamalı. Birkaç adım atmalı herkes daha temiz, daha mutlu Adana için.?(s.5) gibi oldukça naif duygularla yazılan, düşündürücü bir tümce kullanmakta. İlerleyen sayfalarda yine Atatürk´ün, yaklaşık yüz yıl sonrasını görerek adeta vurguladığı, ?Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.?(s.6) gibi o ünlü sözü yer almakta ki biz bu gün bunu özellikle bazı sanat dallarında yaşamaktayız ne yazık ki.

            Comenius Proje ekibi ?Çukurova Toroslar Avrupa´da? (s.6) adlı bir yazı kaleme almış. Hemen yanı başındaki sayfada ise, 28 AB üyesi ülkenin dahil olduğu bu geziye yönelik fotoğraflar ?Adım Adım Avrupa? başlığı altında toplanmakta. ?Çok Çalışıyorum Ama Bir Türlü Başarılı Olamıyorum Diyenler İçin Etkili Bellek Kullanımı? adlı kaynağı belirsiz bir yazı bulunmakta. (s.9-10) Ömer Özgür Can´ın (11-E), ?Buzları Kırmak? adlı yazısı ile Okul rehberlik Servisi´nin ?Sağır Kaplumbağa? ve ?Çatlak Kova? adlı kıssadan hisse türünden iki yazı yer almakta (s.11). Hüseyin Topal´ın ?Bir Battığı Yer: Çanakkale? adlı yazısı var. Göksu Etike´nin Çanakkale´nin 100. Yılı nedeniyle düzenlenen Yarışmada Çukurova İlçe Birincisi olan yazısı ise ?Diriliş? başlığını taşımakta. (s.14-15) Roosevelt´in, ?Ayakta ölmek, diz üstü yaşamaktan iyidir.? Sözü kahramanlık olgusunu sağlamlaştırıyor. Hilal Kötüğ´in (11-E) dilbilim türündeki ?Türkçesi Varken? adlı yazıda ise Türkçe hassasiyeti yer alıyor. (s.16-17) Mustafa Bürcü (Biyl. Öğr.) ise ?Gül ve Kül? adlı yazısında bağımlılık konusunu işliyor. Talha Işık (10-A) ?Eğitimin Gayesi? adlı yazı yanında; ?Kayayı Kımıldatmak? adlı bir kıssadan hisseyle dergideki yerini aldığı görülüyor (s.19). Derginin, ?Okulumuzdaki Etkinlikler? köşesi ise fotoğraflardan oluşuyor (s.35-38).

            Aytekin Aslan´ın (Türk Dl. Ve Edb. Öğr.) ?Okumak Üzerine? adlı yazısında ?Yazarlarını, şairlerini tanımayan gençlerimiz yetişiyor?? (s.21) vurgusu dikkate değer. Aynı zamanda okuma alışkanlığının zayıflaması ve gençlerin ödevlerini deftere yazmak yerine cep telefonlarıyla fotoğraflarını çekmeye kadar birçok konuya haklı eleştiriler getirilmekte. ??Cumhuriyeti yaşatmak, çağdaş uygarlıklar seviyesine ulaşmak istiyorsak önce okumalıyız? diyen Aytekin Aslan; yanlış bilgiden, sorgulamayan gençlikten söz etmek yanında; ?Kütüphanelerin boş olduğu, kitapçıların ise daha çok sınav odaklı kitap sattıkları günümüzden de söz ederken eleştirel bir bakış açısı taşımakta. ?Çocuklarımıza kitap okuma zevkini, heyecanını vermeli, bu kültür de yetiştirmeliyiz. Öğrencilerimle yaptığım kitap incelemeleri, edebi tartışmalar bana zevk vermiş, geleceğe yönelik olan inancımı tazelemiştir?? diyen Aslan; ??Artık karanlığa değil, aydınlığa yürümeliyiz.? (s.21) demektedir. 

            Mehmet Hanif Kılınç (12-C) ?İstiyorum?,(s.8), Serdar Haytaoğlu (12-D) ?Sensizlik?, Ayça Cesur(11-B) , ?Yeniden? (s.12); ?Y. Ege Özkanbaş (11-D) ?Kendinden Nefret Eden Delinmez Pamuk? (s.20) ve Mustafa Bürcü, ?Yed-i Beyzâ´dır Adın Şu Karamış Kalbimde? (s.27) ve M. Enes Öner (12-E) Adana Emniyet Müdürlüğü´nün düzenlediği ?Polis? konulu şiir yarışmasında Adana ikincisi olan ?Parlayan Yıldızlar? (s.32) adlı şiirlerle dergideki yerlerini almaktalar. Diyojen kaynaklı bir fıkra var bir de aynı sayfada. Ayça Cesur ise ?Gizlenen Türk Piramitleri?ni (s.33) yazmış. Berkay Eren Özören (11-A) ile Selçuk Gök (10-D) ise, sırasıyla ?Zor? ve ?Senden Sonra? adlı şiirleri yazmışlar. (s.34)

            ?Kitap tanıtımı? köşesinde Hilal Kuddar (11-B), Sabahattin Ali´nin?Kürk Mantolu Madonna?; Fatma Nisan Kutun (11-A) ise Jose Saramago´nun ?Körlük? adlı kitabını tanıtıyor. Mustafa Enes Öner´in ?Asım Oğlu Asım? (s.26) yazısı ile Mehmet Akif Ersoy´a ait bir haber yer almakta. Ayrıca, Göksu Etike (11-B), ?Güneş Batmadan? adlı bir öykü yazmış. (s.30-31)

            ?Tarihin İzleri? adlı yazısına, ?Geçmişle bugünü birleştiren, yaşamımızın yarınlara bırakılan kanıtlarıdır kitaplar?? diyerek başlayan Tuğçe Eser (11-A), müzelerin, bir ülkenin gelişmişlik düzeyini yansıttığından da söz etmektedir.  Yazısını, Mustafa Kemal´ın Sakarya´ya hareket etmeden bir gün önce Ankara´da bir Etnoğrafya Müzesi kurulması ve eski Ankara evlerinin korunması hakkındaki vurgusuyla sürdürür Tuğçe Eser. Nazım Hikmet ile ilgili bir anıyı Sunay Akın´dan yaptığı alıntıyla sürdüren Eser; Nazım Hikmet´in ziyaret ettiği müzede Şevşenko´nun kalemini görmek istediğinde ve kalp rahatsızlığı nedeniyle 3. kata çıkamadığında müze müdürünün kalemi ayağına kadar saygılı bir biçimde getirdiğine, Nazım´ın ?Şevşenko´nun Kalemi? adlı şiirinden bir bölümle yer verir.

 

             Konuştuk şiir üstüne

                Yüreğim gibi dedi, yana yana

                Şiir düşmeli dedi, halkın önüne

                Verdi bana kalemini. (s.24)

 

            Adana Kent Kütüphanesi, Atatürk Müzesi, Adana Sinema Müzesi ve Karacaoğlan Edebiyat Müze Kütüphanesi gezilirken, Atatürk Müzesi´ndeki Basın Odası, Silah Odası, Mücahitler Odası ve Hatay Odası görülüyor. Atatürk´ün çalışma odası incelendiğinde, Atatürk´ün yaşamı boyunca okuduğu 3997 kitaptan söz ediliyor. 57 yıllık bir yaşam için oldukça ciddi bir rakam. Basın Odası´nda ise Yeni Adana Gazetesi ciltleri görülüyor.   Hatay Odası´nda da, Atatürk Adana´ya geldiğinde, Fransız işgalindeki Hatay´dan gelen bir grubun ona siyah gül hediye etmesi, Atatürk´ün de:?Kırk yıllık Türk yurdu düşman elinde kalamaz.? sözünü söylemesi. Tabii öğrenci arkadaşlarımızın yer verdiği tümcede bir yanlışlık var? ?kırk yıl? değil de bu ?kırk asır? olması gerekir. Sinema müzesi konusunda Muzaffer İzgü´den aktarılan açıklamada, ?Türkiye´nin hiçbir kentinde olmayan sinema müzesi Adana´da bulunuyor?? (s.25) sözü ile Karacaoğlan Edebiyat Müze Kütüphanesi´ndeki,  ?Adana´da yaşamış şair ve yazarlara ait 3.000 kitabın bulunması dikkat çekici.       

            Genç Dergi´nin ?Bir Yıldız Kaydı? adlı köşesinde Yaşar Kemal, Zeki Alasya, Kayahan, Erol Büyükburç, Müzeyyen Senar ve Oktay Sinan gibi aramızdan ayrılan yazar, sanatçı ve bilim adamlarına yer verilen çalışmayı ise Ayşe Gül Sain (11-B) ile Hüseyin Topal (11-B) hazırlamışlar. (s.29)

            Rumeysa Aydın (11-A) ?Ali Ata Bak? (s.13) adlı denemede at ve kadın örneğinden yola çıkarak, ??Sırf kas yapısı yüzünden, erkek egemen bir toplumun ne yazık ki üyesi olmanın üzüntüsünü dile getiren Rumeysa Aydın; vicdanı konuşturarak anlatımını doğru noktada bağlıyor. Hemen yazı altındaki notta ?Özgecan Aslan´ı hayattan koparan bir kişi değil, onu oluşturan zihniyettir ? yazısı ise, dipnotta bulunan ?Önyargıları kırmak, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur.? Tümcesindeki Einstein sözüyle örtüşüyor. Bunun  yanı sıra; ?En büyük cezaevi, cahil insanın kafasının içindir? (s.18) sözünü de dikkate almak gerekir.   

Özdeyişler oldukça gerçekçi? Can Yücel´in ?Bedenin yükünü ayaklar, ruhun yükünü yürekler taşır.?(s.8) derken; Hz. Muhammed ?İki günü eşit olan ziyandadır.? (s.11) sözü ile Albert Schweitzer´in ?Mutluluk iyi bir sıhhat ve kötü bir hafızadan fazlası değildir? sözleri felsefi bağlamıyla dikkat çekiyor. Bununla birlikte, Ayşe Gül Sain´in ?Teknoloji ve Biz? adlı yazısının altında yer alan, genç yaşta yaşamını yitiren Uzakdoğu sporlarının sinemadaki temsilci Burce Lee´nin şu sözü çok anlamlı olduğu kadar da doğrudur: ?Bilgi size güç verir ancak saygıyı karakterinizle kazanırsınız.? Sırada, Benjamin Dısraeli´nin ?Alışkanlıkların zinciri, önce duyulmayacak kadar hafif, sonra kırılmayacak kadar güçlü olur.? (s.21) ile La Edri´nin:?Okumak, bilgelerle dostluk kurmaktır.? (s.23) sözleridir. ?Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez? (s.25) gibi bir Andre Gide sözünün haklılığına şapka çıkartılırken; ?Mum olmak kolay değildir? Işık saçmak için önce yanmak gerek.? 8s.27) gibi bir Mevlana sözünü de aydın ve aydınlık adına bir tarafa not etmek gerekir. ?Hiçbir miras doğruluk kadar zengin değildir.? (s.31) gibi bir Shakespeare sözü ile ?Öğüt vermek kolay, örnek olmak zordur? (s.32) gibi bir La Rochhefaucauld´un sözünü de anımsamak gerekir.

Genç dergi´nin arka kapak yazısında Şair-Yazar Attila İlhan´ın fotoğraflı ve ?Türk şiirin kaptanı? notuyla ?Üçüncü Şahsın Şiiri? yer almakta.

 

akşamlar bir roman gibi biterdi

jezabel kan içinde yatardı

limandan bir gemi giderdi

sen kalkıp ona giderdin

benzin mum gibi giderdin

sabaha kadar kalırdın

hayırsızın biriydi fikrimce

güldü mü cenazeye benzerdi

hele seni kollarına aldı mı

felaketim olurdu ağlardım.

 

*?GENÇ DERGİ?(2):

 

Genç Dergi´nin 2. sayısı 2016´nın Mayıs´ında yayınlanmış? Dergide ?Fotoğraflarla Faaliyetimiz?le, ?4006 TÜBİTAK Bilim Fuarımız?(Yasemin Çiçek) adlı haberler yer almaktadır. Yaren Küçüközkan, ?Atatürk ve Gençlik?; ?Fizik Öğretmeni Kültigin Pazarcı, ?Boyanın Suyla Dansı?; Mustafa İzzet Tüzün,  ?Kadına Şiddet  Nasıl  Önlenir?adlı yazılarla dergide yer bulmuşlar. Sudenur Çolak, ?Tubitak Gururumuz Zeynep İş?le; Serap Hallaç ve Aylin Erdoğan okullarının mezunlarından Hülya Totik´le; Yaren Küçüközkan ve Selin Çete, Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin´le bir söyleşi gerçekleştirmişler. Öğrenci ağırlıklı ürün bolluğu var? Aytekin Aslan, ?Behçet Necatigil 100 Yaşında?, Talha Işık, ?Bir Dava Adamı Mehmet Akif Ersoy?adlı yazılarla görülürken; Yasemin Çiçek, ?Kadın Dediğin?, Esma Basar, ?Yalnızlık?; İmren Bulut,?Uzaklarda Arama?ve İdil Atik, ?Mavi?adlı denemeleri yayınlanmış. Ayrıca, Aytekin Aslan Çağatay Özkafa, ?Ben Seni Tanırdım?; Umut Sertan Çakır, ?Hayat?; İsmet Selçuk Gök, ?Bir Çocuk Öldü?; Ahmet Tarık Demir, ?Anneme?; Biyoloji Öğretmeni Mustafa Bürcü, ?İçinden Nehir Geçen Bir Şehir - Adana?; Zihni Can Dağlı, ?Senin Yüzünden?; Alperen Özer, ?Şehitler Ölmez?; EmreHasarı, ?Yıllar Çirkinleştiriyor?, Batuhan Berk, ?Aşkın Son Damlası?; Din Kültür ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Cemil Köksal, ?Sabah Düşü?; Başak Nur Özdemir, ?Yaşam Umuttur?, ?Berk Dinler, ?Gökyüzü?; Umut Sertan Çakır, ?Tarihin Savaşı?; Çağatay Özkafa, ?Emanetini Tanı?; Berk Dinler,?Çanakkale Geçilmez?,  Emir Yusuf Ekelik, ?Unutma, Unutturma Özgecan´ı!?, Yağmur Yalçın, ?Merhaba Bayım? ve Perihan Ayten, ?Asla Vazgeçme? adlı şiirlerle dergideki yerlerini almışlar.

 

/resimler/2018-9/4/0942015732849.jpg*?GENÇ KALEMLER?:

 

Bahtiyar Vahapzade Sosyal Bilimler Liseli 10-C sınıfı öğrencileri, tamamen kendi ürünlerinden oluşan bir dergi çıkarma sevdasıyla işe koyulmuşlar. ?Milli Edebiyat? akımı ve ?Yeni Lisan? hareketinin öncü şair ve yazarları olan Ali Canip Yöntem, Ömer Seyfettin, Ziya Gökalp, Mustafa Mermi, Kâzım Nami, Enis Avni, Mehmet Ali Tevfik (Yükselen), Subhi Edhem, Âkil Koyuncu ve Rasim Haşmet gibi yazar kadrosunun yer aldığı ?Genç kalemler?e karşın, kendi ?Genç Kalemler?ini  ise Mehmet Özsöyler, Selin Tutku Şekerci, Sercan Beksofuzade, Hasan Kebeli, Mert Karadağ, Furkan Sözgün, İlkay Kırman, Beyza Kılınç, Selman Gazel ve Hüseyin Avni Güllü gibi isimlerle oluşturmaktadırlar.    

?Genç Kalemler Dergisi?, ?Bahtiyar Vahapzade Sosyal Bilimler Lisesi Edebiyat, Kültür ve Sanat Dergisi? olarak geçmekte dergi künyesinde? Yıl:4, sayı:3 olarak yayımlanmış Mayıs 2014´de. Yaklaşık yılda bir sayı da olsa dergi yayınlamışlar kendi olanakları çerçevesinde. Derginin Sahibi olarak okul müdürü Vural Ayar gözükmekte. Genel Yayın Yönetmeni ve Yazı İşleri Müdürlüğünü Mehmet Özsöyler (Türk Dili ve Edebiyat Öğretmeni) yapıp; Yazı İnceleme Kurulu´nda Hüseyin Avni Güllü (Müdür Yardımcısı), Selma Gökalp (Türk Dili ve Edebiyat Öğretmeni) ve Adil Tutumlu (Türk Dili ve Edebiyat Öğretmeni) yer alırken; Yayın Kurulu Başkanlığını Selman Gazel, Yayın Kurulu Üyeliklerinde ise Beyza Kılınç, İrem Ablay, Yasemin Yıktı, Kübra Nur Arslan ve Mert Karadağ´ın isimleri geçmekte. Okul Müdürü Vural Ayar ise ?Okul Müdüründen? adlı köşede, Adana´da tek, Türkiye´de 32 okuldan biri olduklarını ve 5. yılını tamamlayarak ilk mezunlarını veren okullarının YGS´de % 100 olan eğitim ve   ayrıca bilim, düşünce, kültür  ve spordaki başarılarını, beyaz bayrak aldıklarını vurgulayıp; günümüzün başta eğitim ve öğretim olmak üzere, tüm yaşamımızla ilgili olan kütüphane, okuma salonu ve ?Okutan okulun okuyan öğrencileri? ile matematiği sevdirici hale getir

YAZARLAR

  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • BIST 100

    8828,70%-0,62
  • DOLAR

    32,29% 0,55
  • EURO

    35,19% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2238,56% 0,53
  • Ç. ALTIN

    3895,90% 0,00