ALİ UYSAL- EĞİTİMCİ YAZAR


KÖYÜMÜZÜN GÜZELLİĞİ ÜZERİNE

Önce kavgamıza neden olan, dört ay k


Önce kavgamıza neden olan, dört ay kaldığımız yaylamızın doğa yapısından kısaca söz edeyim: Dağların bitki örtüsü baştanbaşakaraçalılar. Karaçalı piynar ağacının boduru. Köylüler bu inatçı, sağlam yapılı ağaca “piynar” der.

İlk kavgamız bu kara çalı ormanı karşısında başladı: Doğduğum, on üç yılımı geçirdiğim evin önüne bir ev yaptırdım. Yeni evimin önü bahçe. Kendi emeğimin ürünü. Bahçenin kenarında fır dolayı çamlar. Büyümüş, göklere yükselmiş. Evimin batısındaki balkonun adı “Batı Yakası”. Batı Yakası’nın dört aylık yaşamımızda önemli bir yeri var. Okuma, dinlenme, düşlere dalma gibi eylemler hep bu balkonda olur. Bir masa, dört sandalye hiç eksik olmaz.

Akşam yaklaştı da bu masaya oturup yönümü de on üç yıl yaşadığım yıkıntıya çevirdim mi beş yaşım, on yaşım aklın alamayacağı anılarla şaha kalkar. Hele iki yudum rakı da iç dünyanda dolaşmaya başlarsa, acı, tatlı anılar…Pardon tatlı yok! Tüm acı anılar, azgın bir at gibi şaha kalkar. Gem vurulamaz bir hal alır. O zaman geçmişten kaçar bugünün limanına sığınırsın. Ben de onu yapıp geçmişten dörtnal uzaklaşıp bugüne geldim. Geçmişte sus pus; ama bugüne geldim mi kaşınıyorum. Hanıma başladım hava atmaya:

Pıynar ormanını göstererek: -Şu memleketin güzelliğine bak!

-Sen buna güzellik mi diyorsun. Bu karaçalıların neresi güzel? Sen gel güzelliği Giresun’un köylerinde gör. Fındık bahçeleri arası yemyeşil otlar. Gez gezebildiğin kadar, doy doyabildiğin kadar yeşile.

Bu yorumun altında kalamazdım: O karaçalıların her birinin çevresinde izim var. Sayısız anım var. Bu anılar acı da olsa artık nitelik değiştirmiş. Bu hoşgörünün altında kalamazdım.

--O gördüğün karaçalı değil, gül bahçesi.

--Karaçalıları gül gibi gören gözle ilk kez karşılaşıyorum.

--Yanılıyorsun. Karaçalıları gül gibi gören ilk kişi ben değilim ki!

--Başka kim var?

--Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük halk ozanı Karacaoğlan var.

--Ne demiş peki?

--Gurbette imiş. Öylesine özlemiş ki bu beğenmediğin çalıları. Dayanamamış bir ardıç ağacının altında Vurmuş sazının tellerine:

Yârim sensin dilberlerin eyisi

Deli gönül güzellerin delisi

Gayri bizim elin karaçalısı

Gül oldu gidelim bizim ellere.

Xxxxxxxxxxxxxxxxxx

Karacaoğlan der ki gelir yazları

Kuzum kime eden sen bu nazları

Anamın babamın kötü sözleri

Bal oldu gidelim bizim ellere

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22