İyi beslenemeyen sağlık çalışanları da, açlıkla burun buruna gelirse, ne olur?
Tarımsal beslenmede tehlike çanları!!!
12 Eylül 1980 amerikan çocuklarının askeri darbesiyle başlayan tarımın çökertilmesi son 18 yılda doruğa taşındı.
“Ekonomik İstikrar Kalkanı” adı verilen pakette hayvancılığın, tarımın, tarımsal üreticilerin adı yok!!!
Çok değerli Tarım ve Orman Bakanlığı, 2019 yılı ödemelerini daha geçtiğimiz günlerde yapabildi. Eğer çiftçinin elektrik borcu varsa, bankalar kaynağında kesecek.
İktidarımız, çiftçilerimizi ne kadar da çok seviyor, değil mi?!!
İzlenen başarılı (!) tarım politikaları sonucu tarım, piyasa mekanizmasına bırakılarak ulusun beslenmesi tehlikeye atıldı!
Belçika büyüklüğündeki bir alan (4 milyon km2) tarımsal üretim yapılmadan boş bırakıldı.
Borcu 130 milyar liraya ulaşan üreticilerimiz, artık borca gübre, mazot, tohumluk benzeri girdileri alamayacağından üretim tepe taklak gidecek; üreticilerimiz toprağını bırakıp işsizliğin zirve yaptığı kentlere yığılmayı sürdürecekler.
Anlaşılan çiftçi sayımız hala çok yüksek ki, bir miktar çiftçi daha tarımsal üretimi bıraksın istiyorlar!
Hasat düşük olunca da, tüm Türkiye’nin açlıkla karşı karşıya kalması içten bile değildir!
Dahası ne mi? Salgın karşısında, üreticilerimizin sağlık giderleri de artacak! Burada anımsatalım. Karantinaya alınan büyük kentler değil, köyler ya da yeni düzenlemeyle mahalleler!
Çökertilen tarımın sonucu, birkaç ay sonra tarımsal ürün bulamazsak, şaşırmayın. Mısır, arpa, kuru fasulye, mercimek, ayçiçeği üretimi yetersiz. Dışalıma muhtaç edildik!Buğdayda bile geçen yıl yaklaşık on milyon ton buğday dışalımı yapıldı. Bu yıl, buğday, patates, pirinçte tehlike çanları gür sesle çalacaktır. Aç kalırız!
Hani ilgili bakan açıklamıştı, pirinç stokumuz var, diye. Şimdi de yüz ton pirinç dışalımı yapılacak. Trakya’da çeltik ekilebilecek alanlarda pirinç üretiminin yasaklandığını unutmadık!
Halkımızın beslenmesi yetersiz olacağından zayıf düşen bedenleri,virüsün ele geçirmesi kolaylaşır. Sorumluluk kimdedir? Tarımı bitiren, tarımsal üreticiyi yaşarken aç bırakıp süründürenlerde! Kim olduklarını benden daha iyi bilmiyorsanız, bana yazıklar olsun!
Babalar gibi satılan şeker fabrikalarında ekmek mayası yapımında kullanılan melaskalmayınca, gümrük vergisi sıfırlanarak dışalıma izin verildi. Bildiğiniz gibi, şeker fabrikalarının ürettiği etil alkol de bittiği için ithali serbest bırakıldı.
Ayçiçeği yağı dışalımındaki gümrük vergisi de %30’a indirildi!
Kutlarız, tek adam rejimini! Niçin mi? Şeker fabrikalarını satarak diğer ülkelerin tarımsal üreticilerine ve abd tekeli cargil’e verdiği somut destekten dolayı. Akla ne geliyor bu bağlantıda? “Yurtta sulh, dünyada sulh!”un tepetaklak olmuş hali!
Çözüm mü?
2003’de yasalaşan Tarım Kanunu’na göre, bütçeden tarıma yüzde bir pay ayrılması zorunlu. Gel gör ki, bütçeden ayrılan miktar, şimdiye değin yüzde biri hiç bulmadı. Şimdi bırakın bu bütçenin %1’ni tam vermeyi, tarımsal destekler iki katına çıkarmalıdır! Yoksa açlık onların da kapısını çalar!
Artık çiftçilerin elektrik, sulama, banka borçları faizsiz ertelensin demek, abesle iştigaldir, bilene!
Yerel ekonomilerin lokomotifi olacak ve beslenmeyi güvence altına alacak kooperatiflerin kurulması ve desteklenmesi kaçınılmaz hale gelmiştir!
Kaynak nerede mi? Geçiş garantisi verdikleri yolların, yolcu garantisi verdikleri hava alanlarının, hasta garantisi verdikleri şehir hastanelerinin bu yıl alacaklarını öteleyin!!! Halkımızın beklentisi budur!
Virüs krizini, iktidarınızı sürdürmek için fırsata çevirmeyi bırakınız!
Korona ne gösterdi?
Siyasal/ekonomik alanda “tek adam rejiminin” sorun çözmeyip, tersine çoğalttığı daha açık seçik görüldü!
Tarımsal ürünlerde, halkını beslemede kendine yeten ülke olmanın anlamını akp iktidarı ve çoook değerli seçmenlerimiz anlayacak!!!
Salgın 4-5 ay sonra da olsa, bitecek. Yaşam eskisi gibi mi sürecek? Hayır, daha özgür, daha bilinçli bir toplum olma olasılığı yüksek.
Tarımsal üretim bitirse, topunuz tüfeğiniz, dövizin de olsa, dışalım yapamazsınız. Örnek mi? Rusya, buğday dışsatımını yasakladı! Neden mi? Kendi yurttaşlarının karnını doyurmayı, diğer ülkeler gibi, en öne koydu.
Doğa, öç almaz, kavrayana ders verir. Siyasetçiler değilse bile,çoğumuz ders alıp özümseyeceğiz. Almayanlara da öğreteceğiz. Kuşkunuz olmasın. İlkyaz gibi, toplumun topraklarından yeniden genç, taze ışkınlar, yeni düşünleryeşerecek!
Tarımsal üreticilere alkış yetmez! Milletin,çiftçilere sahip çıkması, iktidarın uyguladığı sakat politikalardan dönmesi gerek!
Sevgiyle Atatürk ile kalınız!
