ALİ TAŞ ADN.


Kitaplık - MEDYADA TUNÇ DEVRİ


/resimler/2019-1/30/1441082893904.jpgNazım Alpman gazeteci-televizyon kimliğinden öte yazar, karikatürist. Gazeteci-Yazar kimliğini de biçimlendiren yazarlığı; zekice ironilerin gizlendiği kendine özgü bir dile sahip olma erdemini bir aydın duyarlılığıyla değerlendirebilmesi. Sanata koşut giden, sanatın da olmazsa olanı sayılan bir yeteneksellik sonuçta.

Nazım Alpman´ı anımsayacağız? Milliyet gazetesindeki (1995-1996) ?Atıyorum? köşesinde basit gibi gözükme yanılsamasına düşüren ve ilgi gören yazılarındaki ironi farkındalığıyla kara mizaha kadar uzandığı, yer yer okurken düşündüren yazıların yazarı Tunç Turunç?

?Medyada tirajı en yüksek üç gazeteden biri olan Milliyet Gazetesi´nin Pazar Eki´ndeki ?Atıyorum? başlıklı köşesindeki Tunç Turunç mahlaslı yazıları, Mine G. Kırıkanat´la birlikte ilgi gören kalemlerden biri. Öyle ki o devirde (Devir o devir demenin zamanı geldi herhalde) bu ilgi sonucudur ki, aşk konusu hakkında yazı yazması için kendisine gelen 5247 mektup (s.128); bir haftada aldığı 742 mektup (s.193) ve 87 kalın klasör okur mektupları, ?Atıyorum? kaynaklı olarak ironik plaseyle okuru ters köşeye yatıracak türden olsa gerek.

Mahlasvari öznel bir çağrışım da oluşturan,  ?Medyada Tunç Devri?,  günümüze uzanan yozlaşma, bozulma ve çürümenin başlangıç noktası sayılan yaklaşık 24-25 yıl öncesinin ?yükselen değerlerinin özü olan yiyelim, içelim, gezelim, gösterelim? ilkeleri ve olaylarına karşı yazılan ve öncelikle de medyayı eleştiren öykü tadındaki 83 yazıdan oluşmaktadır.  

/resimler/2019-1/30/1441504613189.jpgİçlerinden bazı başlıklar şöyle:

*?Basında Silahlı Mücadele Başlasın!? (s.19)

*?Et Yeme Ot Ye? (s.47)

*?Kız KulesiYengemiz mi Olacak??(s.49)

*?İbocu Devrim Tam Gaz Gidiyor? (s.53) *?Benimle Bir Dakika? (s.59)

*?Yeni Yılınız Mübarek Olsun.? (S.113)

*?Öldüren Tebessüm? (s.117)

*?Aşk Karın Doyurur? (s.127)

*?Marksizme Diz Altı Bakış? (s.155)

*?Az Para Kazanmanın Mutluluğu? (s.193)

/resimler/2019-1/30/1442384459758.jpgHalit Çapın da seviyor Tunç Turunç´u, diğerli de ilgi gösteriyor. Kimdir?... Kimdir?... Tunç Turunç alıp başını gidiyor? Okuruna göre, yanılsatılmaya açık, böylesine ironi yüklü güzel ve farklı yazılan yazılar deyim yerindeyse, bir olay mahalli kapsamı da yaratıyor yazınsal açıdan? Sıra geliyor ki yazarın suç üstülüğüne!.. Sonunda Hasan Pulur yapıyor yapacağını? İhbarımdır dercesine duyan duymayan!.. Yahu diyor Tunç Turunç bizim Nazım Alpman. İşte böylesine bir hoş bir mahlas öyküsü bu.

Fidel Castro ile röportaj yapan ilk Türk gazetecisi olan, 100. yılında Yeni Adana gazetesinin televizyon belgeselini de gerçekleştiren Nazım Alpman belgesel, röportaj, gezi yazıları, metin yazarlığı, köşe yazarlığı, karikatür yazın ve basın alanlarında görülüyor.  Vatan, Politika, Milliyet gibi gazetelerde yazan Nazım Alpman öyküden romana doğru yol alan bir yazar.

Nazım Alpman´ın kitapsız bir yazar olmaktan kurtulmasına Ozan Yayıncılık´ın sahibi Mustafa Demir sebep oluyor? ?Çingeneler? röportajının genişletilmesi talebinde bulunmasıyla ilk kitabı yayımlanıyor. Sonuçta, 1975 yılından bu yana 15 kitabı yayımlanyor, bir dönem romanı çalışması sürüyor. Nazım Alpman´ın ?Medyada Tunç Devri? ve ?Dostlar Bizi Hatırlasın? adlı yapıtının çıkışını gerçekleştiren ise A-7 Kitap Genel Yayın Yönetmeni Arzu Sandal.                      

*ETİK ANLAR:

/resimler/2019-1/30/1444551658338.jpgYazarın dilince söylüyorum? Nesli kelaynaklaşmakta olan ve ismi lazım olmayan bir yazarın oturduğu apartmanın otoparkı PTT tarafından kazılır ve öylece bırakılır. Belediye girer devreye. Bu kazılıp bırakılan yeri 40 milyon liraya yapabileceğini söyleyip, bu para da apartman sakinlerince çok bulununca, bu kez belediye, yazarın kamuoyundaki saygınlığını da dikkate alarak otoparkı bedava asfaltlayacağını bildirir. Ancak yazar, ?Hayır olmaz, halkın parasıyla benim evimin önünü asfaltlayamazsınız? diye karşı çıkar. Şimdi bakın bu dünya işlerine? Kimi vurduğu vurgunlara kılıf arar durur, bizim yazarımız da halkın parasını, tüyü bitmemiş yetimin hakkını düşünür. Yazar burda  biçimcilikten gelen bir kendine özgü tarzla ters köşeye yatırmanın kalem volesini: ?Şimdi soruyorum: Ünü bütün ülkeye şamil olan bir yazarla aynı konutu paylaşmanın bu kadarcık bir avantajı olmayacaksa, onunla komşu olmanın ne değeri kaldı ki? (s.96) Buna benzer bir tümce, ABD´ye sığınan Castro´nun kızı na da mal edilir. 

/resimler/2019-1/30/1445433055242.jpgTabii siz bakmayın yazarın paradoks sonuçlar veren ironik yaklaşımının düz anlatımına. Yazar da böyle bir aileden geliyor aslında? Jurassic Park kaçkınlarıyla aynı kuşaktan olan babasını da bu türden davranışları nedeniyle pek takdir ettiğini söyleyemediğini belirten yazar; devletin üst katlarında yıllarca hizmet veren babasının her aybaşı sabah alacasında maaş kuyruğunda, ?Diğer ?sıradan´ emekliler arasında dikilirken, kendisini tanıyıp ona ?torpil´ yapmak isteyen banka görevlilerini azarlamayı da marifet sayar!? vurgusunu bu bu özgün yazınsal tavrı içerisinde değerlendirmek gerekir. Yani, ?Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla? gibi bir şey bu.

Yazar bu tür ilkeli kuşağı sözde anlayamaz? Babasını anlatmayı sürdürdüğü konuşmasında, modası geçmiş ilkeler uğruna yıllarca hapis yatarak ailesini perişan eden ağabeyinin, babasının göz bebeği olduğunun altını çizen yazar; finansal dünyanın inceliklerini kavrayıp, kısa yoldan zengin oluşunu da allayıp, pullayarak babasının kendisini sevmediğini hatta babasının askeri cezaevinin kapısında kalp krizi geçirdiğinde, çalıştığı holdingin yönetim kurulundaki Necmettin Paşa´yı kafaya alıp ağabeyini kurtardığını babasına açıkladığında babasının kendisini nasıl kovduğunu hâlâ unutamadığını vurgulaması da,doğru mesaj verdiği kadar, yazarın tarzı konusunda git/geller yaratabilecek birolgu olsa gerek.

Siyaset sahnesini ?kör gladyatörlerin? arenası olarak yansıtan Nazım Alpman´ın yazılarında gözaltında ölen gazeteci Metin Göktepe´den, Sabancı Center´de öldürülen Özdemir Sabancı´ya ve hatta Adana´da kırmızı ışıkta geçtiği belirtilen Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu İsmet Atlı´nın trafik polis ve çevik kuvvet ekiplerinden yediği meydan dayağına  kadar bazı olaylar yazarın ironik refleksi içerisindeki yerini buluyor. (s.13-14)

            Çuvaldızı kendine hesabı, önce basını eleştiren Alpman, ?Basında Silahlı Mücadele başlasın!? (s.19) adlı yazısında medyanın çarşaf, tava, tencere, pencere, kaşık, çatal, tabak, çanak, çömlek gibi ?promosyon savaşları? mühimmatları vermesini ve dolayısıyla da okurların, insanların kuponkolik hâllerine zarif alaysı göndermeleri ??sonunda verecek bir şey kalmayacak O zaman denilecek ki: Bu kadar mal mülk olmadı. Şimdi haber veriyoruz anasını satayım.!..? tümcesiyle final yapması göze çarpıyor. Diğer yandan, ?Atıyorum? mantığına uygun bir haberin şöyle verilebileceğini de özeleştirel bir biçimde açıklıyor yazar:?Yıkılmış binalar altında kalanlar ilk kez bizim objektifimize bakarak can verdiler. Evleri yıkılmış olanlar enkaz altında bizim gazetenin verdiği kuponların kaldığını belirterek, ?facia için mega kupon´ vermemizi istediler. Diğer gazetelerin kuponlarının depreme karşı son derece dayanıksız oldukları açık olarak görüldü?(s.110)

Basınla, medyayla ilgili özeleştiri sitemkârlığını ödev alanı içerisine alan yazar, adı siyasetçi şıpsevdiliğine çıkan yazarlara göndermeler yaparken de aynı noktadadır? Yavuz Gökmen bu kapsam alanı içine girenlerin en önde olanlarından biri. Diğerini de, ?Değerli filozof-yazar son derece ?very good´ biçimde?? takdimiyle sunulan ??Basındaki bütün zıpırlıkları Serdar Turgut´un omuzlarına yıkamayız. Her gün ayrı bir konuda ?aykıralaşacağım´ diye çocuğun canı çıkıyor!? (s.19)  tümcesinin öznesinde aramak gerekir.

Bu tür örnekler ironik örnekler uzayıp gidiyor? Ayşe Arman´la başlayan bir devrim hikâyesi var örneğin: ?Geçenlerde Ayşe Arman köşesinde böylesi bir devrimden söz ediyordu. Belçika´daki bir gazetenin kadın tuvaletlerinde makyaj malzemeleri bulunduruluyordu. Kadın gazeteciler istedikleri zaman helâya gidip dudaklarını gere gere makyajlarını tazeleyebiliyorlardı. Ayşe, bu uygulamanın Türkiye gelmesini diliyor ve yazısını şöyle noktalıyordu: Sanırım bir devrim yapmanın zamanı geldi!? Diğer bir devrim yapan ise Ertuğrul Özkök: ??gazetesinin birinci sayfasına ?güzel bir erkek fotoğrafı´ yerleştirerek bir başka basın devrimini icra ediyordu?? (s.36)  Bu konu benzeri eleştiriler Fatih Altaylı, Selim İleri, Rauf Tamer, Hasan Pulur, Hasan Cemal, Cengiz Çandar ve Nail Güreli´ye kadar olumlu, olumsuz uzayıp gidiyor. Ayrıca, milletvekili Şadi Pehlivanoğlu´nun hostes Serpil´i elinin tersiyle tokatlaması olayında, ?Bir tokat af sınırıma girer? diyen Hülya Avşar´ın ?Bana böyle bir şey yapılsaydı bir tokatta ben atardım? (s.56)  demiş olması da çelişkili ve garip bir duygu olsa gerek. Ayrıca yazar, ??Anadolu Rumlarının 1.Dünya Savaşı´nda Amele Taburları´nda nasıl telef edildiklerinin tüyler ürperten öyküsünün Dido Sotiriyu´nun ?Benden Selam Söyle Anadolu?ya adlı kitabında Kırkınca (Şirince) köyünden Monoli´nin ağzından aktarılan bir anı olarak verir. (s.132)        

Sırada var Kız Kulesi var. Kız Kulesi´nin kiraya verilmesi karşısında ayaklanan genç şairlerden söz ediyor Alpman. Bir sürü öneriler yanında Matild Manukyan´ın da Kız Kulesi tesisine ortak edilmesini alay zincirinin bir halkası olarak da ekliyor. Alpman daha sonra,  Kız Kulesi yengemiz olmadı ama şiir cumhuriyeti ilan edildi diyor. Şiir cumhuriyeti olmayı da fazlasıyla hak etti Kız Kulesi? Nazım Hikmet´in dedesi Karl (Mehmet Ali Paşa) gemiden atlayıp Kız Kulesi´ne sığınmasaydı Nazım Hikmet diye bir şairimiz nerden olurdu ki.  Kız Kulesi Cumhuriyeti´ni ilan eden şair Sunay Akın´ın ?Kız Kulesi? şiirinin giriş bölümüyle yetinelim:

Karanlıktan korkan çocukların

müzik kutusudur Kız Kulesi

kapağı açıldığında

dansa başlayan balerinin

hınzır martıların şakalarıyla

ıslanır elbisesi

İronilerin, mizahların, kara mizahların şaşırtıcı bir biçimde geçip safa durduğu ?Medyada Tunç Devri?nde Nazım Alpman´ın özgün vurguları da yer alır. ?Manşet terörü?, ?Palmiye saçları? imgelemden olma üvey kardeşini de yanına alarak her haliyle ilginçce sırıtır orda. Yanlarına, bir macera romanı ya da filmi görselliğini pekiştiren ?Öldüren Tebessüm? (s.117) başlığını da eklemek gerekir. 

*(Nazım Alpman/Medyada Tunç Devri/A 7Kitap/Mayıs 2018/200 sayfa/18.-TL)

 

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92