İlhan Alper
Adana´da Çukurova ölçekli bir kitap fuarının açılması çok anlamlı ve yararlıdır kuşkusuz. Çoğulcu bir mercekten baktığımızda şehrim ve insanım adına olmazsa olmaz oluşturan önemli bir kültürel değer olarak görmekteyiz.
Hani bir La Fontaine takıntılı özdeyişi anımsatırcasına, belki, ?Fuar gelmiş neyime, anam anam garibem?leri de oynayan insanlar olduğunu unutmasak da, bir kitap fuarının katkılarını hiçbir zaman için yadsıyabilmek olası değildir. Olası değildir? Yokluk, yoksunluk varsın orda dursun, öyle insanlar da vardır ki, açlıkları ruhsal olanlardır. Bunları da bir ölçüde göz önüne almak gerekir genel geçer vurgular değişmese de. Tabii ki bir de bu kültürel yönelimin yanı sıra ?bereketli topraklar? rüzgârı vardır ki toprağınızda, sizi gideceğiniz yere taşınmanızda yardımcı olacaktır.
Kitaplar, yazarlar, paneller, söyleşiler anlatılar, imza günleri elbette çok önemli bir şeydir. İnsanlar kendi donanımının, derinliğinin gereğine göre alımını almaya çalışıyorlardı kuşkusuz. Olaya böyle bir kendi merkezinde baktığınızda da durum farklı oluyor kuşkusuz? Yani, fuarın cazibesi gereksiniminize koşut şekillenebiliyor? Fakat çok yönlü yararlarını düşünmeden edemiyor insan? Fuar, okuma/aydınlanma/diyalog/ gösteri vb. olgulu kültürel ambalajlar taşısa da, her şey olmadığı bir gerçektir?
Bir yazar, şair, şair adayı için fuar tanıtımı oldukça anlamlı ve etkendir. Tanınmış şair-yazarların onlarca metre kuyruklu imza günleri karşısında haklı olarak bir şeyler yapma çırpıntısında olan kalemler coşkulu tablodaki yerini almaktadır. Ya yazarlar, konuşmacılar, söyleşiler, anlatanlar; toplumun sızıntısına gereksinim duyduğu bu dolu küpler öyle midir? Burası çok önemlidir? Yeteneğin, yaratımın kendine özgü bulgularından ortaya koyabilmenin yanı sıra; her sorunun, düşüncenin derinliklerinde boy verebilen, özentileri de aşan bir bilgelik gerektirir ki, şu fuarda bile yeterince çok olmaması dikkat çekici bir şeydir bize göre. Olanlar için de diyoruz ki? Onlardır ağır sorumluluk, duyarlılık, bedel ödemeye hazır olanlar. Yazarlık, şairlik, sanatçılık biraz da budur. Ve bu öyle müsammerevariliklerden oldukça uzak, saygın ve özel bir konum taşımaktadır. ?Söz uçar, ayzı kalır? gerçeği kadar, bazen hevesin bilinç karşısında tıknefes olması da bundandır.
Bir defa? Topluma sızıntı verebilecek boyutlarda olduğu kadar, gündme gereği de olabilecek, aydın bir düşünce taşıması onu insanına, halkına, toplumuna yansıtma gereksinimiyle karşı karşıya bırakacaktır. Çünkü alnında ışığı duyabilmek kolay bir şey değildir ama o ışığı yansıtabilmekte zorunlu ve kaçınılmazdır. Yani bir kütüphanecilik işi olduğu kadar, aydın yönü olan bir niteliktir şairlik, yazarlık, sanatçılık.
*(25.01.2015)
