Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


KIRILMA NOKTASI


Türkiye Cumhuriyeti Savunma Bakanına, ABD Savunma Bakanı tarafından gönderilen bir mektup geldi. Gelen mektubun içeriği genel olarak: Türkiye, hâlihazırda yapılmış olan sözleşmelerle devam eden süreçte, Rusya´dan S-400 Hava Savunma Sistemi aldığı takdirde, Türkiye´nin 2002´den bu yana belirli oranda proje ortağı olduğu ve ilk etapta yüz tanesini kendi Hava Kuvvetleri envanterine katarak, halen kullanmakta olduğu daha eski nesil uçakları envanter dışına çıkarıp, Hava Kuvvetlerini, çağın gereğine göre modernleştirmek ve vurucu gücünü artırmak maksadıyla satın almak istediği F-35 Savaş Uçaklarının, Türkiye´ye telim edilmeyeceği doğrultusunda. Buraya kadar da yeterince sıkıntı içeriyor.

Ancak detaylarda, mektubun içeriğinde, ABD Kongresinde mevcut partilerin, CAATSA (Countering America´s Adversaries Through Sanctions Act) ?ABD´nin, hasımlarıyla yaptırımlar yoluyla mücadele yasası? adı verilen ve esasen Rusya´nın hedeflendiği yasayı, S-400 alımı ısrarında devam ettiği takdirde, Türkiye´ye karşı da uygulamakta kararlı olduğu konusunda, oldukça diplomasi dışı bir söylem olduğu da medyaya yansıyor. Üstelik bir de verilen süre var. Türkiye´ye bu konuda düşünmesi ve kararından vazgeçerek S-400 alımını iptal etmesi için, 31 Temmuza kadar süre verildiği de haberlere yansıyor.

Bu durumda, yaptırımların Türkiye´ye etkisi F-35 Savaş Uçaklarının kaybı yanında, askeri malzemelerin alımının ve satışının yasaklanması; ikili askeri işbirliğinin yasaklanması; askeri ihracat lisansı kısıtlaması; kişi ve şirketlerin mal varlıklarının dondurulması; ABD banka sistemini kullanma yasağı; kişi veya şirketlere kredi verme, ihracat, ABD Devlet ihalelerine girme ve ABD´ye giriş yasağı; belirlenen şirketlerin Dolar ile ticaretinin engellenmesi gibi sıkıntı yaratacak yaptırımlar olabilir. ABD Kongresi, bu yasayla belirlenen on iki maddeden beşinin, doğrudan, ABD Başkanı tarafından uygulanabilmesine yetki veriyor.

Ama asıl sorun CAATSA isminde gizli. Bu yasa uygulamaya konulduğunda, ABD, Türkiye´yi hasım/düşman olarak kabul etmiş oluyor. Trump yönetiminin 2017´de yayınladığı, ABD Ulusal Güvenlik Strateji Belgesinde, ABD, Rusya ve Çin´i rakip olarak görüyor, İran´ı düşman olarak tanımlıyordu. Ancak, uzun yıllar müttefik olan Türkiye için, bu belgede belirlenmiş bir tanım yoktu ve bununla ilgili analizlerde, Türkiye´nin konumunun, devam eden ilişkiler sürecinde tanımını bulacağı doğrultusundaydı. Çünkü Türkiye, Ortadoğu gelişmelerinde, başlangıçta ABD istemleri doğrultusunda davranış sergilerken, müteakip politikalarını değiştirerek, aktif katılımla bölgede sahaya girdi. Rusya ve İran ile birlikte yeni bir cephe oluşturarak, bölgesel kararlarda yeni bir masa oluşturulmasında ABD´nin etkisini azaltarak, bölge ülkelerinin daha baskın rol üstlenmesinde etkinlik gösterdi. Bu gelişmelerle devam eden mücadelede, S-400 alımı kararı Türkiye için esasen bir dönüm noktasıyken, bu konu, aynı zamanda ABD´nin eline de Türkiye aleyhinde girişimler için önemli sayılacak koz verdi.   

Bu mektubun içeriğiyle, Türkiye bir gerçekle yeniden yüzleşirken, vereceği cevabın ve bundan sonraki süreçte alacağı kararların, Türkiye´nin, öncelikle bölgesel ama küresel çapta otoritesini ve caydırıcılığını etkileyeceği realitesi ortaya çıkıyor. 

ABD, Türkiye´ye yaptığı ısrarlı baskıyı kendi istemlerine uygun kazanıma çevirebilirse, Türkiye´yi örnek olarak kabul eden ve rol model olarak takip eden onlarca ülke ile Ortadoğu coğrafyası için bir kırılma noktası olacak ve ABD bunun farkında. Türkiye´nin ABD´ye vereceği cevap ve ardından gelecek uygulama ABD istemleri doğrultusunda olduğunda, ABD, sadece Türkiye değil, Rusya karşısında da büyük bir başarı kazanmış olacak. Bu durumda, ABD, en büyük hedeflerinden olan, Dünyanın en büyük gücü ve tek lideri olduğu iddiasını, en azından üçüncü Dünya ülkelerinin zihinlerine, önemli bir algı olarak lanse edecek.

İşte verilecek cevap bu kadar büyük bir öneme sahip ve bir zamanlar Mahatma Gandhi´ye atfedilen, ?Mustafa Kemal İngilizleri yeninceye kadar, Tanrıyı da İngiliz zannederdim? sözünün, ABD doğrultusunda yenilenmesi ya da kırılması anlamına gelecek. Cevap, ABD istemlerini yeterince karşılarsa, ABD, Ortadoğu dengelerini kendi istemleri doğrultusunda kazanımla düzenleme imkânını yakalarken, Dünyanın tek ve en büyük gücü olduğu algısını, olguya çevirecek.

Türkiye, cevap vermek için haklı olarak diplomatik teamüllere uygun hazırlık yaparken, tüm dünya, büyük bir dikkatle, verilecek olan cevabın içeriğini bekliyor. Bu cevap, bir şekilde siyasi tarihin sayfalarında yer bulacak ama niteliğine, Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetenler karar verecek.

Can UĞURATEŞ           

YAZARLAR

  • Çarşamba 35.2 ° / 19.1 ° Güneşli
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • BIST 100

    9645,02%-0,50
  • DOLAR

    32,56% 0,14
  • EURO

    34,81% 0,49
  • GRAM ALTIN

    2417,74% -0,61
  • Ç. ALTIN

    4073,33% 0,00