Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


KAFALAR KARIŞIR VE STRES ARTARKEN


Bir yanda Suriye iç savaşından Türkiye’ye yansıyanlar, bir yanda Doğu Akdeniz enerji mücadelesi, bir yanda üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’yi karaya sıkıştırma projesine karşı yapılan Libya hamlesi; Ege’de Yunan idealleri ve küresel güçlerin hedeflerine yönelik girişimlere karşı duruşla, Türkiye, oldukça önemli bir mücadele sürecinde.
Büyük İsrail Projesi doğrultusunda, iki nehir(Nil-Fırat) arasının demografik değişimi, bölgenin mümkün olduğunca nüfusunun azaltılarak İsrail’e hazırlanması çalışmaları ve bu çalışmalara çekinmeksizin, açıktan destek veren başta Suudiler olmak üzere Arap ülkeleri; Filistin’in, İkinci Dünya Savaşı sonrası yoğunluğu artan ve günümüzde yenilenen projelerle küçük alanlarda sıkıştırılarak, İsrail’in büyümesine yönelik hedefleri doğrultusunda, ABD-İsrail koordineli çalışmalar; güç odaklarınca yürütülen, Arap ülkelerinin bölgesel yönetim geleneklerine uygun kadim kabile devlet anlayışıyla sınırlandırılarak, bölünmüş küçük devletlerle, bölge yönetiminde söz sahibi olma ideallerine ulaşma stratejisi ve gelişmelerin Türkiye’ye yansıması oldukça önemli etkilerle gündemde.
İki bloklu güç dengesinden tek güç haline gelmek isterken Çin engeline takılan ABD’nin küresel hamleleri; Rusya’nın, beş yüz yıllık idealini gerçekleştirme hedefinde başarıya ulaşmışken, güç dengeleri üzerinden bölgesel baskısı; İran’ın, devrim sonrası ideolojisini İslam ülkelerine yayma ve liderlik kaparak, güç dengelerinde söz sahibi olma hedefi ve ABD baskısı karşısında, muhtemel savaşı, Suriye’den ve Yemen’den başlayan Arap coğrafyası üzerinde kabul ederek, ülkesinin bekasını koruma mücadelesi; İdlip üzerinden Türkiye-Rusya-İran ve Türkiye-Rusya-ABD bölgesel denge mücadelesi; Irak bölgesinde devam eden mücadele ve halen kararlılıkla sürdürülen yurt içi terörle mücadele, muhteşem yoğunluğuyla toplum psikolojisini etkiler ve kafaları karıştırırken, derin bilgi birikimine sahip, analitik düşünebilen, tecrübeli ve isabetli anlık kararlar alabilen, kararlı fakat gerektiğinde ülkenin çıkarları doğrultusunda değişime ve gelişime açık bir duruş sergileyen, güçlü bir yönetimsel akıl ve diplomasi gerektirdiği çok açık.
Bu süreçte Türkiye, uluslararası arenada oldukça hassas dengelerde yoğun bir mücadele yürütürken, yaşanan gelişmelerin halka yansıması, anlık gelişen travmalarla, önemli bir toplumsal sendrom konumuna gelmek üzere. Oluşan konjonktürde, birçoğu halkı detaylarıyla ilgilendirmediği halde, iç siyasette gövde gösterisi adına hemen her konunun halka indirgenmesiyle, toplum psikolojisinde negatif değişimlerle, halk stres altında yaşam koşullarına zorlanmaya başlandı. 
Savaş, göç, geçim, eğitim derken, bir de beklenen İstanbul depremi var. Tüm bu stres kaynakları ortada dururken, Van’da meydana gelen çığ, Elazığ-Malatya depremi ve ardından İran’da meydana gelip Van’ı etkileyen depremle doğanın tepkisiyle de karşılaşılınca, stres daha da artmıştı ki bir de henüz Türkiye’de vaka görülmemiş olsa da Çin üzerinden korona virüs salgınıyla, gerginlik arttı. Tüm bunların üzerine İdlip gelişmeleri ve bir anda halkı şoka sokan otuz üç şehit ve otuz iki yaralı haberi eklenince, halkın sinirleri iyice gerildi.
Geleneklerine ve inancına bağlı bir kültür içinde yetişmiş, ağırlıklı olarak dogmalarla hayatına yön veren, yapılan çalışmalara rağmen bilimsel eğitimle yeterince bütünleşememiş, yerel otoritelerin baskısındaki biat kültürünün zorlamasıyla, söylemlerin etkisinde oluşan rüzgârlarda savrulan bir görüntü sergileyen halk, şu anda bir de istihbarat örgütlerince bilinçli ve planlı olarak kendine yöneltilmiş yoğun propagandanın baskısında, bir psikolojik savaş zorlamasıyla karşı karşıya. Bu zorlama da toplumu ağırlıklı olarak sosyal medya üzerinden hedef almaya devam ediyor.
Gelişmeler karşısında, hedeflenen halk üzerine yoğunlaşan gri propaganda, zaman zaman kara propaganda seviyesinde kafaları karıştırmaya başladı ve bunda sosyal medyanın, sosyal medya paylaşımlarının önemi çok büyük.
Konu hakkında bilgisiz, eğitimsiz, bilinçsiz halkın sosyal medya üzerinden gördüğü, kanına dokunan, sinirlerini geren, duygularını yönlendiren paylaşımları yayması oldukça doğal bir gelişme ve unutulmamalı ki Arap Baharı adı verilen projenin yayılımı da bu enstrüman sayesinde daha kolay oldu. O halde bu konuda halkı suçlamaktansa en yetkili ağızdan, yerinde, zamanında, gerektiğince, bilmesi gereken prensibine uygun, doğru bilgilendirme yapmak önemli.
Enformasyon önemli bir kavram ve devletin bütünsel görünümü için gerekli bir faaliyet ki İdlib gelişmeleri konvansiyonel bir savaş haline gelmek durumunda olduğunda, bu ihtiyacın karşılanmasında önemli sorunlarla karşılaşılacağını öngörmek hata olmaz. O halde ülke uluslararası seviyede, hassas dengelerde muhteşem bir mücadele sürecindeyken, halkın üzerine yoğunlaşmaya başlayan psikolojik harp unsurlarına karşı hazırlıklı olunması ve halkın nabzını tutacak, toplumsal stresi azaltacak tedbirlerin derhal alınması gerekiyor. 

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9548,57%0,19
  • DOLAR

    32,49% 0,16
  • EURO

    34,80% 0,25
  • GRAM ALTIN

    2487,88% 1,05
  • Ç. ALTIN

    4157,48% -1,05