Kadın mı, erkek mi? Kuşkusuz soru yanlış. Hem kadın, hem erkek birlikte… Doğa ile insan gibi, birbirinden ayrılmaz! Biri olmazsa, diğeri uzun süre yaşayamaz! Sürdürülebilir bir yaşam olmaz.
Kadın cinayetleri, bir neden değil, bir sonuç… Peki, neyin sonucu?
Nedeni, pek çok türde açıklanabilir. Olguya tarihsel bakarak, günceldeki insanlık dışı olan bu kadın öldürmelerinin doğru yanıtı bulunabilir, olduğunu düşünüyorum. Önce, kutsal kitaplardaki açıklamaya bakalım. Ne diyorlar?
Kadın, Adem peygamberin göğüs kafesindeki kemiğinden yaratılmış. Cennetten de, kovulmasına sebep olmuş. Erkeksi bir açıklama değil midir? Kutsal kitapları, kadınlar kaleme alsaydı, kesin başka olurdu.
Köleci toplum düzeninin ilk aşamalarına değin toplumsal yaşamda belirleyici olan kadındı. Çocuğun soyu, babaya göre değil, kadına, anaya göreydi. Çocuk da, zekasını anadan alır, babadan değil. Özcesi, toplum anaerkildi. Filozoflar, kadının toplumdaki öneminin yitirilmesini, daha önce bilinmeyen özel mülkiyetin oluşumuna, dolayısıyla ataerkil soyocak (aile) yapısına bağlıyorlar.
Bir diğer tarihsel olgu, Türklerde kadının yeri... Türk tarihi üzerine olan gezginci kayıtlarında, bilimsel araştırmalarda, genç kızların, kendisiyle evlenmek isteyen erkekle düello ettiklerini, yendikleriyle evlenmedikleri yazılıdır. Özcesi, kadın, toplumda erkekle birlikte yer alır, kişisel haklar bakımından eşit hak ve özgürlüklere sahiptir.
Görkemli hükümdar Cengiz Han’ın otağında, Moğolca değil, Türkçe konuşulurdu!!! Bir toplantıda, kendisine tabii olan beylere, kumandalara, yaşlılara şöyle der: “Ben, sizin Hanınızım.” Ayağa kalkıp yanında oturan eşine döner ve otağındakilere “O da, benim Hanım.” Hanların hanı, kadınıdır, erkek olan Cengiz Han’dan daha yüksektir. Türkçe’deki “Hanım” sözcüğü buradan geldiği söylenir.
Peki, ne oldu da, kadın erkeğin malı, eşyası haline dönüştü? Bunun yanıtını, uzmanlar Türklerin İslamiyetin kabulünde aramaktadır. Burada, bedevi arap kültürüyle İslamiyet arasındaki ince ayrımı vurgulamak gerekir.
Kadının toplumda önemsizleştirilmesi, Nizamülmülk ile başlar; Fatih’in 2. Kanunnamesiyle pekişir. Çöl arabının töresi, sorgulanmadan bilinçli benimsenir.
Selçuklu, Osmanlı yöneticileri saraylarında farsça, arapça konuşurken, evde Türkçe konuşan kadın, anadilin sürekliliğini sağlar.
Şeriata dayalı “mecelle” soyocak hukuku, 1926 yılında kaldırıldı. Siyasal İslam’ın, Cumhuriyet ilkelerine niçin karşı çıktığının bir gerekçesi… (Daha fazlası, Toplumbilimin ABC’si adlı kitabımda okunabilir.)
Pek çok ülkeden önce, kadınlara seçme ve seçilme hakkının yasayla tanındığı Türkiye Cumhuriyeti’nde, kadın neden aşağılandı?
-TBMM’nde, kadına yönelik şiddet/cinsel saldırı ile ilgili araştırma önergelerinin tümü iktidarca reddedildi. Kadına şiddet, özendirildi!
-RTÜK’e, tevelerdeki dizilerdeki kadına şiddetle ilgili, son 8 ayda, 16 bin 514 şikayet geldi ama hiçbiri işleme alınmadı.
İster istemez, insan soruyor: Neden acaba? Bir bildikleri mi var? Ne o?
-Siyasal İslam uygulamalarıyla, kadına yönelik şiddetin, toplumun alt katmanlarındaki soyocaklarda filizlenip beslenmesi güçlendirildi.
Eğitimi, toplumsal konumu düşük olan soyocaklarda, erkek çocuk, kız çocuğuna göre hep önceliklidir. Çocuklar, küçük yaşta erkeği üstün, kadını mal gören anlayışla büyürler. Özellikle son 17 yılda, Siyasal İslam, bu erkek odaklı soyocak değerlerini pekiştirdi. Kadın-erkek eşit değildir. Kadın, kocasına itaat ile yükümlüdür. Kadının yeri, evidir gibi değerler yaygınlaştı.
Bu yılın ilk 7 ayında, 245 kadın, sevgili/nişanlı/koca kurbanı oldu. Son 11 yılda, 2 975 kadının öldürüldüğü, şiddetle karşı karşıya kalan kadın sayısının 14 milyona dayandığı, kadın eşitliğinde Türkiye’nin 134 ülke içinde, 126’ıncı sırada, ekonomik yaşama katılım ve fırsat eşitliğindeyse, 131.inci sırada olduğu, kamuoyuyla paylaşıldı.
Anılan öldürme vakaları olurken, güvenliğimiz sağlayan devletimiz neredeydi acaba? Kadın cinayetleri, 2023’de kurulması tasarlanan ideolojiye giden yolda döşenen taşlardan biri. Özcesi, kadını öldüren kişi değil, içinde bulunduğumuz erkek egemen İslamcı ideolojidir!
Kadınların, ölmemek için eşitlik, hukuk, demokrasi savaşımı, erkeklerin candan desteğiyle kazanılabilir. Kuşkusuz, mücadele, uzun soluklu ve istikrarlı olursa…
Sevgiyle Atatürk ile kalınız.
