Prof. Dr. Özer OZANKAYA


İZMİR İKTİSAT KONGRESİ´NİN 95. YILDÖNÜMÜNDE ATATÜRK´ÜN EKONOMİ MODELİNİN DE İNSANLIK İÇİN KURTARICI OLAN DEĞERİ!


Atatürk, ?demokratik ekonomi? ilke ve uygulamasıyla, toplumları kapitalist doktrinin ?yalnız başına yaşayan birey? düşlemesinin (fiction) yıkımlarından da, sosyalist doktrinin ?bireylerden soyutlanmış toplum? düşlemesinin yıkımlarından da sakınmanın olanaklı olduğunu kanıtlamıştır.

Atatürk, başarılı uygulamasını da yaptığı DEMOKRATİK EKONOMİ MODELİNİN özünü ve gerekçelerini, orta öğretim kurumlarında ders kitabı olarak okutulan YURTTAŞ İÇİN MEDENİ BİLGİLER adlı kitabında şöyle anlatıma kavuşturmuştur:

YALNIZ BAŞINA YAŞAYAN BİREY DE, NE BİREYLERDEN SOYUTLANMIŞ DEVLET DE GEÇEK DIŞIDIR!

?Devletin, güvenlik, adalet ve bağımsızlığı koruma dışında, yollar, demiryolları gibi bayındırlık işlerini, eğitim, sağlık, toplumsal yardımlaşma işlerini, tarım, ticaret, sanata ilişkin ekonomik işleri yapmaması, bireylere bırakması gerektiği iddiasında bulunanlar vardır. Bu kuramı onaylayıp izleyenlere ?bireyci? derler.

"Ulusun genel ve ortak yararlarına ilişkin siyasal, düşünsel işlerde olduğu gibi ekonomik her türlü işlerin bireylere bırakılmayıp devlet tarafından yapılmasının daha uygun olacağı kuramını savunan ?devletçi?ler de vardır.

"Biz devletimizce izlenmesi uygun olan ilkeyi saptamak için, ?bireyci? ve ?devletçi?lerin dayandıkları noktaları ve bir de demokrasinin belirgin niteliklerini göz önünde bulundurarak kısa bir uslamlama (muhakeme) yapalım:

"Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti demokrasi temeline dayalı bir devlettir. Demokrasi ise asıl olarak siyasal niteliktedir; düşünseldir, bireyseldir, eşitlikseverdir.

"Öyleyse demokrasi temeline dayalı bir devlet, bir toplumsal dayanışma sistemi ya da bir ekonomik örgüt sistemi değildir. Bunun için bu alanlara ilişkin işleri bireylere ya da bireylerden oluşmuş ortaklıklara (şirketlere) bırakabilir.

"Bu olanağın ölçüsünü anlamak için devletin ulusa ve ülkeye karşı yerine getirmek zorunda olduğu temel görevlerinin ikinci derecede görülen görevlerle ilişkilerini ve bağlarını düşünmek gerekir.

"Devlet güvenliği sağlamak için, ülkeyi savunmak için, sağlığı yerinde, gürbüz ve anlayışları, ulusal duyguları, yurt sevgileri yüksek yurttaşlar ister.

"Devlet içerde ve dışarıda ulus işlerini sürdürecek yüksek yetenekte yurttaşlara muhtaçtır...

"Devlet genellikle yurttaşların herhangi sanat ve meslekte, zamanımız ilerlemelerinin gerektirdiği ölçüde başarılı olmasıyla ilgilenir....

"Devlet ülkenin güvenlik ve savunması için yollarla, demiryollarıyla, limanlarla, deniz araçlarıyla, telgrafla, telefonla, ülkenin hayvanlarıyla, her türlü ulaşım araçlarıyla, ulusun genel servetiyle yakından ilgilidir. Ülke yönetiminde ve savunmasında bu saydıklarımız toptan, tüfekten, her türlü silahtan daha önemlidir.

"Özellikle para, her türlü aracın üstünde bir varlık silahıdır. Bu saydığımız alanlardaki işlerden ekonomik olanlar doğrudan doğruya devletin zorunlu görevlerinden görünmemekle birlikte, o zorunlu görevlerin yerine getirilmesinde etkilidirler. Bu alanlardaki işleri bireylere ya da ortaklıklara tümden bırakabilmek için, bu işlerin devlet karışması ve yardımı olmadığı halde, devletin temel görevlerini yerine getirmede güçlüklere uğratmayacağından güvenli olmak gerekir...

"Özel yarar çoğunlukla genel yararla çelişme içinde bulunur. Bir de özel yararlar en sonunda yarışmaya dayanır.Oysa yalnız bununla ekonomik düzen kurulamaz.Bu sanıda bulunanlar kendilerini bir serap karşısında aldatılmaya koyuverenlerdir.

"Bireyler, ortaklıklar devlet örgütüne göre zayıftırlar. Özgür yarışmanın toplumsal sakıncaları da vardır: zayıflarla güçlüleri yarışmada karşı karşıya bırakmak gibi... Ve son olarak bireylerin kimi büyük ortak yararları sağlamaya güçleri yetmez. Bu gibi işlerde, bireylerin kurmaya olanak bulamayacakları geniş ve güçlü örgüt gerekebilir; ya da bu gibi işlerde bireyler yeter çıkar elde edemeyecekleri için o işlerden vazgeçerler. Oysa bu işler ulusça yaşamsal bir önem taşır ve devlet onu yapmak zorunda kalır.

"Her halde uluslarda özgürlük ve uygarlık geliştiği oranda devletin görevleri ve sorumlulukları çoğalır; yaşam çoğaldığı oranda araçlar da çoğalır. Çok araçlar, çok ve büyük güçle yönetilir. Güç çoğaldıkça kurallar da çoğalır. Bir toplumun araç ve kuralı ise devlettir...

"Bu durumda karşı karşıya kalınacak güçlük şudur: Devlet ile bireyin karşılıklı etkinlik alanlarını ayırmak.

"Devletin bu husustaki etkinliklerinin sınırını çizmek ve bu hususta başvuracağı kuralları saptamak; öte yandan yurttaşın bireysel girişim ve özgürlüğünü sınırlandırmamış olmak, devleti yönetmeye yetkili kılınanların düşünüp saptaması gereken konulardır. İlke olarak devlet bireyin yerine geçmemelidir. Ama bireyin gelişimi için genel koşulları göz önünde bulundurmalıdır. Bir de bireyin kişisel etkinlikleri ekonomik gelişmenin asıl kaynağı olarak kalmalıdır. Bireyin gelişimine engel olmamak, onların her bakış açısından olduğu gibi, özellikle iktisadi alanlardaki özgürlük ve girişimleri önünde devlet kendi etkinlikleri ile bir engel oluşturmamak demokrasi ilkelerinin en önemli temelidir.

"Bu açıkladığımız anlam ve anlayışta ?devletçilik, özellikle toplumsal, ahlaki ve ulusaldır?. Ulusal servetin dağıtımında daha yetkin bir adalet ve emek harcayanların daha yüksek gönenci, ulusal birliğin korunması için koşuldur. Bu koşulu sürekli olarak göz önünde tutmak, ulusal birliğin temsilcisi olan devletin önemli görevidir...

"Genel yarara hizmet eden genel kurumların çoğaltılması, devletin önemle göz önünde tutacağı bir konudur. Bu sayede yalnızca çıkarsever olan etkinlikler sınırlandırılır. Bu, yurttaşlar arasında ahlaki dayanışmanın gelişmesine yardım eden önemli bir etkendir.?

Arjantin´li Siyaset Bilimci Blanco Villalta, Atatürk´ün bu ekonomi modelinin başarılı uygulamasını da hesaba katarak yaptığı değerlendirmede, Türk Devriminin insanlığa örnek tam bir UYGARLIK TASARIMI niteliğinde olduğunu şöyle belirtiyor :

"Atatürk insanlık tarihinin kaydettiği zafer taklarının altından, asıl olarak bütün zamanların en büyük komu¬tanlarından biri özelliği ile değil, bir ulusu bağımsızlığına kavuşturup yeni, çağdaş ve gönençli bir devlet kurucusu niteliği ile de değil, asıl olarak siyaset kuramının en bü¬yük filozoflarından biri olarak geçmiştir. Atatürk, insan¬lığın geleceği için geniş olanaklar içeren bir siyasal plan katkısında bulunmuştur: ortaya attığında tümüyle dev¬rimci nitelik taşıyan bir düzen; ekonominin yönetiminde temel sorumluluğu devlete veren ve devleti, zorunlu ve yararlı olduğu ölçüde ekonomiye karıştıran, ama onun ötesine de geçirtmeyen, ekonomik ve toplumsal nitelikte bir siyasal düzen; ve yöneticilerini seçmekte, kendi dü¬şüncelerini benimsemekte, vicdani inançlarında tam an¬lamıyla özgür olan ve seçim hakkına sahip bulunan bir ulus yarattı.?

Bknz.:

1- YURTTAŞ İÇİN MEDENİ BİLGİLER - ATATÜRK´ÜN DEMOKRASİ DERSLERİ (Özleştirerek yayınlanan Ö. Ozankaya, ADD Yayını)

2- Özer Ozankaya, DÜNYA DÜŞÜNÜRLERİ GÖZÜYLE ATATÜRK VE CUMHURİYETİ, T. İş Bankası Yay.)

 

 

YAZARLAR

  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • BIST 100

    8828,70%-0,62
  • DOLAR

    32,29% 0,55
  • EURO

    35,19% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2238,56% 0,53
  • Ç. ALTIN

    3895,90% 0,00