Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


İNGİLTERE NE YAPIYOR?


Tatbikat sırasında ortaya çıkan gerginliğin, Türkiye ile NATO arasındaki ilişkileri nasıl etkileyeceği tartışmaları devam ederken, İngiliz Büyükelçisinden arka arkaya gelen açıklamalar, bölgesel gelişmelerin, farklı bir boyuta taşındığını göstermeye başladı.

İngiliz Büyükelçi, NATO´da yaşanan skandal gelişme için, ?Çok utanç verici bir olay.? derken, Türkiye´nin, Rusya´dan S-400 füzeleri alacak olmasını da bu güne kadar AB, ABD ve NATO kanadından yapılan açıklamalara rağmen, bu girişimle, Türkiye´nin NATO´dan uzaklaştığı iddialarını absürt olarak tanımlayıp, S-400 alımlarının, Türkiye´nin kendi alacağı karar olduğunu söyledi. Ayrıca Rakka´da, IŞİD ile YPG/PYD arasında yapılan anlaşmadan, tüm koalisyon devletlerinin haberdar olduğunu da söyledi.

İngiliz Büyükelçi, BBC´de yayınlanan, Rakka´dan IŞİD´in çıkış görüntüleri ve antlaşma iddialarını doğrulayarak, bunun koalisyon güçlerince bilindiğini de teyit edip, ABD ?ye açıktan bir vuruş yapmış oldu.

İngiltere, AB´den ayrılma faaliyetlerini sürdürürken, esasen, üzerinde güneşin batmadığı imparatorluk tanımını sahiplendiği günlerine yeniden dönmek için, faaliyetlerine devam ediyor izlenimi veriyor.

Küresel dengelerin bozulmasıyla, yeniden değişim göstermeye başlayan stratejik konuma sahip coğrafyaların tarihselliğine bakıldığında, buraların önemli bir kısmının, coğrafi keşiflerle birlikte İngiliz hegemonyası altına girdiği görülür. Özellikle 19´uncu yüzyılın ikinci yarısında gelişen, dönemin ekonomisini keskin çizgilerle etkileyen ve belirleyen kolonileşme çabalarıyla, İngiltere, İspanya ve Portekiz gibi ülkelerle yarışırken, yüzyılın sonlarına doğru kesin galibiyetini ilan etmişti. Devam eden süreçte dengelerin değişmeye başlaması, fikir akımlarının, özgürlükçü düşüncelerin devreye girmesiyle etkinliğini kaybetmeye başlamış görünen İngiltere, buralardan fiili olarak çekilse de etkinliğini hiç kaybetmedi. ABD ve Çin gibi ülkelerin önlenemeyen yükselişi, Hindistan´ın kozmopolit yapısına rağmen bilime verdiği önemle yükselişi karşısında, İngiltere, kurulan yeni ittifakların arasında bulunmayı tercih ederken, Uzakdoğu´da önemli bir ekonomik kale olan Hong kong´u, yaptığı antlaşma gereği, zorluk çıkarmadan Çin´e bırakmakta sakınca görmedi. Ancak, bu gün gelinen durumda, ticaret yollarının yeniden ve etkin değişim göstermesi ve küresel ısınmanın iklimsel getirileriyle yeniden değişen dengelerde yerini alabilmek için, tarihsel boyutta bilinen acımasız, tamamen bencil, emperyalist İngiliz siyasetini yeniden etkinleştirmeye başladı.

 İngiltere, NATO´da silik kalmayı, AB´de Almanya´nın ardında kalmayı ve en önemlisi, bir zamanlar üzerinde kolonileriyle var olduğu ve bir yerde kendi bünyesinden kopmuş olan ABD´nin, küresel gelişmelerde ardında kalmayı hiçbir zaman hazmedemedi. Son dönemde Ortadoğu coğrafyasında oynanan oyunda da geride kalmış görünümünde olmanın verdiği sıkıntı, 90 yıl önce, bu coğrafyayı cetvelle çizdiği sınırlara sahip haritalarla şekillendiren İngiltere için, kabul edilebilir bir olgu değil. İngiltere, muhtemelen önümüzdeki dönemde etkinliğini giderek artıracak.

Bu arada, NATO skandalıyla birlikte, NATO´dan ayrılma çığırtkanlığı yapanların sayısı giderek artmaya başladı. NATO, Türkiye´nin katılımıyla önemli bir müttefik edinmişken, Türkiye´nin de NATO´ya katılımından elde ettiği önemli kazanımları olduğu bir gerçek. Askeri teknolojiye yönelik kazanımlar dışında, Türkiye, NATO´ya katılmasıyla önemli bir caydırıcı gücü ardına almış oldu. Bu güç, her ne kadar katılımcılarının müstakil açıklamalarıyla dengesiz izlenimi verse de özellikle bloklaşmış dünyada Türkiye´ye sağladığı koruma örtüsüyle, gelişebilecek birçok olayın önüne geçti. Türkiye bu şemsiyenin altında olmasaydı, Irak ve Suriye coğrafyalarında yaşananların Türkiye´ye etkisi çok daha kanlı yansıyabilirdi. İran´ın, Türkiye üzerindeki hedeflerine yönelik girişimleri askeri boyutlara ulaşabilirdi. Türkiye üzerindeki istemleri hiç bitmeyen Rusya, halen günümüzde yapmaktan çekinmediği müdahalelerden birini Türkiye´ye yapabilir, en çarpıcı gelişme ise düşürülen Rus uçağının ardından, Rusya´nın çekinmeksizin, Türkiye´ye en azından birkaç füze göndermesiyle yaşanabilirdi ki bunun yıkıcı etkisini düşünmek bile ürkütücü. Yani ilişkilerin seviyesi, boyutları tartışılabilir olsa da NATO, halen Türkiye´nin çıkarları için önemli bir caydırıcı fonksiyona sahip.

Türkiye, doğal olarak kendi çıkarları doğrultusunda ve değişen dengelerin getirdiği ihtiyaçlara uygun olarak, farklı ittifaklar içine girmek durumunda. Ayrıca silah teknolojisini tek bir istikamette geliştirmektense, farklı kesimlerin teknolojisinden de faydalanmak zorunda. Çünkü günümüz ileri teknolojisinde, silahların, dost olarak tanımladığı istikamette tetik mekanizmalarının çalışmadığı veya uzaktan müdahaleyle çalıştırılamayacağı gerçeği var. Bir anda silahsız, bir anda askeri teknolojiden ve yedek parçadan yoksun kalma riski de var. Çünkü gelişmelerin hangi ittifakları doğuracağı ve Türkiye´nin nerede yer alacağını kestirmek zor.

O halde mevcut ittifakların koruma kalkanından mümkün olduğunca faydalanırken, yeni ve koruma faktörü yüksek şemsiyelerle de ilişkileri sağlam ve dengede tutmak gerekiyor.

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00