Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


İNANÇ, ÖĞRETİLER, ÖRGÜTLENME VE ŞİDDET (4)


Din kavramı, insanların tabiatı tanımaya başlamasıyla birlikte, bilinmeyenlerin üstün bir güç tarafından yapıldığı/gerçekleştirildiği algısıyla gelişirken, ortaya çıkan Paganizmin etkileri, her nedense, ritüelleriyle, kutsal kitapların öğretisine de yansıdı. Bir süre sonra, indirilen din kavramıyla ortaya çıkan semavi dinlerin ibadet şekillerinde, kutsal kabul edilen kitaplarında olmasa da geleneksel ibadet ritüellerinin pagan etkileri ile dinin indirildiği coğrafyaya ait kültürün etkileri, yoğun olarak ibadet olarak benimsendi ve hiçbir indirilmiş metinde olmamasına rağmen, ortaya çıkan ruhban gruplar tarafından sıkıca sahiplenilen, bağlı bulunulan din, sıradan insanların anlayamayacağı bir retorik ile indirilmiş algısıyla inananlarına sunulmaya başlandı. Doğal olarak ardından da inanmayanlara/inanmadığı düşünülenlere katı yaptırımlar gelince, ortaya ayrıcalıklı bir ruhban kesim çıktı ve durumdan menfaatlendi. Çünkü iddialarına göre, Tanrının söylediklerini ancak bu ruhban elit anlayabiliyor ve Tanrıyla etkin iletişim ancak onlar sayesinde, onların aracılığıyla sağlanabiliyordu. Üstelik onlar şefaat de sağlayabiliyordu.

Bu gelişmeyle ortaya çıkan kapalı katı anlayışla, ortaçağ Avrupa´sı Engizisyonun vahşetiyle tanışırken, geçmişten günümüze Ortadoğu coğrafyası, savaşların, katliamların çilesini çekmeye devam ediyor.

On Emir´de açıkça belirtilen: Tanrının adını boş yere ağzına almayacaksın, adam öldürmeyeceksin, çalmayacaksın, zina yapmayacaksın,  yalan söylemeyeceksin, komşunun hakkına göz dikmeyeceksin, ana ve babaya saygı göstereceksin sözleri, diğer dinlerde de ve Kur´an´da da detaylarıyla belirtilmesine rağmen, nedense öne çıkan kavramlar hep daha farklı oldu. Üstelik zaman içinde, Kur´an´ın bazı surelerinde yer alan ayetlerinin mealinden yola çıkılarak, inananların/inandırılmışların algılarında, kavramların anlamlarında, istenilen istikamette sapmalar yapılarak, davranışları değiştirilmeye başlandı. İddia hep aynıydı: ?Boşuna okuma. Sen, okuyarak anlayacak yeterlikte değilsin.? 

Din kavramında, Tanrı ile İnsan doğrudan iletişim kurma yetisine sahipken, ortaya çıkan ruhban bir kitle, insan ile Tanrı arasına girdi ve kendini bu konuda tam yetkili olarak değerlendirirken, bunu yine yanlı olarak Kutsal kitaplara ve vahiylere dayandırdı. 

Ruhban elitler, esasen ezoterik düşünce ile birlikte oluşmaya başladı. ?Ezoterik düşünce; kutsal kitapları sözleriyle değil, özleriyle yorumlamayı, imanın akıla aykırı olmayacağını ve insanların akıllarıyla doğruluğunu kabul edemeyecekleri bir takım olay ve buyruklara inanmak zorunda bırakılamayacağını ifade eden bir akımı temsil etti.? (Cihangir Gener, S:8) Ancak ruhban kesim, uygulamada zorlamayı devreye sokmaktan çekinmedi.

Ezoterik akımlar, temelde yine de bilimsellikle paralel yürüyordu. Çünkü ezoterik düşünce yapısı, imanın akıla aykırı olamayacağını ve doğruluğu akıl yoluyla kabul edilemeyen olay ve buyruklara inanılmak zorunda olunmadığından yola çıkarak, bilimsel bir bakış açısı sergilerken, ortaya çıkmış olan kendince elitlerce, kendilerine öğretilen kadim bilgileri sır olarak saklayıp, sadece inisiye edilmiş kişilerle ve bilmesi gerektiği oranda paylaşılması yönteminin kabul edilmesiyle, bir Sırlar Kardeşliği kültürü ortaya çıkararak, günümüze kadar geldi.

Naacal Kardeşliği ile başlayan bu doktrinsel kapalı grup kültürü, günümüze kadar her ne kadar değişimler gösterdikleri ifade edilse de: Tibet Rahipleri, Mason Teşkilatı, Tapınak Şövalyeleri, Malta Şövalyeleri, Töton Şövalyeleri, Gül-Haç Kardeşliği, İlluminati, Thule Örgütü, Carbonari Cemiyeti, Opus Dei, Scientoloji gibi isimlerle anılırken, önemli bir kısmı, küresel güce ulaşmış haliyle varlığını sürdürüyor.

Kapalı ve inisiyeyi esas alan inanca dayalı doktrinsel yapılanmalar, İslami kavramlarda da yerini doğal olarak alıp mezhepsel bölünmelere yol açarken, Anadolu kültüründe de Tasavvuf öğretisi ve Alevilik- Bektaşilik ile inanca dayalı öğretiler doğal bir gelişim gösterdi. İlginç olanı, mezhepsel ayrışımlar da kendi içlerinde tarikatlaşmaya yönelerek, liderlerini bir takım ilahi güçlerle dahi nitelendirmeye başladı. Ezoterik ya da Batıni doktrinler, Felsefe alanında Panteizm olarak tanımlanırken, İslami kültürde ise Tasavvuf olarak adlandırdı. (Devam edecek)

Can UĞURATEŞ

 

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9548,57%0,19
  • DOLAR

    32,49% 0,16
  • EURO

    34,80% 0,25
  • GRAM ALTIN

    2487,88% 1,05
  • Ç. ALTIN

    4157,48% -1,05