Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


İNANÇ, ÖĞRETİLER, ÖRGÜTLENME VE ŞİDDET (2)


Musa peygambere verilen On Emir: ?Benden başka tanrın olmayacak; Put yapmayacaksın? putların önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın; Tanrın Rab´bin adını boş yere ağzına almayacaksın; altı gün çalışacak, bütün işlerini yapacaksın ama yedinci gün bana, Tanrın Rab´be Şabat günü olarak adanmıştır; annene, babana saygı göstereceksin; adam öldürmeyeceksin; zina etmeyeceksin; çalmayacaksın; komşuna karşı yalan yere tanıklık etmeyeceksin; komşunun hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin.? (Emirler, Tevrat Çıkış/ Bap 20) der. Bu emirlerin Şabat günü dışında kalanları, Kur´an öğretisi dâhil tüm semavi dinlerin temel esaslarını oluşturur. İyi insan olmanın ve toplumsal ahlakın temeli, bu ilkelerin açılımıyla belirlenir. Yani Tanrı, insanı iyilikler üzerine yaratmıştır ama günümüz konjonktüründe küresel ve bölgesel coğrafyada yaşananlarla ortaya çıkan görüntü, Paganizm hariç, hiç de dinlerin indirilen öğretileriyle uyuşmuyor.

Din kavramıyla, yaratılmış olan insanın, yaratanıyla iletişiminin etkinliğini sağlamak esas iken ve Kur´an´da, Allah, emirlerini doğrudan bireyi hedefleyerek gönderdiğini ve bireysel sorumluluk verdiğini söylemesine rağmen, her semavi dinde, zaman içinde ve ne gariptir ki peygamberinin ölümünün neredeyse hemen ardından, öğretiler konusunda çıkan tartışmalar var. Bu tartışmalar incelendiğinde, genelde, döneminin etkin kişiliklerinin iktidar hırsından kaynaklandığı ancak olayın tamamen, temel öğretilerin, doğrudan anlaşılmasının mümkün olmadığı iddiasından yola çıkılarak kurgulandığı görülüyor.

Dinler tarihi ve mitoloji incelendiğinde, İktidar veya bir şekilde ayrıcalıklı olma hırsına yenilen insanların bir kısmının, bir lider etrafında toplanarak, evrenin ve yaratılışın sırrını en iyi bildikleri iddialarıyla, kapalı gruplar oluşturmaya başladığı ortaya çıkıyor. Kapalı yapılanmalarla, oluşan ve indirilen dinin esaslarını kısmi farklılıklarla kabul edip, müritlerini bu istikamette ibadete yönlendiren mezhepler ortaya çıkarken, bir de kapalı gruplarda, ?inisiye? kavramı ile sadece seçilen ve belirli bir eğitime tabi tutulduğunda başarılı olan kişileri arasına kabul eden, Ezoterik doktrinler gelişiyor. Bu kavramlara yönelik ilk verilerin ise ?Mu Kıtasından? geldiği iddia ediliyor.      

Her ne kadar günümüz bilim insanları, gelinen teknolojiyle yaptıkları çalışmalara göre, ?Mu kıtası?nın olmadığını söyleseler de Pasifikte olduğu iddia edilen ?Mu Kıtası? üzerindeki medeniyetin, tarihe mal olmuş, yine tartışılan ve Atlantik Okyanusunda olduğu düşünülen ?Atlantis? medeniyeti ile Türklerin kökenine ulaştığınızda ortaya çıkan ?Uygur? medeniyeti ve Afrika´da ?Mısır? medeniyetlerinin, ?Mu? medeniyetinin kolonilerinin bağımsızlığından ortaya çıktığı savında, Güney Amerika´daki ?Maya? uygarlığı da unutulmuyor. Tüm bu medeniyetlerin temel inanç sistemlerindeki benzerlikler ile ortak kültürel simgeleri ve arkeolojik kalıntıları dikkat çekici.

Mu Kıtasının varlığının önemi: Mu medeniyetinin kabul ettiği dinin, ilk tek tanrılı din olma özelliğinden kaynaklanıyor.

Mu dininin dört temel kavramında, Tanrı için: ?Tanrı tekdir, her şey ondan var olmuştur ve ona dönecektir; ruh ile beden birbirinden ayrıdır. Beden ölür ve ayrışırken, ruh ölmez; ruh, mükemmelliğe ulaşmak için değişik bedenlerde yeniden doğar; mükemmelliğe ulaşan ruh, tanrıya döner ve onunla birleşir.? (C.Gener, S:29) inanç söylemi benimseniyor.

Güneş kültü etrafında gelişen dinlerden olan ve ilk tek Tanrılı din olduğuna inanılan ?Mu? dinine göre, Tanrı o kadar kutsaldı ki doğrudan ağza alınmazdı. Mu kıtasında var olup, tarihe karıştığına inanılan medeniyete ait din olgusuyla gelişen ve günümüz Ezoterik yapılanmanın da ilki olduğu düşünülen, Naacal Kardeşliği Rahiplerinin oluşturduğuna inanılan ve bir kısmının halen Tibet Rahiplerince korunduğu iddia edilen Naacal Tabletlerinde, yaratıcı için, ?Yaradan, insan için kavranılabilecek bir şey değildir. O, resmedilemez, ona isim de verilemez. O, adsız olandır.? deniliyor. İşte sorun tam da buradan, Naacal Kardeşliği Rahipleri´nden başlıyor. Çünkü bilinen ilk ezoterik örgütlenme Naacal Kardeşliği ile ortaya çıkıyor ve günümüzden tahminen 12 bin yıl önce.  

Mu medeniyetinin dinini sahiplenen kapalı yapılanma Naacal Kardeşliği, ilk dini örgütlenme olarak dikkat çekiyor. Buradan uzun bir atlayışla Mısır medeniyetine baktığınızda, ortaya çıkan belgeler yine şaşırtıcı.

Firavunların medeniyeti Antik Mısır hiyerogliflerinde yer alan şu metin oldukça dikkat çekici: ?O, gök ve yerlerin yegâne hâsıl edicisidir. O, hâsıl edilmemiş, doğurulmamıştır. O, başlangıçta da vardı. Her şeyi yaratandır, fakat kendisi yaratılmamıştır. O, kendisinden, kendisini hâsıl eden tek diri tanrıdır.? (Francois Lenorment) (Devam edecek)

Can UĞURATEŞ

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9548,57%0,19
  • DOLAR

    32,49% 0,16
  • EURO

    34,80% 0,25
  • GRAM ALTIN

    2487,88% 1,05
  • Ç. ALTIN

    4157,48% -1,05