Süreyya KÖLE - YANSIMALAR


İÇLER ACISI HALİMİZ

Isparta`da rakı kadehiyle çektirdiği fotoğrafı seçim çalışmalarında kullandığı afiş ve kartvizitlere bastıran DSP 1`inci sıra milletvekili adayı Mustafa Nihat Önal, genel merkezin talebi üzerine istifa ettiğini açıkladı.”


Haber bu; biz haberin yalancısıyız.

Şaka gibi… Tam bir eller gider Mersin'e sen gidersin tersine” durumu. Neredeyse tüm siyasetçilerin ve siyasi partilerin dini referanslar üzerinden iş gördüğü, halkı din üzerinden aldattığı bir günde sen tut bu denli aksi bir tutum içerisinde ol. Bir de hızını alamayıp, üstüne şu açıklamada bulun:

"Bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk`e `ayyaş` diyen insanlar şunu iyi bilmeli ki Türkiye Cumhuriyeti var olduğu sürece ayyaşların sonu gelmeyecektir. Bu ayyaşlar hep ülkede olmaya ve Atatürk ilke ve devrimlerini yaşatmaya devam edecektir. Ben bu amaçla özel bir mesaj vermek için afişte görüldüğü gibi rakı bardağıyla poz verdim. Kimseden korkumuz olmadığını ve baskılara boyun eğmeyeceğimizi göstermemiz açısından bir mesaj olduğunu düşünüyorum."

Haydi… Oldu mu şimdi ya? Toptan battı Mustafa Nihat Önal. Referans konusunda hata üstüne hata… Oysa din sosuna bulanmış, ortaya karışık bir lafazanlık ve kışkırtma tabağıyla çıksaydı ya insanların gözü önüne. Verip veriştirseydi ya, kendi dışında kalanlar kim ya da ne üzerinden yapıyorsa o işi. Olmadı, eline Kur'an'ı alıp coşkuyla sallasaydı ya kalabalıklar ve kameralar huzurunda. Ya da, ya da başka bir şey işte…

İstifasını basın aracılığıyla, şu sözlerle duyurmuş Mustafa Nihat Önal ve demiş ki:

"Isparta milletvekili adayı olarak bastırdığım seçim afişiyle ilgili basında çıkan haberlerin ardından durum çok farklı boyutlara ulaşmıştır. Ve benim açımdan yeni bir karar almak zorunluluğu doğurmuştur. Hem partili arkadaşlarımıza, hem de partime zarar verdiğim düşüncesiyle herkesten özür dileyerek genel merkezin talebi üzerine milletvekilliği adaylığından istifa ediyorum."

Ne acı…

Mahalle baskısı” kavramını yeni yeni duyduğumuz günler dün gibi yakınken daha ve bu baskının zamanla bir kartopunun çığa dönüşmesi kadar tehlikeli olabileceği tartışmaları hafızalarda taptaze duruyorken, Mustafa Nihat Önal haberi tam da bu durumun ete kemiğe bürünmüş hali değil mi sizce de? Mahalle ölçeğiyle anılan, gericiliğe hizmet eden bir baskının zamanla toplumun tüm katmanlarını kötü huylu bir tümör gibi sarması, o denli bilinçle dayatılanın” en olması gerekenmiş gibi sunulması?

Adana'da siyasi bir toplantıda söz alan solcu bir konuşmacının mikrofondan söyledikleri, kürsüdeki tavrı düştü şu anda aklıma. Selamünaleyküm, diye seslendi salondakilere ilkin. İroniydi elbette. Sonrasında artık inşallahsız, maşallahsız konuşmadığımıza dikkat çekti. Aynaya bakmamızı sağladı bir anlamda.

Sanırım Mustafa Nihat Önal olayı da başlı başına bir ayna özelliği taşımakta. Türkiye'nin nereden, nereye getirildiğinin çarpıcı bir örneğini oluşturmakta.

Ne denir ki?

İşimiz zor, aynalardaki halimizse içler acısı.

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00