Doğru düşünmenin birkaç yolu var. Bu yollardan biri de ?nedenle sonucu birbiriyle ilişkilendirerek düşünmektir?
Şimdi doğru düşünmenin zamanıdır. İnsan duygu yoğunlu yaşadığı dönemlerde doğru düşünemez. Çünkü duygu mantıkla bağdaşmaz. Bu günlerde kaybetmenin ya da kazanmanın duygusal yoğunluğunu yaşıyor toplum. Necip milletimizin bir kısmı yarın sabah Tayyip Beyin sarayına taşınacakmış gibi mağrur ve burnu havada, bir kısmı da başı önde enseye güneş banyosu yaptırıyor!
Bizim kuşak okumayı severdi; yanılmıyorsam hala da okuyoruz. Biz şiir de okurduk. bazılarımız şiir de yazardı. Hepimizin yaşamımızın bir döneminde birkaç mısralık da, dörtlük de olsa şiir yazmışlığımız vardır. Bizim Lisede ?Şiir Akşamları? ?Şiir Yarışmaları? yapılırdı. Bazılarına şehirden de katılanlar olurdu dinleyici olarak. O yıllarda çok okuduğumuz bir şair de Rudyard Kipling ve O´nun ?Eğer? başlıklı şiiriydi. Bireyin itaatkar ve iyi yetiştirilmesi daha düzenli ve sağlam bir toplumsal yapı oluşturacağı düşüncesiyle yazılmış, biraz vaaz gibi bir şeydi ama severek okunur dinlenirdi. Tam da bu günlerde özellikle politika esnafının okuması gereken bir şiir. Şiirin bir bölümünde ?Eğer, Zafer ve Hezimet denen iki sahtekârla karşılaşırsan ve her ikisini de aynı olgunlukla savuşturabilirsen?? diyordu Kipling.
Siyasetçi için karne zamanı seçim dönemidir. ?Neyse halin o çıksın falın? diyoruz ya; işte bu günler bu soyut durumun sandıktan çıkan sonuçlarla somutlaştığı günler. Kaç kıratlık siyasetçi olduğunuz ortaya çıkıyor. Ama ölçüt ne? Kim değerlendiriyor siyasetçiyi? Karnedeki notlar, kim tarafından değerlendirilip verilmiş? Eskiler efkâr-ı umumiye derlerdi, şimdilerde kamuoyu diyoruz. Tayyip bey ?milli irade? buyuruyorlar. Çünkü kendilerini Milli İrade seçiyor geri kalanını kamuoyu!
Ne dersek diyelim ortada bir çoğunluk var ve bu çoğunluk kararını oyunu sandığa atarak veriyor. Çoğunluk, nitelik ve nicelik olarak 1946 dan beri tartışılıyor. Fakat hiç kimse bu ?çoğunluğu? nitelik ve nicelik açısından dönüştürmeye veya değiştirmeye yanaşmıyor. Küçük bir hinlik var işin içinde: Gün gelir biz de seçilebiliriz hinliği!
Sözünü ettiğim şiirin hezimet ve zaferle ilgili bölümü her ikisinin de gelip geçici olduğunu anlatmaya çalışıyor. Hezimetin zafer gibi sunulması kusurun erdem, kabahatin hüner gibi gösterilmesini öğütlemiyor!
?Biz diğer muhalefet partileri gibi oy kaybetmedik. Oyumuzu ve milletvekili sayımızı da arttırdık? diyor Kemal Bey. ?İstifa edecek misiniz? diye soran gazeteciye verdiği yanıt ilginç: O sorunun partilileri tarafından da sorulduğunu var sayıyor ve diyor ki ? Partimizde kongre süreci devam ediyor?. Yani ?hodri meydan?
Hezimet alışkanlık yapıyor galiba?
Meraklısına küçük bir not: Kipling´in şiiri hala etkileyici; bulursanız okuyun. Anımsadığıma göre bir de rahmetli Bülent Ecevit tarafından yapılmış çevirisi var.
