ALİ UYSAL- EĞİTİMCİ YAZAR


HES- HİDRO ELEKTRİK SANTRALLARINA KARŞI, ÇEVRECİLİK Mİ?  VATANSEVERLİK Mİ?


Her insan yaşam ihtiyaçlarını karşılayan coğrafyayı(vatan)beller. Bu nedenle havası, toprağı, suyu, canlı ve cansız varlıklarıyla vatan değerlidir. Fakat bu imkânlardan eşit yararlanmak için ülkeyi yönetenlerin iş bilir olması çok önemlidir. Ülkemizin yer altı, yer üstü ve insan kaynaklarıyla, dostunu ama bu coğrafyada gözü olan düşmanı, yani emperyalizmi tanımak daha önemlidir. Emperyalizm 1975 den bu yana birçok örgütü finanse ederek çevreci yapmıştır. Hâlbuki Doğanın amansız düşmanı emperyalizmin amacı, sadece sömürü ve kar için tahakkümdür. Son 20-30 yılda hükümetlerimize HES’leri Avrupa birliği emperyalistlerinin (AB)dikte ve teşvik ettiğini biliyoruz. ( AB sularınız bol HES’lere yönelin. Tesislerin yapım, işletim pazarına yabancı firmaları sokun) dediler. İktidar sahipleri bize, HES’ler dışa bağımlı olmayacak. Diğer enerjilerden ucuz. Yatırımı ve tesisi kolaydır; yalanını söylediler. 
Gerçek başkaydı. HES yapıldığı yerlerde su bir yere hapsedilip havuzlanınca, doğal hayat; Bitki, ağaç, hayvanlar, toprak ve insanlar akarsusuz ne yapacaktı? Çünkü: 1-Toprak çoraklaşacak 2-Erozyon artacak 3-Köylü suyunu parayla alacaktır. Daha önemlisi ana ihaleleri yabancı büyük firmalar alacak, yerli firmalar ancak taşeron olabilecektir. Hükümeti etkileyebilecek yabancı firmalar, ürettikleri elektriği devletimize 25 yıl alım garantisiyle satacaklardır. İhaleyi alan firma 49 yıllığına HES yolu güzergâhında boru döşeyebilecek, bu istikamette 50 metre genişliğinde bir alanda çıkan madeni istediği şekilde kullanabilecektir. 2010 Yılına kadar 1800 firma bu yağlı pasta için başvurmuştur. Bu tesisler ülkemizde en kaliteli maden ve suların olduğu yerlerde tercih edilmesi (Tabii Karadeniz kentleri revaçta)tesadüf değildir.
2006 Yılında birçok HES lisansı alınmış ama yapılmadı. Acelesi yok. Maden, su, kar orada duruyor. Köylü kar veya akan suyu havuzlama ile kullanırsa, hırsız da ilan edilebilecektir. Firmalar suyu boruyla taşıyınca, bitki, orman, hayvan, köylü susuz kalıp kara borsa ile satın alacaktır. Firmalar havuzladıkları sudan elektrik, sulama, içecek su üretip satacaktır. Tesis etrafında piknik alanlarını kiralayabilecek, hafriyatta çıkacak madeni satacaktır.  Zaten inşaat ve yapılaşmaların önü açılınca, doğanın katli daha yoğun yaşanmaktadır. HES için firmalar, tespit ettikleri akarsular için köy muhtarlarını, geniş aileleri, köylüleri birçok vaatlerle kandırıyorlar. İşe alma, bekçilik görevi, ürününü satın alma, olmazsa rüşvetle olurlarını almaya çalışırlar. Çünkü birinci sınıf tarım arazisinde HES yapılamaz. Ancak hükümetlerimiz Avrupa Birliği’ne girme rüyasıyla emperyalizme hizmet eden ama köylüleri de perişan eden yasalar çıkardılar. Büyük şehir yasası, köy, mera kanunu vs. gibi.
2011 Yılında Tarsus’a 63 Km mesafede Çamalan Çamlıyayla arasında kalan Boğazpınar köylülerinin HES lere karşı mücadelesine Türkiye Gençlik Birliğinden gençlerle giderek destek vermiştik. Köyün doğa harikası kanyonu ve muhteşem akarsuyu HES tehdidi altındaydı. İlgili firmaların suyu elde etmek için her türlü entrika ve kanunsuzluklar yaptığını köylülerden öğrenmiştik. Köylüler (Kadıncık Karaman yaban hayatı geliştirme sahasının Boğazpınar’dan başladığını) anlattılar. Bu köyde firmalar birinci HES’i yaptı. Hukuk savaşı sürüyor. Firmanın ikinci tesis hazırlığına köylünün mücadelesi engel oldu. (Ben o gün bu doğa ve köylünün üretimine asıl düşmanın emperyalistlerin siyasi planları olduğunu anlatmıştım.)Çünkü ben çevreyi ve insanı içine alan vatanı savunan bir Atatürkçüyüm.
HES’ler yukarıda anlattığımız nedenlerle kuruldukları köylere huzur ve refah değil, insanları göçe zorladılar. Silifke’de Uzuncaburç’un Kuzeydoğusunda Gökler vadi kanyonu, Mersin Aslanköy’ün Kuzeydoğusunda Cehennem deresi, Tarsus’un Boğazpınar köyü, Pozantı’nın güneyinde Belemedik kanyonu bu HES’ler sebebiyle çevre, doğa tahrip oluyor. Çevreci dernekler bitki, su, ağaç derken vatanın bütün değerlerini tehdit eden esas düşman emperyalizme karşı mücadeleyi unutuyorlar. Onun için hayatın her alanında kullanılan Nükleere yalnız çevrecilik dar mantığıyla karşı çıkıyorlar. (Önümüzdeki pazartesi günü onu da yazacağız.)                                   EMPERYALİZM HEDEF ALINMAZSA ÇEVRE DE, İNSAN DA, VATAN DA SAVUNULAMAZ.                              

Kitap önerisi: 1-Soner Yalçın’ın: Saklı Seçilmişler- Kırmızı Kedi Yay. 2-Erhan Ünal’dan: Toprak Biterken-Asi Kitap                            

RADYO KİLİKYA PROGRAMCISI SÜLEYMAN ÇELİKCAN

YAZARLAR

  • Çarşamba 35.2 ° / 19.1 ° Güneşli
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92