Ahmet DUMAN


Herkes Üzerine Düşeni Yaptı?


Açıkça söyleyeyim: Herkes üzerine düşeni ve kendine yakışanı yaptı. Çünkü buraya merdivenle çıkmadık; koşa koşa geldik. Kiminin Atatürk´le, kiminin Cumhuriyetle, kiminin misak-ı milliyle, kiminin Lozan´la hesabı vardı. Kimi ise orduyla hesaplaşmayı canı gönülden istiyordu?

Türkiye entelijansiyası 2000 li yıllara bu hesapların görülmesi istemleriyle geldi.  Aslında biraz daha önceden, Turgut Bey döneminden başlatmak gerekir işi; hani o meşhur fotoğrafı anımsıyorsunuzdur: Turgut Beyin, bermuda şortla askeri birlik teftiş etme resmini?

Herkes ?vesayet rejimi? ne karşıydı o yıllarda. Şaşırıp kalmamak mümkün değildi. Ne kötülükler yapmış vesayet; işkenceler, haksızlıklar, sürgünler ne kadar kötülük varsa hepsi.  Sonra bütün haklı isyanlar çok kanlı biçimde bastırılmış çoğu isyancılar aslında çevre koruma derneği seviyesinde sivil toplum örgütlenmeleriymiş ama vesayet rejimi denilen Türkiye Cumhuriyeti bu isyanları çok kanlı bastırmış? Bu arada hiçbir iyilik yapmamışlar!

İşte burada, bazılarını sıraladığımız nedenlerden dolayı bu vesayet rejimi yıkılmalıydı.

Bu sırada bizler de Mondros´a karşı Mudanya´yı, Sevr´e karşı Lozan´ı kahramanca savunmaya devam ediyorduk.  Ediyorduk etmesine ama bu, İleri Demokrat çevrelerce biz bir avuç paranoyaklardık. Sevr antlaşmasının ne kadar iyi bir antlaşma olduğuna ilişkin TV programlarında ünlü prof.ler yorum yapıyorlardı?

Her defasında ?ben o zamanlar söylemiştim? demek hoşuma gitmiyor. Yine de söylemeden geçmeyeceğim. O yıllarda sivil toplum örgütlenmeleri çok destek görüyordu. Bu günlerde de destek görüyor ama şimdi sivil toplum kuruluşları artık resmi! Çünkü Devlet bizzat kurduruyor ve yönetiyor. Siz istediğiniz kadar resmi kanunla kurulmuş sivil toplum kuruluşu olmaz deyin bal gibi oluyor! Açıklamalar yapıyor ve özellikle Başkanlık sistemini istiyorlar. Bu bölümde ?tırnak içinde? işareti yapıyorum: iki elim havada işaret ve orta parmaklarım hareket halinde. Şimdi tv izlencelerinde çok moda! Bizim o zaman karşı çıktığımız tez, cemaatler sivil toplum kuruluşlarıdır teziydi. Önemli bir takım devlet, siyaset, edebiyat ve sanatın diğer dallarından insanlar Hoca efendi´nin toplantılarında arz-ı endam ediyorlar ve hayır duasını alıyorlardı?

Bazı konularda yazılmış Bazı kitaplar kredi ve teşvik alıyorlardı. Bazı konularda çekilmiş filmler özellikle müritlere ve yandaşlara salık veriliyordu. Hatta minibüslerle o filmlere seyirci taşınıyordu. Bazı vakıflar ödül adı altında oluk gibi para dağıtıyorlardı.

Şimdi; ne söylemiştin o zamanlar? Diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Cemaatlerden sivil toplum kuruluşu olmaz demiştik. Sonradan herkesin sivil toplumu kendine anlayışına geldik.

Tayyip Bey görev dağılımını iyi yapmıştı: Cemaat yargıyı, emniyeti, orduyu saf dışı bırakacak, kendisi de bizzat işin başında olaraktan Atatürk, Cumhuriyet ve özellikle Cumhuriyetin ilkelerini yok etmek üzere demokrasi havucuyla aldattığı garibanlarla saldırıyı başlatacaktı. Çok sürmedi zaten bu günlere geliverdik! Abdullah Beyin cumhurbaşkanı olması Tayyip Bey´in tüm korkularını aşmasına vesile oldu.

Farkındasınız ya Abdullah Bey de içinde olmak üzere fazlalıklar atılıyor. 

Varsın olsun yargının ve ordunun vesayetinden kurtulduk ya!    

 

 

YAZARLAR

  • Salı 29.2 ° / 15.4 ° Güneşli
  • Çarşamba 30.5 ° / 16.6 ° Güneşli
  • Perşembe 31.6 ° / 17.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    9679,80%-1,37
  • DOLAR

    32,40% 0,03
  • EURO

    34,46% -0,02
  • GRAM ALTIN

    2487,23% 0,18
  • Ç. ALTIN

    4085,85% 0,00