Sokağımızın 3 tekerlekli bir seyyar sebze satıcısı var.Sebzeci sokağa girdiği zaman tüm komşu kadınlar ve annem sebzecinin başına toplanırlar.Sebzeci genellikle öğleden evvel geldiği için komşu kadınlar arasında Günaydınlar ve İyi sabahlar başlardı .
Herkes sebze arabasına bakarak o gün ne yemek pişireceğine karar verir eğer ramazan ayı ise herkes birbirine ne yemek pişireceğini sorardı , Ramazan ayı olmasa da sorardı .
- Hayriye bugün ne pişirecen kele ?
- Kele anam ne pişireceğimi şaşırdım . Dünden kalma biraz yemek var onun yanına yarım kilo Ayşe Kadın fasulye pişirecem .
- Sen ne pişirecen Zübeyde Hanım ?
- Zıkkım yiyesice herif ! Balık istedi şimdi balık pazarına kim gidecek kele ?
- Aliye Hanım teyze , Fatma Hanım teyzeye sorar : Sen ne pişirecen gız ?
- Valla Aliye Hanım ben biber dolması yapacam .
Konu- komşu hem birbirlerine ne pişireceklerini sorar hem de sebzelerini alırlar . Yoksul bir mahalle sokağı olduğu için kimi komşular ve annem bazen sebzeyi borç alırlardı .
Konu- komşunun birbirine hangi yemeği yapacağını sorması kimse kimsenin pişireceği yemeği pişirmek istemediklerinden ötürüymüş !
Üç- beş komşu birbirlerine küçük veya büyük bir tabak yemek gönderdiği için herkesin sofrası zenginleşirdi. Bir akşam iftar sofrası kuruldu . Göz ucuyla saydım yoksul soframızda az da olsa 12 çeşit yemek vardı . İftar sofrasında gözümüz doyardı .
Bu tür paylaşımlar , çoğunluğun Anadolu Hümanizmini öğreti olarak kabul ettiğinin göstergesiydi .
Konu komşunun birbirine yemek göndermesi sahurda bile devam ederdi .
Hayriye Hanım teyzenin evinin damı çinkodandı bizimkisi ise topraktandı .Bazı geceler Hayriye Hanım teyzenin evinin damına 2 taş atardım . Taşın gürültüsünden uyanan Hayriye Hanım teyze Kıran giresiceler , boyu devrilesiceler ! diye bağırmaya başlardı. Tabii tüm çıkmaz köşenin ışıkları yanar sahur hazırlıklarına başlanırdı . Hayriye Hanım Teyze bağırtısıyla davulcu görevini görürdü .
Şimdiki Gürselpaşa mahallesinin eski ismi Cin Ali´ydi . Annemlerin orada bağı vardı , daha oralara elektrik gelmemişti . Öyle yakınlarda cami de yoktu . Anneannem eline beyaz bir ip alır iplik görünmez olunca orucunu bozmak için gaz lambası ışığında yer sofrasında iftara otururdu .
Evde kalın.
Sağlıcakla kalın .
NOT: Komşular arasındaki yemek paylaşmaları zamanla yok olup gitti . Neo-liberalizm çıktı mertlik bozuldu . Ve böylece Anadolu hümanizmi de yitip gitti ! Bu yazı 12.Haziran.2017 tarihinde yayınlanmıştır. Yeniden yazma ihtiyacı hissettim.