Çukurova’nın bu bereketli toprakları onun gibi büyük ozanlarla doludur. Karacaoğlan’dan saz dersini, Dadaloğlu’ndan mertlik hikayesini almış bu kadar ozan başka ülkelerde bulunamaz.
Hepside birbirinden değerli, hepside birbirine saygılı,gönlü alçak Halk Ozanlarımızı yazmaya kalksam ciltler dolusu kitaplara imza atmış olurdum. Ama okumaya bu kadar yaban kalmış toplumda kitaplar ancak rafları süslerdi. Raflara hapsedilmiş kitaplarında insanlığa faydası olmazdı.
Belki bundan yıllar sonra okumayı seven bir toplum gelir ve bu kitapları görünce ;
“Ne insanlar varmış.”derler,Bizimde kemiklerimize bir kıpırdama gelir. Fakat durum öyle gösteriyor ki böyle bir toplum artık gelmeyecek. İnsanlar yıllar sonrada olsa bizleri tanıyamayacaklar. Çünkü ne ben, nede başka biri okunmayan kitabı yazmak istemez.
Bana dün bir telefon geldi.Bir arkadaşım;
“Ozan Hacı Karakılçık’ı görmeye gidelim mi?” diyordu.
Bizim yaşımızdaki insanlar Hacı Karakılçık’ı Konya Aşıklar diyarından tanırlar. Çünkü Konya Aşıklar diyarına gelmek için toplum üstünde bir değerin olması gerekir. Merhum Fevzi Halıcı Ağabeyimiz aşıkları Konya Mevlana diyarında toplamayı becermiş, onlara bu ülkede ayrı bir unvan verilmesini sağlamıştı. O gittikten sonra bu gelenek bozuldu.Aşıkların yüzüne kimse bakmaz oldu.Onlarda kabuğuna çekilmiş, yaşamlarını iyi kötü devam ettirmeye , o şaşalı günlerini tekrar yaşamayı arzulamaktalar.İşte bunlar;
Feymani
Hacı Karakılçık
Eyyübü
Osman Akçay
Hakkı Tanrıkulu
Süphan Dereli
Bunlar,Çukurova’nın namı değer Halk Ozanıdırlar.Sazı eline aldıklarında karşılarındakini hem güldürür,hem ağlatır,hem de düşünmelerini sağlarlar. Kısacası okumayan toplumun, tiyatro,sinema ve fıkra gibi kültür yayıcısıdırlar.
Aşıklarımızın hepsinin ortak özellikleri,bu memleketi çok sevmeleridir. İnançlı olmalarıdır. Ordusuna, Polisine, Jandarmasına ve bunların üstünde dalgalanan bayrağına öyle bir sevgileri vardır ki,işte şairliğin doruk noktası da burasıdır.Kuranda bile bu tip şairler övülmekte ve şöyle demektedir;
“Ancak iman edip iyi işler yapanlar, Allah'ı çokça ananlar ve haksızlığa uğratıldıklarında kendilerini savunanlar başkadır. Şuara-227”
Bizim ozanlarımızda Kuran’ın anlattığı inanca sahiptirler. Allah’ı çok anan,haksızlık karşısında susmayan,susturulamayan,kendi küçük ama büyük insandır onlar.Bunu okudukları dizelerinden de görebiliriz.
Daha önce bu memlekette iz bırakmış, destanları ile insanlarımızı duygulandırmış, bazen de şahlandırmış, Altın madalya sahibi ve benimde komşum olan Vahap Kocaman bakın neler demiş;
“İstiklâl Harbi’nde biz bu vatanı
Başı, başa vere vere kurtardık.
İnanmazsan git konuştur atanı,
Kara günler göre göre kurtardık.
Diyorum ya bu ozanlarda öyle bir vatan sevgisi var ki, bir konuşmaya başlasınlar karşılarındakini hem ağlatır, hem güldürür hem de şaha kaldırırlar. Bunlardan biri de sıkça beraber olduğumuz ,yaşarken adına şenlikler düzenlenen ve de iyi edilen Feymanidir.
Kavalım var,kopuzum var,türküm var
Ertuğrul Gazim var,Atatürk’üm var,
Tatarım var, Türkmen’im var,Türküm var
Feymani Hallaçız, Oğuzhanlıyız
Arkadaşımla birlikte Feymani ve sevgili eşini de yanımıza alarak Kozan’a doğru gittik.Hacı Karakılçık ustamız bizi karşıladı.Genişçe bir odaya aldılar.Bir süre tanışmadan sonra bana da saz çalmamı teklif ettiler.Fakat bizde ustanın yanında sazı ele almak uygun olmazdı.Bu nedenle almamayı tercih ettim.Açılışı Hacı Karakılçık yaptı.Feymani’ye hitaben;
Kader arkadaşım sevgili üstat
Sizlerden çok örnek aldım Feymani
Acı, tatlı geldi, geçti bu hayat
Ya ağladık, ya da güldük, Feymani
Ve aynı Karakılçık başka bir türküsünde derki;
Garip Hacı'm der ki o yari bulsam
Bir gece yanında misafir kalsam
Dilim türkü dese ele saz çalsam
Sevgi harmanında sohbet hoş olur
Türkü bittiğinde o küçücük odamızda alkış şaha kalkmıştı. İnsanlar gülüyor, eğleniyor,düşünüyorlardı.Bu da gösteriyordu ki insanlarımızın sinema,tiyatro,ve eğlence ihtiyaçlarını bu ozanlar gideriyor.Bu bile toplumumuzun huzur içinde yaşamasını,memleketini,insanını ve doğasını sevmesini sağlayan bir kültür hizmetidir.Bu sebepledir ki;
Başta,Belediye başkanlarımız olmak üzere(Vali,Kaymakam ve Bakanlığın) Toplum barışına katkı veren bu insanlara sahip çıkması zaruridir.Onlara diyorum ki;
Halk Ozanlarımızla halkımızı buluşturun. Onları bu memlekette boynu bükük bırakmayın. İşte o vakit bu topluma gerçekten hizmet etmiş olursunuz ve karşılığını da alırsınız.
Sirçü lisan ettik ise af ola. İsterim ki insan önce insan ola.