ALİ UYSAL- EĞİTİMCİ YAZAR


HAKKIN KANDİLİNDE GİZLİ SIR İDİM


İlerleyen yaşına karşın durgun yaşamı sevmiyordu. Deli gönlü uslanmaya yanaşmıyordu hiç. Yeryüzünde var olan canlı cansız tüm varlıkları seviyordu. Uçan kuşlar, akan sular, yel estikçe ırgalanan ağaçlar, bahar geldiğinde renk renk açan, çevreye mis gibi kokular saçan çiçekler gönül dünyasının konuklarıydı; ama baş köşe hep yörük kızlarının olurdu. Önü al önlüklü, başı al yeşil bağlaklı yörük kızlarının. Kızlar da onu çok severdi. Dört gözle yolunu gözlerlerdi hep.

Yaşlanınca yaşam, ölümü sorgular olmuştu. Ölüm değildi onu korkutan. Dört gözle çevresinde gezindi. Her şey ne kadar da büyüleyiciydi! Buraları koyup gitmek, Sonsuza dek terk etmek düşüncesi Kimi zaman duyumsadığı yüreğindeki ezikliğin nedeniydi.

Bir eşek anırtısı duyuldu. Eşeğin anırışından, devenin bozlamasından, horozun ötüşünden onların duygularını anlayabiliyordu. İnsanların dilinim dışında sanki başka diller geliştirmişti. Buna göre çadırın denefinde bağlı bir eşekti anıran. Orda bir çadır evi var demekti . Yolunu sesin geldiği yöne çevirdi. Yanılmamıştı. Yalnız tek çadır değil bir koyaktı geldiği. Dört çadır bir arada. İlk çadıra geldiğinde ev halkı ateşe düşmüş gibi heyecanlandılar. Tanımışlardı Karacaoğlan’ı. Derhal öbür çadırlara haber uçtu. Koyağın tüm kızları koşarak geldi ilk çadıra. Yaman sakırdaşma (Sohbet) oldu. O günlerde içinde dolaşan düşünceleri yansıtan türküsünü çalıp söyleyiverdi kızlara.

 

Hakk’ın kandilinde gizli sır idim

Anamın beline indirdin beni

Ak mürekkep idim, kızıl kan ettin

Türlü irenklere yandırdın beni

 

Anamın karnında ben neler gördüm

Yedi derya geçtim, ummana daldım

Dokuz aylık yoldan sefere geldim

Bir kapısız hana indirdin beni

 

Ben de bildim şu dünyaya geldiğim

Tuzlandım da çapıtlara belendim

Bir zaman da beşiklerde eğlendim

Anamın sütüne kandırdın beni
 

Beş yaşında akıl geldi başıma

On yaşında gider oldum işime

Varıp ta değince on beş yaşıma

Bir kuru sevdaya yeldirdin beni

 

On beş yaşadım, yirmiye yol oldu

Otuzunda çevre yanım göl oldu

Kırk yaşadım, hayrım, şerrim bell’oldu

Hayrımı, şerrimi bildirdin bana

 

Ellisinde yaşım yarısın geçti

Altmışında yoluna yokuş düştü

Yetmişinde biraz tebdilim şaştı

Mertebe mertebe indirdin beni

 

Sekseninde beratçığım yazıldı

Doksanında kan damarım üzüldü

Yüz yaşında azalarım çözüldü

Bir sabi masuma döndürdün beni
 

Karac’oğlan der ki, yaktın yandırdın

Ecel şarabın verdin kandırdın

Emreyledin Azrail’i gönderdin

Hiç de doğmamışa döndürdün beni


 

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92