HAKEM VE PANİK
Başlıkta belirtilen iki unsur bir araya geldiği zaman futbolda yenilgi kaçınılmaz hal alıyor. Tıpkı Adanademirspor´un Boluspor karşılaşmasında yaşadıkları gibi.
Henüz maçın 10.dakikasında ev sahibi takım, en skorer oyuncusu Pote ile gol bulduğunda, taraftarın düşüncesi rahat bir karşılaşma olur yönünde. Ancak, bu düşünce kendine aşırı güven duyan kaleci Emrullah Şalk´ın kısa düşen kaleci vuruşunu 12.dakikada gole çeviren Poepon´la son buldu.
33.dakikada ikinci sarı karttan oyundan ihraç edilen Boluspor´lu Arapı´nin, Mavi Lacivertli takıma artı motivasyon olarak yansıyacağını hesapladıysak ta, özellikle pozisyonlar heba olmaya başladıkça, ümitlerin boşa çıkacağı korkusu hakim oldu.
Nitekim Adanademirspor (11) gol pozisyonuna girip ancak birini gole çevirebilirken, konuk Boluspor´un sadece (3) pozisyondan ikisini golle sonuçlandırmasının izahı yoktur sanırım. Hani pozisyonun olmaz da yenilirsin bunu anlarım, bu kadar pozisyondan hele hele bire bir yakaladıklarından nasıl sonuç alınmaz hayret edilecek bir şey.
Pote fiziki olarak yeterli değil. Ancak özverili mücadelesiyle bu açığı kapamaya çalışıyor. 90 dakika rakipleriyle boğuştuğunu söyleyebilirim. Birazcık şansı yanında olsaydı takımını galibiyete rahatlıkla taşıyabilirdi. İyi bir yedeği olsaydı, o da gücü nispetinde enerjisini zamana yayarak mucadelesini yapardı.
Geçen sene Adanaspor´da görüp yaşadığımız sakinliği, aynı hocayla çalışmalarına rağmen Adanademirspor´da yaşıyamıyoruz maalesef. Mağlup duruma düşmesine rağmen, metanetle ve sabırla muaffak olmaya çalışırdı Engin Hoca´nın takımları. Nitekim başarı kazandırdı ki, geçen sene çalıştırdığı takım bu sene Süper Lig´de oynuyor. Ancak kendisi de inkar etmiyor, devre arasında bazı transferlerin olabileceğini. Bu takımla şampiyonluğa oynayacak bir kadro yaratmak elbette ki çok zor, Sayın İpekoğlu da bunun bilincinde. Şunu ifade etmekte yarar görüyorum, mevcut hocamız bu takım için çok büyük kazanç. İlk yarıda ne puan alırsa kar. İkinci yarıya takviyeli kadrosuyla zirveye oynayacağı kanaati bende hakim.
Bir parantez de Orta Hakem Murat Özcan´a. Her pozisyonda düdük çalmak için fırsat kolluyor gibi. Bırak ta çocuklar mücadelelerini ortaya koysunlar. Misafir takımın sakatlanan futbolcusu saha dışına alınırken, saatini işaret edip kronometresini durdurduğunu seyirciye gösteriyor.
Toplam dört futbolcu değişikliği olan ikinci yarıda üç dakikalık oynanmamış süre belirlerken, hangi kıstası esas aldığını sormak lazım Sayın Özcan´a. Bu dört futbolcu değişikliği ve kronometrenin durduğu süre üç dakikadan ibaret mi? diye. Gerçi, oynanan futboldan dolayı onbeş dakika daha süre olsaydı da sonuç değişmezdi. Ama, burada önemli olan konulan kuralları hakkaniyetle uygulamaktır hakemin görevi.
Yukarıda belirttiğim hususla alakalı olduğunu düşündüğüm için bir örnek vermek isterim. 12 Aralık Pazartesi günü oynanan Süper Lig maçında hakemlik yapan dünyaca ünlü hakemimiz Cüneyt Çakır, müsabaka sonuna (7) dakikalık ilave yaparak gösterdiği bu hareketle, hakem camiasını dikkate davet ettiğini düşünüyorum.
Önümüzdeki haftalarda, hakem camiasının adının bile bahsedilmediği günlerde ve sakin bir ortamda oynanacak maçlarda buluşmak dileğiyle.
