Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


GÜNDEM-BÖLGESEL GELİŞMELER-ANA MUHALEFET


Heyelan ile birer birer çöken evler, tamamen plansız yapılanmaya bağlı sel baskınları ile kentsel dönüşümde yaşanan sıkıntı ve tıkanmalar; imar barışının, beklentilerin ve açıklamaların üzerinde mali yük getirmesiyle hedefine ulaşamaması; LYS sonrası velilerin ve öğrencilerin yaşadığı şaşkınlık ve 91.000 civarında öğrencinin açıkta kalması, imam hatip okulları ve meslek liseleri projesinin çökmesi; YKS sonrası başarı oranlarının dünya standartlarının altında kalması ve eğitim sisteminin nedense bir türlü etkin ve çağdaş seviyede teşkil edilememesi;  İç siyasette yaşanan ve anlamlandırılmakta güçlük çekilen gelişmeler; CHP´de yaşanan iç çekişmelerle, ülkenin tamamen muhalefetsiz kalması, Türkiye´de halkı şaşkınlık, kırgınlık, pişmanlık, kızgınlık gibi duygularla sarsarken, ABD ile rahip Brunson´ın yargı süreciyle gelişen diplomatik kriz de bunların üzerine eklendi. Türkiye gündemi tüm bunlar ve diğer gelişmelerdeki yoğunluğuyla akılları karıştırır ve şaşkınlıklara yol açarken, küresel ve bölgesel gelişmeler halkın ilgisi dışında kaldı.

Ancak, bu süreçte, sınırların hemen ötesinde de gelişmeler hız kesmeksizin devam ediyor. YPG/PYD, Esad rejimi ile görüşmelerle, kendine, yeniden oluşacak olan Suriye yapılanmasında meşru yer bulmaya çalışırken, ABD ve Rusya´nın, yeniden gücünü kazanmaya başlayan ve başka bir deyişle yaptığı mücadeleyi kazandığı değerlendirilen Esad rejimi ile anlaşma içinde olduğu görülüyor.

Türkiye´nin, TSK´nın kontrol noktalarıyla, halen fiilen bulunduğu İdlip bölgesinde oluşan konjonktürde de Türkiye için oldukça sıkıntılı bir sürecin başladığı görülebiliyor. Rusya rejim ile anlaşarak, İdlip içine rejim kuvvetlerinin girmesiyle, buranın, esasen Birleşmiş Milletlerde halen meşru Suriye hükümeti olarak görülen Esad rejimine teslimini planlarken, Türkiye´nin tüm girişimlerine rağmen, Tel Rifat bölgesine müdahaleye müsaade etmemişti. Oluşan durumda, halen Menbiç´te bulunan YPG/PYD ve rejim kuvvetleri, Tel Rifat bağlantısıyla, İdlip üzerinde de etkinliğini kurduğunda, Türkiye´nin haklı gerekçelerle yaptığı ve TSK´nın başarısıyla sonuçlanan Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Operasyonları ile terörden temizleyerek, ÖSO ile birlikte fiilen bulunduğu Cerablus- El Bab- Azez-Mare bölgesi ile Afrin bölgesinde olmasının anlamı, tartışılmaya başlanacak. Türkiye, Esad rejimi ile YPG/PYD´nin anlaşması ve Esad rejiminin halen devam ettirdiği söylemleriyle, Suriye topraklarında işgalci konumuna düşecek. Aslında Türkiye, her iki harekâtı da yaparken, hedefleri arasında, Suriye´nin toprak bütünlüğünün korunmasını sağlayacağını özellikle belirtmişti. Bu durumda, Esad rejiminin Suriye´de istikrarı sağladığı görünümü ve ABD ile Rusya´nın bu yöndeki telkinleri ve destekleriyle, Türkiye, fiilen bulunduğu toprakları, Suriye´nin toprak bütünlüğünün korunması hedefiyle, Esad rejimine bırakmak zorunda kalacak.

ABD ve Rusya, YPG/PYD´nin, her durumda, halen bulunduğu bölgede ister otonom ister federal ya da konfederal, bir şekilde oluşturulacak yapılanma ile devamlılığında anlaşmış görünüyor. Türkiye, bu oluşumu her ne kadar bekasına yönelik bir tehdit olarak lanse etse de ABD ve Rusya buna karşı çıkarak, farklı ve egemen bir devletin, kendi içinde oluşturduğu meşru bir yapılanma olarak kabul edecek.

Türkiye, fiilen bulunduğu Cerablus-El Bab-Azez-Mare bölgesi ile Afrin bölgesini bir süre sonra Suriye rejimine bırakmak zorunda olduğundan, ABD´nin, Suriye gelişmelerinin başlamasından itibaren ortaya koyduğu enerji hattı da farklı görüntü verilen bir yapılanmayla, oluşturulacak.

Bu gelişmeleri öngören Türkiye´nin, Menbiç konusunda ABD ile yaptığı müzakerelerin, bir an önce hedeflendiği şekliyle tamamlanarak, YPG/PYD´nin, en azından şimdilik, Fırat doğusunda sınırlandırılması gerekiyor. Ayrıca İdlip için yapılmış olan anlaşmalar doğrultusunda, bulunulan kontrol noktalarında etkinliğin artırılarak ön alınıp, İdlip´te yapılması planlanan düzenlemelerde de fiilen bulunulması gerekiyor. Yani, Esad rejimi ile de bir şekilde irtibatta olunarak, bölgedeki tüm güçlerin nabzını tutmak ve spontane adımlarını ön görerek hareket etmek, önem kazanıyor.

Türkiye, Suriye gelişmelerinde yaptığı hamlelerle, geç de olsa masada yer almayı başardı. Ancak, önemli bir diplomatik realite var: ABD ve Rusya, her ne kadar daima çekişme görünümünde olsa da küresel güç dengelerinin oluşumunda, birlikte hareket etmekten hiçbir zaman çekinmiyorlar. Türkiye, haklı olarak dış ilişkilerinde bir denge yaratarak, oluşabilecek sıkıntıların önüne geçmek maksadıyla, hem ABD hem de Rusya ve hatta şu anda ABD´nin önemli bir rakibi olan ve yeni güç dengesinde tartışılmaz yerini alan Çin ile ilişkilerini güçlü tutmaya çalışırken, bir yandan da ABD´nin yaptırım uyguladığı İran ile ilişkilerini sağlam temellere dayandırmaya çalıyor. Ancak, İran´ın da bir özelliği var ve çıkarları doğrultusunda, ABD ile görüşmeyeceğini, dengelerde yön değiştirmeyeceğini söylemek saflık olur.

Ayrıca sessizce devam eden bir faaliyetle oluşan ayrıntılar, Türkiye´nin jeopolitik konumunda önemli bir değişiklik yaratacak gibi. ABD, hali hazırda Suriye´de önemli miktarda üs tesis etmişken, Irak´ta da en büyük üssünü kuruyor. Bir süre sonra, belki İncirlik üssünün bu günkü önemi ortadan kalkacak ve ABD, İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya örneğinde olduğu gibi, önemli derecede bir askeri varlığını Ortadoğu´da konuşlandıracak.

Türkiye´nin tüm bu gelişmeleri doğal olarak takip ettiği ve bölgesel güç konumundan vazgeçmeyeceği bir realite ancak iç siyaset unsurlarının bir an önce toparlanıp, etkin bir muhalefetin tesisiyle, iktidarı, alması gereken kararlarda mümkün olduğunca usulüne uygun ve doğru yönlendirmesi gerekliliği göz ardı edilmemek zorunda. Yani, bu gelişmelerin takip-kontrol-değerlendirme-çözüm üretme sürecinde ana muhalefet partisine de iktidar kadar görev ve sorumluluk düşerken, ana muhalefetin bir an önce iç mücadelelerini sonlandırıp, yenileşim ile yola devamı gerekiyor.

Can UĞURATEŞ                    

YAZARLAR

  • Perşembe 24.1 ° / 11.6 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    8806,72%-0,01
  • DOLAR

    32,25% 0,26
  • EURO

    35,08% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2270,84% 0,79
  • Ç. ALTIN

    3854,72% 0,51