Ahmet DOKUZOĞLU-NE DEMİŞTİK?


GÜLLÜ İLE KELOĞLAN


                   Erginleşen Keloğlan´a çok güzel bir kız alırlar.

                  En güzel kızı alan Keloğlan geçim derdine düşer. Ellerinde ne var ne yok eşeğe yükleyip, Çukurova´ya başak toplamaya çıkarlar. Gel zaman git zaman, şehre girerken, Adana´nın Ağalarından Mahmut Ağaya rastlarlar. Mahmut ağa Keloğlan´ın yanındaki güzel kızı görünce hemen yanına gelir. Eşeğin yularını tutar.

                  ?Ey güzel Keloğlan? der.?Nereden gelip nereye gidersiniz??

                    Keloğlan;

                   ?Ağam.?der.?Biz çok yukarılardan geliriz. Kışlık geçimimizi çıkarmak için Çukurova´ya başak toplamaya geldik. Nerede başak var biz oradayız.?

                    Mahmut Ağa bundan çok memnun olur. Keloğlan tam dişine göredir. Ona iş verip kızı elinden almanın yollarını düşünmeye başlar.

                   ?Benim çok tarlalarım var ?der. ?Hem sana iş de veririm. Şehrin çıkışında sarı bir bina var. İşte o bina benimdir. Oraya varın.?Beni Mahmut Ağa gönderdi.?deyin. Size kalacak bir yer verirler. Oraya yerleşin. Ben gelince ne ihtiyacınız varsa karşılarım.?

                   ?Keloğlan memnun olmuş tavırları yaparak oradan ayrılırlar. Hiç bir şey olmamış gibi şehre girerler. Şehrin içinden geçerken oranın kadısı Keloğlanın yanındaki Güllü´yü görür. Güllü´nün güzelliği Kadıyı etkilemiştir. Hemen önlerine çıkar.

                    ?Durun bakalım.?der.?Ben buranın Kadısıyım. Nereden gelip nereye gidersiniz??

                    Keloğlan korkmuş numarası yaparak boynunu büker.

                    ?Ağam.?der.?Biz fakir bir aileyiz. ?Çukurova çok zengin.? dediler. ?Oraya gidin Buğday başağı yapın, kışlık yiyeceğinizi hazırlayın.? Dediler. Biz de bunu duyunca kışlık yiyecek kazanmak için buralara kadar geldik.?

                    Kadı bıyıklarını sıvazlayarak Güllünün etrafında hem döner, hem de onun güzelliğine bakarak;

                   ?Tam adamına rastladınız.?der.?Ben buranın Kadısıyım. Burada yaşayan herkes benim kulum sayılır. Kime iş verilecek, kim işten çıkarılacak ben bakarım. Siz şu ilerideki Beyaz konağa varın.?Bizi Kadı efendi gönderdi.? deyin. Size yer versinler. Ben gelince tüm ihtiyaçlarınızı karşılarım.?

                    Keloğlan ve Güllü Kadıya inanmış gibi yaparak oradan da ayrılırlar. Şehrin içinden yürüyerek yolun sonuna doğru gelirler. Tam şehri çıkarken şehrin Müftüsü bunları görür. Keloğlanın yanındaki Güllüye o da vurulur. Güllünün her hali Müftüyü etkiler. Hemen önlerine çıkar ve

                   ?Durun bakalım.?der.?Nereden gelir nereye gidersiniz? Evli misiniz?  Bekâr mısınız? Evliyseniz nikâhınız var mı? Yoksa nikâhsız mı yaşıyorsunuz ??

                    Keloğlan Müftünün tavırlarından korkar. Onun davranışlarını ve sorgu şeklini hiç sevmez.

                 ?Amanın Müftüm? der. ?O nasıl kelime öyle? Biz evliyiz. Bu benim karım Güllü. Evleneli altı ay oldu. Daha çoluğumuz çocuğumuz yok. Biz taa yukarılardan geliyoruz. ?Çukurova´da başak çok.? dediler. ?Gidin orada kışlık erzakınızı hazırlayın.? dediler. Biz de bunu duyunca çıktık taa buralara kadar geldik. Şu ileride, şehrin dışında çadır kurup tarlalardan başak toplayacağız.?

                   Müftünün tam aradığı birileridir. Hemen plan yaparak kızı elinden almanın yolunu aramaya başlar. Kafasında kırk tane tilki geçmektedir.

                    ?Tamam.?der.?Ben sizi anladım. Şu şehrin dışına çıkarken görünen büyük taş bina benim makamımdır. Oraya varın.

                   ?Bizi müftü efendi gönderdi? deyin. Onlar size kalacak bir yer gösterirler. Gösterdikleri yere yerleşin. Çadırda falan kalmanıza gerek yok. Akşam ben gelince bütün ihtiyaçlarınızı karşılarım. Yarında size uygun bir iş ayarlarım. Yanımda çalışır, kışlık ihtiyacınızı karşılarsınız.

                  Keloğlan ve Güllü memnun olmuş gibi yaparak oradan da ayrılırlar. Doğruca şehrin dışına kadar giderler. Orada uygun bir yere çadırlarını kurarlar. Ellerinde ne varsa çadıra yerleştirirler. Daha sonra şehre gidip bir eşek yükü tahta alırlar. Tahtadan büyükçe bir sandık yaparlar. Evin arka tarafına yerleştirirler.

                 Çadır hazır olup eşyalar yerleşince Keloğlan Güllü´ye dönerek;

                 ?Güllü.?der.?Bu adamların üçü de tehlikeli insanlar. Amaçları seni benim elimden almaktır. Onlardan kurtulmamız lazım. Onun için de bir plan yapacağız.?

                  Güllü´ de durumu anlamıştır. Fakat Keloğlanı, bütün şehri verseler yine terk etmeyecektir. O ne derse uyacağına söz verir.

              ?Tamam, Keloğlan´ım.?der.?Sen ne dersen ben sana uyarım.?

                 Keloğlan;

                ?Ben akşam çarşıya alış verişe gitmiş olacağım. Onların hangisi gelirse;

                  ?Kocam değirmene gitti. Yarın akşam saat 11.00 da gel dersin. Diğeri gelince 11.30 de gel dersin. Daha öteki gelince tam 12.00 de gel dersin.?

 

                   Akşam olur, Mahmut ağa dikili düşer. Bakar ki Keloğlan evde yok. Hemen Güllü´ye yaklaşır.

                  ?Kocan yok mu ??der.

                   ?Güllü, Mahmut Ağa´ya yılışarak,

                   ?Çarşıya gitti ağam? der.

                     Mahmut ağa Güllü´nün karşısına geçerek,

                      ?Çok güzelsin? der.?Sana bir görüşte vuruldum. İste, seni hanlarımın gelini yapayım.?

                      Güllü;

                    ?Şu anda seninle konuşamam? der.?Yarın saat 11.00 de gel.?

                      Mahmut Ağa;

                    ?Tamam? der, oradan ayrılır.

                     O gittikten bir süre sonra kadı gelir. O´da Güllü´ye içini döker. Güllü ona da;

 yarın saat tam 11.30 da gelmesini söyler.

                      Kadıdan bir süre sonra bir telaşla müftü efendi gelir. O´da Güllü´ye içini döker. Güllü O´na da yarın 12.00 de gelmesini söyler. Onlar gidince Keloğlan içeri girer. Söylenenin hepsini duymuştur.

                   Ertesi gün Keloğlan dışarıya saklanmıştır. Mahmut ağanın gelmesini bekler. Mahmut ağa tam saatinde içeri dalar. Güllü´ye tam sarılacağı zaman, Keloğlanın gür sesi duyulur.

                   ?Hatun.?der.?Nerdesin? Değirmenden geldim.?

                    Güllü Mahmut Ağa´ya bakar ve

                    ?Kocam değirmenden erken döndü. Sen şu sandığın içine saklan. O gidince ben seni çıkarırım.?der.

                   Mahmut Ağa kadının dediğine uyar ve sandığın içine saklanır. O saklanınca Keloğlan biraz durur ve tekrar dışarı çıkar. O dışarı çıkınca kadı efendi içeri dalar. O da hemen Güllü´ye sarılmaya başlar. Bunu fark eden Keloğlan yine ses vererek bir şey unuttuğunu söyler. Güllü Kadıya sandığa saklanmasını söyler. Kadı da sandığa saklanır. Tabi o girince sandığı kilitler.

                  Aradan çok geçmeden müftü efendi de bir bahane bulup kapıyı çalar. İçeride Güllü´yü yalnız görünce aynı teraneleri O´ da sayar. Tam kadına sarıldığı anda Keloğlan dışarıdan seslenir.

                  ?Ben geldim hatunnnn! Nerdesin??

                   Güllü O´nu da sandığın içine yatırır. Sandığın kapısını üzerlerine kilitler. İş bitince dışarı çıkar. Keloğlan´a çaktırmadan bildirir. Keloğlan onların duyacağı bir sesle;

                   ?Ben değirmenden geldim. Üzerim çok kirlendi. Bir su ısıt da yıkanayım.?der.

                  Kadın, dışarıdaki ateşin üzerine bir kazan su koyar. Suyu kaynayacak şekilde ısıtır ve Keloğlan´a;

                  ?Suyun hazır herif.?der.

                   Keloğlan kaynar suyu adamların üzerine döker. Üçü de kaynar suda yanarak ölürler. Onları aynı renkte bir çuvala koyar ve ağzını iple bağlar. Daha sonra çarşıya gider bir hamal bulur. Ona der ki;

                  ?Hamal kardeş benim bir babam var. Onu köprüden suya atıyorum ben eve gelmeden önce o eve geri geliyor. Bir türlü başaramıyorum. Bunu bir de sen dener misin? Parası neyse veririm.?

                    Hamal;

                   ?Ben atayım da gelsin bakalım.?der.? Ve çuvalın birini yüklenir. Köprünün başından aşağı atar ve koşarak eve gelir. Keloğlan diğer çuvalı hazırlamıştır.

                   ?Bak işte geldi.?der. Hamal sinirinden onu da sırtına alır. Köprünün daha ilerisine derin yere atar. Tekrar eve gelir. Keloğlan üçüncü çuvalı da hazırlamıştır. Hamal bu işe şaşar ama pes etmek de hiç hoşuna gitmez. Onu da sırtlar ve daha derin bir yere atar. Bu arada caminin imamı ırmakta abdest almaktadır. Çuvalın sesini duyunca kaçmaya başlar. Hamal bakar ki adamın biri kaçıyor. Hemen koşar ve imamı yakaladığı gibi köprüden aşağı fırlatır. Öldüğünü görene kadar da başında bekler. İmam suda boğulunca eve gelir. Keloğlan;

                  ?Ne yaptın.?der ?Bu defa gelmedi.?

                   Hamal;

                   ?Vallahi gardaş!? der.?Baktım ki sudan çıkmış kaçıyor. Yakaladım ve tam ortasına attım. Bir daha gelmesi mümkün değil.?

                    Keloğlan Hamalın parasını verir ve teşekkür eder. Böylece de üç beladan kurtulmuş olur.

                  Gökten üç elma düştü. Bir bana, bir sana, diğeri de bu masalı okuyana verilsin.

                  Her ne sürçü lisan ettik ise af ola, isterim ki insan önce insan ola.

                     

BEKİR DAĞSEVER
16.10.2018 21:55:38
kalemine sağlık Ahmet hocam

YAZARLAR

  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • BIST 100

    8828,70%-0,62
  • DOLAR

    32,29% 0,55
  • EURO

    35,19% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2238,56% 0,53
  • Ç. ALTIN

    3895,90% 0,00