Ahmet DOKUZOĞLU-NE DEMİŞTİK?


GÜLER MİSİN, AĞLAR MISIN?

Araplar pazarlıksız iş yapmazlar. Bu davranışlarına hac yolculuğunda şahit olduk. Oraya giden her vatandaş mutlaka hurma alır.


 

 

 

                

         Bu bir gelenektir. Dönüşte; gelen misafirlere hurma ve Zemzem suyu ikram edilir. İnsanlar kutsal bir eda içinde zemzem suyunu içer ve hurmasını yer. Bu da bir gelenektir.

          Burada kural, zemzemi üç yudumda, hurmayı da tek alacaksın. İki alırsan bunu üçe; dört alırsan beşe tamamlamak sünnettir.

          Orada hurmanın beş altı çeşidi vardır. Fiyatları da değişiktir. On SAR’ dan başlayıp, yetmiş SAR’ a kadar çıkar. İyi pazarlık yaparsanız otuz dediklerini on beşe, elli dediklerini otuza alırsınız. Fiyatın yüksek oluşunu da şöyle tarif ederler; “Bu hurma Peygamberimizin bahçesinden toplanmıştır.”

            Kutsal topraklara giden insanlarımız, “peygamber” sözünü duyunca çok duygulanırlar. Diğer hurmalardan ne kadar alırlarsa alsınlar, peygamber hurmasından özel olarak, özel misafirlerine, mutlaka alırlar. Amaç hurma yemek değil, peygamberin hurmasından yemektir.

          Bunu niye anlatıyorsun diyebilirsiniz. Söylemekte de haklısınız. Fakat bu güzel Anadolu insanı Araplara o kadar çok benzedi ki, bunun farkında bile değiliz.

         Reyhanlı’da çalışırken her gün önüme borçluların listesi gelirdi. Tek tek onları arar, borçlarını yatırmalarını, yoksa icraya vermem gerektiğini söylerdim. Borçluyu icraya vermek demek, on liralık borcu yirmi liraya çıkarmak demektir. Çünkü noter masrafı, avukat masrafı, mahkeme masrafı, hepsi üstüne biner. Üstelik faiz oranı da normalin iki katına çıkar. Allah kimseyi bu duruma düşürmesin. Bu nedenle onlara diyorum ki;

          “Ali bey kardeşim. Kredi borcunu yatırmamışsın. Bak bu üçüncü olmuş. Ben artık seni icraya vereceğim.”

          Ali bey diyor ki;

          “Ahmet Ağabey, şehre girmek üzereyim. İlk işim borcu ödemek olacak. On beş dakikaya kadar oradayım.”

          O kadar inandırıcı konuşuyor ki, inanmamak mümkün değil. Ben de Ali Bey gelecek düşüncesiyle, üzerini çizip başka birini aramaya koyuluyorum. Aradan bir hafta geçiyor, yine liste önüme geliyor. Bakıyorum ki; Ali bey borcunu hala yatırmamış. Tekrar arıyorum;

          “Ali bey kardeşim neden borcunu yatırmadın?”

          Ali bey;

         “Bir dakika Ahmet Ağabey” diyor.

          Ben de telefonda bekliyorum. Karşıdan acayip sesler geliyor. İnsanlar kaba saba birbirlerine bağırıyorlar. Ali Bey bir süre sonra telefona tekrar geliyor,

          “Ahmet Ağabey” diyor.”Yolda kaza geçirdim. Şerefsizin biri geldi bana vurdu. Ben sana döneceğim.”

          Bu işler böyle devam ediyor. Ben gerekeni yapmak mecburiyetinde kalıyorum. Ve Ali Beyi icraya veriyorum. Borcu ikiye katlanıyor.Biliyorsunuz Reyhanlı’da Arap çoktu.Şimdi daha da çok.

          Banka acımasızdır, sistem acımasız. Kanun, nizam acımasızdır, adliye koridorları acımasız. İnsanlarımız ise daldan dala sekiyor. Bir süre sonra günlük gazeteler geliyor. Manşet çok ilginç;

             “DEVLET KAZANACAK” Gülsem mi, ağlasam mı?     

              Akşam parti toplantısı vardı. Genel Başkanımız Meral AKŞENER Adana’ya gelecekmiş. Bir grup arkadaş;

           ” Biz de gidelim” dediler.

            Gidecek olanlar, ismini yazdırdılar. Bir minibüs dolacak kadar olduk.

            Ben bu işlere karışmak istemiyorum. Aslında karışmam gerekir. Fakat köyde oturduğumdan uğraşmak mümkün olmuyor. Eve gelirken yolda bizim köylüleri gördüm. Evlerinin önünde okul servisi vardı. Onu görünce Adana’ya gideceğimiz aklıma geldi. Çocuğu çağırdım;

          “Bir Adana işimiz var” dedim. ”Gidebilir misin ?”

          “Giderim ağabey” dedi. Neden gitmesin, ertesi gün cumartesi ve işi yok. Buna çok sevindim. Başkası kazanacağına arkadaşımızın oğlu kazansın. Ya da köylümüz kazansın. Biz siyaseti ne için yapıyoruz!

          “Kaça gidersin?” dedim.

           Çocuk kafadan bir hesap yaptı.

          “250 nasıl ağabey?” dedi. ”Zaten 150 yakar, 100 de benim yevmiye olsun.”

           “Uygun” dedim. ”Yarın ben seni ararım.”

           Pazarlığı yaptım diye partideki arkadaşları aradım. Çok memnun oldular. Tam öğle sonu çocuktan telefon geldi.

           “Ahmet ağabey, bizim arabalar il dışına çıkamıyormuş. Hemen ceza kesiyorlarmış. İsterseniz ben size başka araba bulurum.”

            Canım sıkılmaya başladı. Yapacak bir şey yok.

           “Tamam” dedim.”Sen bize başka bir araba bul.”

            “Olur, ağabey” dedi.

            Bir süre sonra başka birisi aradı. Çocuğun bulduğu isim olacak. Ona dedim ki;

           “Şehir dışına çıkabiliyor musun?”

           “Yok, ağabey” dedi. “5.200 lira ceza kesiyorlar.” Telefonu kapattım. Partiyi aradım. Mehmet Bey’e söyledim. O da çok üzüldü.

           “Ben servisleri arayıp sana bilgi veririm” dedi.

             Bir süre sonra;           

            “Ahmet Bey,” dedi.”Adamlar 600 TL istiyorlar.”

            İşler karışmaya başladı. 150 liralık yere, 600 lira vermek mümkün değil. İki yol var; ya arabalarımızla gideceğiz ya da duraklardaki birini kiralayacağız.

          “Adana durağına git” dedim. ”Onlar belki az isterler. Çünkü bazen görüyorum, boş gidip boş geliyorlar. Boş gidene kadar bizi uygun bir fiyata götürsünler.”

           “Olur,” dedi Mehmet Bey.

             Ve namazdan sonra Adana durağına gitti. Onlarla konuştular. Cinler tepemize tekrar çıktı. Durak yetkilileri;

           “900 liraya olur” demişler.

             Bir süre konuşamadık tabii! Arapların hurma pazarlığı geldi aklıma. Bir partili arkadaşı bulduk. Adam memleketin gidişatına isyan etmişti. Teklifimize razı oldu. 400 liraya anlaştık.

           Eve geldim televizyonu açtım. AKP li bir milletvekili konuşuyordu;
           “Bir gün gelecek çağ açıp, çağ kapattığımızı göreceksiniz” diyordu.
           Güler misin, ağlar mısın?
           Kendi ülkemizde bile istediğimiz arabayla, istediğimiz yere gidemezken, nasıl oluyor da çağ açıp kapatıyoruz. Anlamak mümkün değil.
            Sürçü lisan ettik ise af ola, isterim ki insan önce insan ola.

         

      

 

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9548,57%0,19
  • DOLAR

    32,49% 0,16
  • EURO

    34,80% 0,25
  • GRAM ALTIN

    2487,88% 1,05
  • Ç. ALTIN

    4157,48% -1,05