Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


GOLAN TEPELERİ KARARNAMESİYLE VERİLEN MESAJ


05 Haziran 1967 tarihi, Ortadoğu coğrafyası ve Arap Dünyası için oldukça önemli bir gündü. Çünkü o gün, İsrail Hava Kuvvetleri, Kahire saatiyle 08.45´de başlattığı hava taarruzu ile Mısır, Ürdün ve Suriye Hava Kuvvetlerini felce uğratırken, başlayan ve kısa sürecek olan savaşın da kaderini tayin ediyordu.

Bu şekilde başlayan çarpışmalar, harp tarihine, ?Altı Gün Savaşları? olarak geçti.

İsrail kuvvetleri, ilk dört gün içinde Mısır ve Ürdün kuvvetleri üzerinde kesin üstünlük sağladıktan sonra, Suriye cephesinde de kesin sonuçlu muharebe için, 09 Haziran sabahı saat 07.00´den itibaren beş koldan taarruza başladığında, Suriye, saldırı saatinden dört saat önce, BM´de ateşkesi imzalamıştı. Ancak, İsrail her dönem yaptığı gibi, ateşkes yürürlüğe girmeden önce ?de facto? kazanım istiyordu.

10 Haziran 1967´de, sabah saat 08.45´de, Şam Radyosu anlaşılmayan bir nedenle (bu açıklama dikkat çekici) Kuneitra´nın düştüğünü açıkladı. Bu açıklama yapıldığında, İsrail kuvvetleri henüz Kuneitra´ya ulaşmamıştı ama Kuneitra´da bulunan Suriye birlikleri, bu açıklamanın ardından, Şam´dan umudunu keserek Kuneitra´yı boşalttı. Böylece İsrail kuvvetleri, Şam´a kırk mil mesafedeki Kunetra´yı kolaylıkla ele geçirirken, Golan Tepeleri tamamen kontrol altına alınmış oluyordu. Böylelikle de 1956´dan itibaren, Golan Tepelerindeki mevzilerden İsrail´e sürekli topçu atışları yaparak, zayiat verdiren Suriye´nin tehdidi ortadan kalktı. Sovyetler Birliği´nin, Kuneitra´nın düşmesi ardından derhal yayınladığı bir bildiriyle, İsrail ile diplomatik ilişkilerini kestiğini açıklayıp, İsrail askeri harekâtını durdurmadığı takdirde, diğer barışçı ülkelerle birlikte İsrail´e yaptırımlar uygulayacağını söyledi ve akşam saat 16.30´da, İsrail ile Suriye arasında ateşkes yürürlüğe girerken, Altı Gün Savaşları da sona ermiş oldu.

Altı Gün Savaşları ardından İsrail, 8.000 milkare olan topraklarına, 23.622´si Sina Yarımadasından, 444´ü Golan Tepelerinden, 2.270´i Batı Şeria ve 140´ı Gazze Şeridinden olmak üzere, 26.475 milkare toprak kattı ve topraklarını de facto olarak 34.475 milkareye çıkardı. Ayrıca, Yahudi/Arap nüfus oranı da 63/37 oldu. (Prof. F.Armaoğlu, Filistin Meselesi ve Arap-İsrail Savaşları)

BM Güvenlik Konseyi, 22 Kasım 1967´de, 242 Sayılı Kararla, İsrail´in, son savaşta işgal ettiği topraklardan askerini çekmesini; savaş durumuna son verilmesini. Bölgedeki her devletin egemenlik, toprak bütünlüğü ve siyasi bağımsızlığıyla, kuvvet tehdidinden ve kuvvet kullanımından uzak olarak, güvenlikli ve tanınmış sınırlar içinde barış halinde yaşama hakkının tanınmasını kabul etti. Bu gün de yürürlükte olan karara rağmen, İsrail, 1981 yılında Golan Tepelerini ilhak ettiğini açıkladı. Ancak, BM nezdinde bu hareket kabul görmedi.

Ve ABD Başkanı Trump, imzaladığı kararname ile Golan Tepelerini İsrail toprağı olarak tanıdığını Dünyaya duyurdu. Daha önce de BM Genel Kurulu ve BM Güvenlik Konseyi kararlarını hiçe sayarak, Kudüs´ü İsrail´in başkenti olarak tanıdığını açıklamış ve Büyükelçiliğini de taşımıştı.

Aslında, Başkan Lyndon B. Johnson´dan Donald Trump´a, ABD´nin, İsrail ve Ortadoğu siyasetinde değişen bir şey yokken; diğer blokta da Sovyetler Birliği´nden Rusya´ya, Başkan Leonid Brejnev´den Vladimir Putin´e, Rusların bölgesel tavrında da bir değişim gözlenmedi.

Bu gün gelinen konjonktürde bölge yeniden şekillendirilirken, değişen dengelerde kontrolü elde bulundurmak adına yapılan mücadeleler, giderek daha da acımasız hale geliyor. ABD, BOP kapsamında ardı ardına senaryolarla güçlü konumunu korumaya çalışırken, Rusya´nın bölgesel etkinliğini artırarak ve akıllıca bir diplomasiyle, bölgenin etkin güçleri olan Türkiye ve İran ile kontrollü birliktelik sağlayıp, alternatif masa kurmasının sahaya etkileri, ABD´yi hem bölgesel politikalarında hem de doğrudan İran siyasetinde sıkıntıya sokmaya başladı. ABD, şov görünümünde açıkladığı, tüm uluslararası antlaşmaları tanımayan ya da zorlayan kararlarıyla, halen ve tek başına Dünyanın jandarması olduğunu ispatlamaya çalışıyor ve tek lider, tek güç benim dyor. Üstelik bunu yaparken Mısır, Suudi Arabistan ve Ürdün gibi ülkelerle, İsrail´i yan yana getiren projeleri de hayata geçirebiliyor. Ayrıca, ABD, bölgesel dengelerde bir an önce üstünlükle ve bölgede istediği yönde şekillenmeyle, İsrail´in bekasını garanti altına almaya da çalışıyor. Çünkü Çin karşısında oluşturmaya çalıştığı Pasifik politikalarında, daha fazla zaman kaybetmeye de tahammülü yok gibi görülüyor.

YAZARLAR

  • Perşembe 24.1 ° / 11.6 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    8806,72%-0,01
  • DOLAR

    32,25% 0,26
  • EURO

    35,08% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2270,84% 0,79
  • Ç. ALTIN

    3854,72% 0,51