Neden kalbimizi hissederiz? Ya da heyecanlandığımızda neden kalbimiz çarpar? Kalp gerçekten et parçası mıdır?
Her şeyin zihinde varolup bittiğini savunan zihniyetler belki de hiç acıyı tatmamış ve insan sevgisinden yoksun ve hatalarının sorumluluğunu bile alamayacak kadar korkak değiller midir? Gerçekten sadece hastalıklar mı işlevi bozar? İşlevi bozan her zaman hastalık değil bazen çektiğimiz acılar ve vicdan azapları değil midir?
Hümanizmin gereksiz olduğunu zikreden zihniyetlere ne demeli? Bir insanın acısı karşısında susabilen, imdat çığlıklarına ses vermemek antihümanist bir yapı değil midir? İnsan sevgisi ve değeri olmayan kişi rahatlıkla can yakar ve herhangi bir pişmanlık duymaz.
Hatta o kadar insan sevgisizliğiyle doludur ki birinin canı yanarken bunu bilmesine rağmen başını yastığına rahatlıkla koyar. Düşünmez ve sorgulamaz. Bu yüzden işlevi de bozulmaz. Şimdi biz böyle insanlara işlevi bozulmuyor diye sağlıklı diyebilir miyiz?
Düşünen ve sorgulayanlarla aşırı duyarlı insanların işlevinin bozulmaması pek de olası değildir. Ara sıra da olsa bozulan işlevlerini hastalık olarak değerlendirebilir miyiz?
İnsan olanın insan sevgisi olanın mutlaka bir gün hatalarından, günahlarından ya da acılarından işlevi bozulur. Çünkü insanoğlu hata yapabilen, günah işleyebilen hatta suç işleyebilen bir varlıktır.
BOZULAN DÜZENİNİN SEBEBİNİN HER ZAMAN HASTALIK DEĞİL AZAP ÇEKEN BİR VİCDAN, ÇEKİLEN ACININ, SORGULAYAN KAFANIN NETİCESİ OLDUĞUNU UNUTMA!
AFFET KENDİNİ YA DA SÖNDÜR ATEŞİNİ. BU GÜÇ İNAN Kİ SENDE VAR!