aşk
uzak bir dağdır
yokuşlarında
çocuklar oynar
… (s.21)
Engelli Koşu”, “Benden Öte”, “Bilinç Gezgini” adlı bölümlerden oluşan Berrin Taş’ın “Gelecek Ağacı” adlı şiir kitabında, şiirin yanı sıra; insan/yaşam yönelimli bir düşünsellik taşıdığı da görülüyor.
…
uzak bir dağdır
dokunmadığın
kırmızı karanfil
yürüyemediğin yol”
(Aşkı Arayan Kadına-s.21)
“Taş döşeli yolda/her adımda çatırdayan/gençliğimi/sürüyerek yürüyorum (Eyüp Sultan Mezarlığında-teyzeme-s.23) dizeleriyle de yansıyan yalın/duru/insancıl duyarlılık taşıyan şiir çizgisinden dağılan; “…/güvercin kanadındaki/sabah aydınlığından” utanan bir mahcubiyetle yolunda ilerleyen şiir anlayışının; “Hrant Dink için yazdığı “İnsanlığımı Vurdular”-s.28) gibi adlı şiirle de, insancıllığını taşıdığı demokratik ve evrensel çizgide yaşamsal önceliklerini de ortaya koyar.
“Sevmek, özsuyuna akması yüreğin” (s.32)
“Söylediklerin yaptıklarını karşılamıyorsa, ya söylediklerin fazla, ya da yaptıkların eksik. Belki de ikisi birden.” (s.37) örneğinde görüldüğü gibi, “Ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görül” anımsatmasının öncülüğünde etik, yaşamsal ve insancıl bilinç oluşumuyla ilgili felsefi irdelemelerden yola çıkar Berrin Taş… Tabii ki bunu insanın yaşama geçirebilmesi de önemli… Bu bağlamda, bir itirafı var Taş; “Kendime dürüst olmanın bedelini ödüyorum, olduğum gibi olarak” (s.39) diyor.
“Bilmek öğrenmek değildir.”(s.47)
Yazar, “Bekleyerek yürüdüğün yollar bir yere varmaz” (s.40) vurgusuyla araladığı düşünsellikte ise bakmakla görmek arasındaki farkı “Bilmek, kitap okumakla doğru orantılı değildir, görmeyi sağlamıyorsa” değinisinde, aydın duyarlılığı ile edilgen aleyhine kullanır.
“Yazgı… Hiçbir şey yapmadan bekleyenlerin kalkanıdır.” (s.43),
“Dostluğun sözcüklere gereksinimi yoktur.” (s.44) ve “Kusursuzu araman bugünü yaşamanı engelliyorsa işlevsizdir.” (s.43) sözleriyle “Kusursuz dost arayan dostsuz kalır” uyarısana da bir anlamda gönderme yapan yazar; bu uyarısını, “Yazgıya teslim olmak, olana engel olmaz” (s.43 “Yazgını seç ve yarat, sona ersin kendine acıman.” (s.43) gibi ortak içeriklerle ortaya koyar.
“Haklılığın kanıta gereksinimi yoktur.” (s.44)
“Öğrendiklerini iç dünyasında sınamayan, bilgiyi bilmekle sınırlar.”(s.47) gibi haklılık vurgusu taşıyan değinilerin yanı sıra yazarın; “Yazarın görevi kendi aklının en iyisi olduğunu anlatmak değildir… İnsana kendi aklını kullanmayı öğretmektir.” (s.45) gibi yazınsal kökenli düşünselliğinde gerçeğin payı vardır.
“Yanıtların değişimi sorularla olanaklı” (s.48)
Yazarın sevmek, bilmek, yazgı ve haklılık gibi izleklerde farklılık taşıyan en önemli olgulardan birinin de düşünce odaklı yaklaşım olduğu söylenebilir. Berrin Taş’ın, insanın geleceğine dair sözlerini “Gelecek Ağacı”nda dile getirmesi, ona bilinç oluşturma çabasına düşmesi elbette ki çok önemlidir…
“Kendinden korkanlar düşünmekten hoşlanmazlar.” (s.47)
İşte bu kutsi çaba içerisinde özdeyiş şiirselliğine yaklaştığı kadar, felsefi konumda gerçekçi ve özgün farklılıklar taşıyan sözlerindeki içerik unsurunun bizi bağladığı Descartes’in “Düşünüyorum, o halde varım.” gibi o ünlü sözünü anımsamadan edemiyor insan.. Bilgi, bilmek, öğrenmek sözcüklerinin yanına aydın bir tavırla düşünceyi koymak gerekir.
Çağla
kuytu gecelerde
kem gözlerden
sakındığım
çocukluğum (Çağla -6 yaşındaki arkadaşıma-s.26)
*(İnsancıl Yayınları/Mart 2008/48 sayfa)
*(İnsancıl Dergisi/Sayı:327/Ekim 2017)
