Ticaret lisesinde okurken çok sevdiğim bir arkadaşım ‘’ Zekai Sun sinemasına bir film gelmiş görenler anlata anlata bitiremiyor! ‘’ deyince ; okuldan kaçıp o çok övülen filmi izlemeye gittik ! Film yabancılar tarafından çekilmişti.Çanakkale savaşlarından bahsediyordu hem de nesnel olarak ! merhum Ahmet AKMANLAR’la iki kez 18.Mart kutlamalarına katılmıştık.Rehberimiz savaş alanlarının tümünü gezdirdi.Türk siperleri ve İngiliz siperleri arasındaki mesafe 8-10 metreye kadar düşmüştü. Filmde karşılıklı olarak onbinlerce kurşun atılıyor ve karşılıklı atılan kurşunlar havada birbirine çarpınca kaynak yapılmış gibi birbirine yapışıyordu. ( Bu tür birbirine kaynak olan kurşunların benzerleri halen Gelibolu’da ve Çanakkale’nin ünlü Aynalı çarşısında peynir ekmek gibi satılıyor)
Her iki taraftan kurşunu yiyen askerlerin naaşı sipere düşüyordu. Şeytani İngilizler Avustralya’dan ,Yeni Zelanda’dan binlerce askerle yola çıkmışlardı.Londra’dan gemilerle hareket etmeden önce Amiral gemisinin komutanı şöyle diyordu ; Bir hafta sonra İstanbuldayız ! O zamana kadar eşi benzeri görülmemiş ölüm makinalarıyla gelip Ege denizinin kuzeyine demir atmışlardı. Kara ve Deniz piyadeleri onlarca yerden çıkarma yapmışlardı. Sırf macera olsun, birazda para kazanalım düşüncesiyle emperyalist orduya asker olanlardan bir ANZAK’lı yaralananları veya ölenleri görünce , yanındaki arkadaşına şu can alıcı soruyu soruyordu: Arkadaşım bizim burada ne işimiz var ? Gelibolu filminin kısa özeti ANZAK’lı askerin sorduğu soruydu. Bu soruyu biraz açmak gerekirse ,şunu söyleyebiliriz : Kimin için savaşıyoruz ,Türklerle bizim ne alıp veremediğimiz var ?
Dünyanın en efsanevi alayı 57.Alay canını veriyor , sancağını vermediği gibi, boğazın geçilmesine de izin vermeyince ; Londra’daki pazarlık Çanakkaleye uymuyor ve açık denizde bulunan İngiliz Amiral gemisinden Londra’ya iki sözcüklü bir telgraf çekiliyor : ÇANAKKALE GEÇİLMEZ ! Arkadaşlar Çanakkale geçilmeyince Rusya’da Bolşevik devrimi oldu. Çanakkale savaşlarından sonra Ulusçuluk akımı başladı.Fakat bu ulusçuluk akımı pek başarılı olamadı.Avustralya bağımsız deseniz ne yazar? Fakat bağımlı deseniz çok şey yazar !
Asıl ulusçuluk öğretisi ,M.Kemal ATATÜRK’ün başkomutanı olduğu anti-emperyalist Kurtuluş savaşımızdan sonra gelişme gösterecektir ! M.Kemal ATATÜRK ve Kuvvai Milliyeciler mazlum ülkelere örnek olmuşlardır! Eşi ve benzeri görülmemiş ölüm makinalarıyla gelip, Çanakkale’yi geçemeyenler , o gün bugün M.Kemal ATATÜRK’ün askeri dehasını istemeyerekte olsa kabul etmişlerdir. ANZAK’lılar bugün bile Şafak ayinine geldiklerinde ; Çanakkale'yi geçilmez kılanları, ‘’ Kahraman düşman ‘’ olarak nitelendirirler !
Arkadaşlar peki bizim Kore’de ne işimiz vardı ? Kore’de ABD ordusu abluka altına alınmış ve hepsi de öldürülecektir! Bunu öğrenen Albay Celal DORA komutasındaki Mehmetçikler, ablukayı yıkıp ABD ordusunu kurtarmaya gittiler. Peki ABD ‘li askerlerin tümü ne yaptı merak mı ediyorsunuz ? Mehmetçiklerin yarıp geçtiği yerden kaçıp canlarını kurtardılar! Türkleri düşmanla başbaşa bıraktılar. Kore’de kadim dostumuz (!) ABD , Türkiye’ye karşı yemediği nane kalmamış ve halen parasını ödediğimiz F-35 leri vermeyerek nane yemeye devam etmektedir !
NOT: Çanakkale savaşlarında ölen Avustralyalı ve Yeni Zelandalı askerleri kesinlikle biz Türkler öldürmedik ! Peki kim öldürdü diye soracak olursanız , cevabım Emperyalist İngilizler öldürdü! Yazımın bu not bölümü ‘’ Asılacaksan bile İngiliz ipiyle asılacaksınız ‘’ diyen İngiliz muhiplerine armağan olsun diye yazılmıştır. Anti emperyalist Kurtuluş savaşımızda , Başkomutanlık meydan muharebesinde ; Nazım Hikmet ‘’ Kuvayi Milliye Destanında’’ Nurettin EŞFAK İsmini verdiği Mehmetçiği , yerde ölü yatan Yunan askerine dönerek şöyle konuşturur : Tesalya’lı Mihail seni biz değil buraya gönderenler öldürdü! Şimdi soru sorma sırası bana geldi. Ey İngiliz muhipleri size soruyorum! Yunan ordusunu Ön Asya’ya kim gönderdi, kim öldürdü ?
Sizi gidi postmodern mandacılar ,yutkunmayın kem-küm etmeden cevap verin!
***
Evde kalın.
Sağlıcakla kalın.
