ALİ TAŞ ADN.


?GADASINI ALDIĞIM ŞİİRLER?


         Şiirlerinde Aykız mahlasıyla tapşıran Zahide Eskici´nin ağırlıklı olarak âşıklama tarzındaki şiirlerinin yanı sıra yer yer serbest şiirler yazdığı da görülür.  Sazsız bir ozan olmasına rağmen, kendi besteleri de bulunan ve bunları okuyan K.Maraşlı halk şairi Zahide Eskici, Andırın ilçesinin Beşbucak köyündendir. Çok istemesine rağmen ilkokuldan sonrasını okuyamasa da, eğitimin yerini şiirle doldurmaya çalışan ve 12 yaşlarında yazmaya başlayan Zahide Eskici; Andırınlı ve Beşbucaklı oluşunun ardını rediflerle güçlendirdiği şu dizelerle anlatır. 

            Oğuz boylarından, Avşar obalı

                Düğünleri olur toylu, çabalı.

                Gem sürer harmanda eli yabalı

                Andırın, Andırın bizim Andırın;

                Sevdanla mayalı özüm Andırın.

                                     ***

Havası  tertemiz, insanı sıcak.

Bir garip görseler açarlar kucak.

Şairler diyarı bizim Beşbucak

Andırın, Andırın bizim Andırın;

                Hasretinle başlar közüm Andırın.

            Âşıklamaya göre serbest tarzdaki şiirleri biraz geri duran Zahide Eskici´nin Çukurova´da da geçerli olan, yöresel bir sevgi söylemiyle seslendiği ?Gadasını Aldığım Şiirler?de kendi yöresi ve söyleyişinin özü olarak seslenişini kitaba da ad olarak veren, bir bölüm şiirlerinin de girişi sayılabilecek ?Gadan Alıp Gurban Olam? şiiriyle giriş yapar ki, bunun da arkası gelir?

            Suyu düzen et bahçeye/Gel beriye görüşelim

                Gadan alıp, gurban olam/Birazcıkta sarışalım.(s.98)

                               ***

Dere tepe deme n´olur/Düz gel gadasını aldığım

                Yollarıma kese ulaş/Tez gel gadasını aldığım. (s.99)

            ?Gadasını Aldığım? şiirlerinin içeriği aşk, özlem ve K.Maraş´tır? Yöreyi bu izleklerle özümseten bir halk şiirine dönüştürür ki aşkın derinliğindeki sevi değerleri de en tutkulu hâliyle yer alır:

                        GADASINI ALDIĞIM-2

               Kahramandır Maraş ili/Göç gel gadasını aldığım

Sinesinde açan gülü/Biç gel gadasını aldığım.

                                               ***

                Kürtülün´den savuşuver/Karbasan´a kavuşuver

                Köprüsünden sıvışıver/Düz gel gadasını aldığım

                                               ***

                Mitelde de verme mola/Sıkı sarıl ince bele

                Sen düşünme beni dile/Seç gel gadasını aldığım. (s.100) 

                                               ***

                Uzattığım ellerimi/Tomurcuklu dallarımı

                Kimsesizim sallarımı/Tut gel gadasını aldığım.

                                               ***

                Kader bizi derde salsa/Yollarımız çile dolsa

                Bu sevdamız zehir olsa/Yut gel gadasını aldığım. (s.100)

                Redifin güçlü kalemlerdeki söylem ve biçim başarısının hız verdiği dizeler Zahide Eskici´de de görülür? Örnek olarak, ?Bir çift ela göze talip olmuşum./Gülmezse baş tacım, gülse baştacım./Akan gözyaşımla hakka dolmuşum./Silmese baş tacım, silse baş tacım.?(s.14)  diyen Âşık Aykız, dizeleriyle yaptığı güçlü girişini, ?Elâ Göze Talip Olmuşum? şiirinin diğer bölümlerinde de ilerlemeyi sürdürür?

            Döşüne gark olsam canı sererim.

                Canıma can olan canı dererim.

                Kal dese yolunda ömür veririm.

                Kalmasa baş tacım, kalsa baş tacım. (s.14)

                                               ***

            Kabuslu gecelerin sıralanır peşine

                Kâh uyur, kâh uyanır kapılırsın düşüne

Sabahın seherinde, od düşünce döşüne

                Ben benden biliyorum içinden çıkamazsın.(s.15)

            ?Hiç işim olmazdı gazino, barda!/Kadehlerde, meyde seni aradım/?? (s.90) girişiyle yönelip; ?İstisnasız bir gün etmeden rötar/Aykız´ım gözümü eyledim radar/Sabahları şafak sökene kadar/Yıldızlarda, ayda seni aradım (s.90) adlı şiirinde, sevdasının, özleminin, yokluğun, yoksunluğun anımsatmasını: ?Sen seveni sakın kırma/Kimseyi sırtından vurma/Yalanlara meyil verme/Ölüm de var, ölüm ölüm. (s.61) adlı şiirinin dizelerindeki pekiştirmeyle yapar.

Gökyüzü görmedim fani dünyada

Kirpiklerim yüzdü her gün deryada

Sayende başladı ruhum feryada

Sensizliği değil seni isterim. (Seni İsterim-2-s.128)

Âşıklamalarına yeniden göz gezdirdiğimizde hasretlik,  yokluk, ozanın başına tak eder, resti basıp, yâre olan özlemini hiçbir şeyin kandırmadığıyla seslenirken; ?Sensizlik başımda sanki bir bela/Doymak istiyorum gönlümce sana/Sensiz geçen günüm asırlık çile/Hasretini değil seni isterim (s.127) adlı şiirinde uzun uzun haykırıp yönünü insan ve yaşama da dikerek, hayatın içinde olan bir ozan olarak güncel eleştirilerini dile getirir:

Dünya adaletin, var mı düzenin?

Suçluyken mevkide kollanan gördüm

Ucu bucağı yok senden bezenin

Yargısız urganda sallanan gördüm (s.71)

                          ***

Büyükler susuyor olmuş kekeme

Yakışmıyor dine, benim ilkeme

İnsan müsveddesi dolmuş ülkeme

Tüh deyip dernekle kovsak olmaz mı? (s.82)

*GELENEKTEN SERBESTE?

Düşlerimin üstünden bulut geçmese

Ölüme çalmasa umutlarımın rengi

Son yağan yağmuru kaçırmasam

Saçlarımı yangınlarla taramasam

Tufanlara eşlik etmesem sabahlara kadar

Her gece ölümler beni seçmese

Ne çıkar (s.75)

?Aşk yoludur deyip bir gün yürürsen/Hatırla sevdiğim unutma beni/Yürekten vurulmuş seven görürsen/Hatırla sevgilim unutma beni? (s.83) gibi dizelerdeki örnekleriyle Aykız´ın şiir güzellikleri sürer. Fakat bir şey daha vardır ki? ?Gadasını Aldığım Şiirler? kitabında yalın ve durulukla süren bazı serbest kıpırtılar da vardır? ??/Sadedir, hormonsuzdur sevmelerim/Ruhumun mayası Yunus kültürlü/Anadolu kadınıyım ben?(s. 38) dizeleriyle başladığı Anadolu kadını olarak seslenişini sürdüren Aykız ozanın dizeleri aslında bir ozan olarak hiç de fena olmayacak dizelerdir?

Çoğu zaman susmak iyi gelir insana

Bırak tsunamiler yaşansın yüreğinde

Yer yerinden oynasın gümbür gümbür

Ses etme sakin

Gülümse inadına (Sus-s.79) 

            Olumlu çizgide görülen Aykız, bilmeden, bazı kalemlerin düştüğü bir hataya düşmüş doğal olarak? ?Kör olsun gözlerin göremeyesin/Kırılsın ellerin töremeyesin/Gençliğinde hayra eremeyesin/Benden başkasını seversen eğer? (s.51) diye başladığı ?Beddua? şiirini, rahmetli güfte yazarı arkadaşımız İlkan San´ın yazdığı ?Beddua? şarkısının sonuyla benzerlik taşımış farkında olmadan. Yıllar önce bir söyleşi de gerçekleştirdiğim rahmetli İlkan San´ın yazdığı ?Beddua? adlı bu şiiri Coşkun Sabah bestelemiş ve bu çok duyulan, bilinen, dile düşen  ?Beddua? şarkısı özellikle Bülent Ersoy´un yorumuyla kulaklarımızda kalmıştı. Alanı halk şiiri ve türkü olan Aykız ozan yaklaşık 20-25 sene önceki bu şarkıyı duymamış ya da birçok şairin, ozanın düştüğü bilinçaltı oyununa gelmiş olabilir. Öyle sanıyorum ki, Aykız ozan, bundan sonra farkına vardığı bu hatayı kitabının ikinci basımında, diğer hatalarla birlikte düzeltecektir. Benim amacım da zaten budur. Kitabın sözde editörünün göremediği bu ve aşağıda sıralayacağım buna benzer editöryal hataların hiç değilse kitabın ikinci basımında kitaba girmesinin önlenmesini sağlamaktır. Bu, çok tanınan ve hâlâ kulaklarımızda yankılanan ?Benden başkasını seversen eğer? dizesi ilgili hataya gelince; Aykız ozan buna alınmaması gerekir?. Çünkü kitabının hem içine, hem de arka kapağına adını yazan bir editörü vardır kitabın. ?Şiir yeteneği yanında, salt halk şiirinin değil, şiirin her türlüsünün derinliğine bilgisine sahip olması gereken sözü edilen editörün, yalnız bu konuda değil,  kitabın diğer hataları konusunda da, kitabın halk şairi olan yazanını uyarması, öneriler getirmesi, bunca hataları önlemesi gerekir. Kim olursa olsun; editörlüğe soyunanların görevi, şiir dosyasını gözden geçirdikten sonra kitabın şairiyle paylaşması, şiirsel benzerlikler, dil ve yazım sorunlarını çözmesi, düzelttirmesi gerekir.

Kitabın editörü olarak Mansur Ekmekçi adı geçiyor? Ve bu ilk editörlük ya da kitap hazırlayıcılık hatası değil bu ismin? Belki bir 15 yıl kadar önce vilayet ya da kültür müdürlüğü adına çıkardığı halk şairleri antolojisinde yine bu sütunların eleştirel konusu olmuştu? O zaman, kitap adıyla halk şiirleri olarak sunulan antolojinin içinde serbest örnekler de bulunan, her isimden 10-15 kadar şiir alınan bu antolojide inanılmaz şekilde deli saçması şeyler vardı?. En başta, Ali Ekber Çiçek´e ait Erzincan yöresi türküsü olan ?Derdim çoktur hangisine yanayım?; sonra, Karacaoğlan´ın ?Ala gözlerini sevdiğim dilber? ve aklımda kaldıklarından biri olan, Abdurrahim Karakoç´un ?Mihriban? adlı şiirinden Musa Eroğlu´nun bestelediği ?Lambada titreyen alev üşüyor? gibi dizelerin de içinde olduğu 8/10 kadar çok bilinen türkü ve şarkı sözü dizeleri antolojide yer alan bazı isimlerin adıyla geçiyordu. Bu kadarlık hata bir eleştiri yazısı yazmak için yetse ve artsa bile, kitabı ciddiye almadığım için bir yazı yazmayı düşünmemiştim. Ama ne zaman ki; Yahya Kemal´den, Orhan Veli´ye, Âşık Veysel´e, Ahmet Haşim´e, Cahit Sıtkı´ya, Dranas´a ve daha nice nice tanınmış şairlerle arkadaş olan, Cemal Safi´nin Akçay etkinliklerinde birlikte bulunmalarımız ve kitapları, anıları üzerine yazılar yazdığımız bir şair olan rahmetli Halil Soyuer´in   ?Ardından? adlı üç dörtlük hâlindeki şiirinin altına dördüncü kıta olarak çok zayıf bir dörtlük eklendiğini ve yine altında sözde bir ozan adını görünce tüylerim diken diken olmuştu. Hemen eleştirmeye karar vererek, Yeni Adana gazetemizin sanat sayfasının sütunlarında buna yönelik bir yazı yazmış ve bu yazı gazetenin sitesi değişene kadar köşedeki yerinde kalmıştı. Geçtiğimiz aylarda da bu adı sanı pek aklımda bile kalmayan arkadaş bana iki kez telefon ederek, ilkinde çıkaracağı kitaplar konusunda çalışmalarımdan yararlanmak istedi, ikincisinde de birkaç kişiyle birlikte benim hayatımı da çıkaracağı kitaba alacağını söyledi. Siz de olsanız ne diyeceğinizi çok merak etmiyorum? Ben de, bunun o şahıs olduğunu anladığımda ona verdiğim yanıt: ?Sakın kitaplarıma gölgeni düşürme? Hayatım hakkında da senden hiç bir şey yapmanı istemiyorum?? oldu? Bunca usta şair, ozanın yanında kendini bir şey sanacak ayıplanacak bir duygu da taşımıyorum. Her neyse? Konuya dönünce?  Şimdi bu Halil Soyuer ustanın,  ?Ardından? isimli ünlü şiirini de ya hatıra defterlerinden, ya da sevdiğinize yazdığınız bir şiirden veya Emel Sayın´ın o güzel sesinden hatırlayacaksınızdır. Şiirin ilk dörtlüğü şöyledir:

Gideceğin yere beni de götür.

Sorana derdimin dermanı dersin.

Götür de istersen kapında yatır

Elimde gönlünün fermanı dersin.

            Şimdi sırası gelmişken bu kadar ara verdikten sonra, şiirlerinde Aykız olarak tapşıran Zahide Eskici´nin ?Gadasını Aldığım Şiirler? kitabına dönüyoruz yeniden, kaldığımız yerden de devam ediyoruz?  Şimdi de, o kadar olmasa da yine bir yığın yanlışlarla yayına çıkmış Aykız ozanın kitabı?  Öğrenim olarak ilkokuldan ötesini görmediği hâlde kendisini yetiştirmiş halk şiirinde. Örneklerini gördüğümüz üzere de şiirleri olan bir ozanımız?

            HALKBİLİM VE SANATSALLIK

            ?Kele bacı?, ?dibimkara?, ?gadasını aldığım? , ?kese?, ?gark? vb. yöremizin de uzağına düşmeyen sözcükler şiir/halk bilim ilişkisini halk şiirinde örtüştürerek güzelleştiren sözlerdir. Aykız´ın kitabındaki şiirlerin altında yöresel sözcüklere açıklama getirilebilirdi. lük sayfası da konabilirdi. Örneğin: ?banışıyor? (pay almak/s.18), ?bulak? (çeşme/s.21), ?sırdılar? (yorgan sırmak/s.56), ?cır gel? (mutlaka gel/s.106), ?sal? (tabut/s.109), ?çeştin? (çözmek/s.115), ?çıkla? (hepsi-s.128)

?hayaline gebe?, ?Mühürlü Dudaklar Bala Batar mı?? (s.12), ?Öyle özlemlerim var ki/Toprağı buz tutan kışlarımda/?//Yıldızların koynunda asılı sabahımız?(s.78), ?Can canandan can alır güvenin takasında? (s.92) ve ?Gidermola yüreğinin kalayı? (s.81)  örneği görselleşen somut/soyut imgelerle yalın şiirini sanatlaştırabiliyor. Fakat bu önlenemeyen editöryal hatalar yüzünden olumsuz şeyler de göze çarpmıyor değil? Halk şiirinde biliyorsunuz ki yöreye özgü sözcükler de geçerlidir söylem tarzı olarak. Fakat bu bir atışma çokluğunda geçen bir şey değildir ki âşıkların bir sözcüğü ?lal/lâl-yar/yâr- bela/belâ-hak/hâk? vb. farklı söylemesi gibi sonuçlar çıksın tek kalemde. Bu bir ozana ait kitapsa, bir ozanın kullandığı sözcükler her dizede farklılıklar göstermez? Doğrusunun yazılması koşuluyla, gerçek söyleminden kayışlar halk ağzı nedeniyle olabilir ama örneği sözcük anlamında çift başlılıklar olmadığı gibi; ?başsağlığı?, ?yedi veren?, ?hala?, ??yar?, ?Kar?a?, ?Mevlâ,? ?Ney?, ?Ney´imden?, ?bir birlerini?, ?Dar ağaç´ta?, ?alığım?, ?tende ki?, ?belâ?,   ?sersefil? gibi sözcüklerin doğru yazımı: Sonra bu de´ler/da´lar konusu alıp başını gitmiş: ?öylede?, ?akarda, ?nasılda?, ?cenkleşipte?, ?gelipte?, ?çekerde gibi? Ayrıca yetmişinci sayfada da ?k´ harfinin dizeyi aksatıp, anlamsızlaştırdığı dizgi hatası var. 

            Çağdaş şiirde kurulan, sözdizimini ve de dolayısıyla dizenin/şiirin iç müziğini ve ritmini bozmayacak anlam farklılıkları/yoğunluklarını da yaratma yönünde çaba göstermiş Zeliha Eskici. Bunların bir bölümünde de başarılı olmuş, olmadığı sözcükler de var tabii?  Özellikle serbest şiirlerde uygulanan bu anlam çokluluğu ve farklılığı dizenin hece sayısını, sözdiziminden kaynaklanan müzikal akışı bozmayacaksa elbette kullanılabilir. Bunun bir örnek olarak: ?Adım adım taşır, sor/ar gönülden? (s.16) dizesinde anlam yoğunluğuna oynanan sözcüğü ?sorar? kabul edersek bütün olarak olur fakat ?sorar?ın sadece? ?ar?ını alırsak, hece bozukluğu ve anlamsızlık oluşur ki; aynı şekilde ?Özlemin yürekte, saplanmış ok/un?(s.19), ?Bir yudum sevgi ile senle aşka yay/dım ben?(s.30), ?Beş vakte dek kıyam/ım duaları salayım? (s.115), ?Ustası yazmış/sa değişmez ferman? (s.118) ve ?Bazen de k/ömür gibiyim? (s.119) gibi tümcelerinde de tek anlam görüldüğünden, anlam çokluğu için ayırmak gerekmez. Bu konuda iki başarılı örnekle  Zahide Eskici´nin şiir kitabından ayrılıyoruz?

            ?Sus/uyurum artık ben? (s.80)

                ?O/nurdansın öğretmenim? (s.137)  

            *(Gadasını Aldığım Şiirler/Şiir/Zahide Eskici/Ocak2017/kendi yayını/144 syfa)

 

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00