İlhan ALPER


FUARDAN FESTİVALE KENT KÜLTÜRÜ


Kitap fuarının da aslında gelmesiyle

geçmesi bir oldu. Kitaplar, yazarlar, paneller,

söyleşiler anlatılar, imza günleri falan

derken, çıtayı yükselten, bazen de düşüren

güzellikler? Acaba Ankara Kitap Fuarı

ile aynı tarihlerde çakışmanın sıkıntısı mı-

dır diye de düşünmedik de¤il bu yıl ki Adana

Kitap Fuarı´nın halini. Hatta yetkili bir

arkadaşla da görüştü¤ümüzde ilettik bu

mu diye, de¤ilmiş. Oraya katılan yazarlar,

buraya da katılıyormuş; dönüşümlü gibi

bir şey sizin anlayaca¤ınız. Haydi öyle olsun

bakim dedik biz de.

Bu ara Adana´nın renkli simalarından

Aytaç Bey de fuarda oldu¤unu hissettirdi

do¤rusu o birkaç metrelik yazarlık afişiyle.

Hatta di¤er fuarlara da gidiyor Aytaç Bey,

Antalya´daydı örne¤in? Aytaç Bey´in kitapla

muhabbeti güzel bir şey. Kitap yoluyla

insana ulaşmaya çalışması olumlu. Anı ve

birikimlerin yansıtılması yararlı. Sanat ve

kültüre de yakınlı¤ı, başkanlık döneminin

son yıllarında bir özeleştiri gibi vurgulanan:?

Yılmaz Güney biz seni yanlış anlamı-

şız? özür dileriz? gibilerden sözü. Bunlar

hoş bir şey, insanın kendini gözden geçirmesi,

gere¤inde özür dilemesi, sanatla özyaşamı

ayırması ve sonuç olarak ?Yaşar

Kemal iki kıçı kırık roman yazmış? diyerek

tarihe geçen doksanların ANAP´lı İzmir Belediye

Başkanı Dr. Burhan Özfatura Bey´in

durdu¤u yerde kalmaması. Biz de sonuç

olarak ?söz uçar yazı kalır?ın cazibesine

kapılan Sayın Aytaç Durak´a yazarlık yolunda

başarılar dileriz.

Aslında Adana´nın bakışı güzel sanata;

Yılmaz Güney´e, Yaşar Kemal´e, sanatçılara?

Di¤er ilçe belediyelerinin de yaklaşı-

mı olumlu. Sonra? Yılmaz Güney´in kardeşi

Yaşar Pütün´nün de Altın Koza´da yer

alması ve ayrıca yerel yönetim adına sanatsal

ufkun nesnelli¤i, yararlılı¤ı yönünde sanatsal/

kültürel vb. kent de¤erlerine sahip

çıkılması da Adana Büyükşehir Belediye

Başkanı Sayın Hüseyin Sözlü adına olumlu

vurgular olsa gerek.

Yine o konuya de¤inip, festivallere gelince?

Karpuzdan, kebaptan, güreşten,

Kuvva-i Milliye´ye kadar oldukça çok çeşitli

festivallerin yanında; kitap fuarına koşut

yer alan sanat, kültür vurgulu olanlardır?

Yetmişli yılların başında Yılmaz Güney efsanesinin

başladı¤ı bir nokta da olarak,

skandallarla yoluna devam eden, Türkiye´nin

en ünlü bir sinema festivali olan, tarihe

mal olmuş, bir ?Adana Altın Koza Film

Festivali? görkemli bir biçimde çeyrek/yarı

m dalyasına do¤ru ilerlerken; trajik anılı

?13 Kare Sanat Festivali? gibi anlamlı bir

biçimde yol alan festivallere ?Yılmaz Güney

Film fienli¤i?, ?Orhan Kemal Edebiyat

Festivali?, ?Sabancı Tiyatro Festivali? ile

kültürel bir ?Portakal Çiçe¤i Karnavalı?nı

katmak bu kent adına güzel bir kazanım.

Dileriz bu festivalleri biz hayalimizdeki Tepeba¤´

da da yaşarız sanatsal ve kültürel

mekânlarıyla.

Konu aslında kitapla, kültürle, sanatla

yansıtılacak olan aydınlanma güzellikleridir.

Tüm uygarlıkların geçmişine baktı¤ı-

mızda Galileo´dan Kant´a, Bruno´dan İbn-i

Rüşt´e de¤in, insanın, tarihin barbar ve

ba¤nazlıklarının, aydınlanmadan gelen direnç

gücüne göre önemli bedeller ödenerek

aşıldı¤ını görürüz. Bu da bir yerde kültür,

sanat, kitap ve festivallerin uygarlık

adına olan yansımalarıdr.

resim

Dadaizm´den sonra 1924 yılında

doğan sürrealizm, Dadaizm´in karışıklığa

düşürdüğü sanatı kurtarma

düşüncesiyle başlamıştır. Sürrealizmin

temeli, serbest çağrışım ve psikanalizdir.

Ünlü düşünür Freud´un teorilerine

göre; insanlar, doğuşlarından

sonraki günlük isteklerini birtakım

dış baskılar nedeniyle iç alemlerine

yani bilinç altına sıkıştırırlar. Bu

yapılamayan arzular bilinç düzlemine

çıkmak için hazır beklerler. Şuur

alanına çıkma ise, hiç bir baskıya

maruz kalmadan rüyada gerçekleşebilir.

İşte bu nedenle sürrealist sanatçı

bir medyum gibi kendisini çağrışımlara

ve hatıralara terk ederek

eserini meydana getirir. Fakat bu işi

yaparken; kontrol edici düşünceye

sahiptir. Böylece rüya ve hayaller

üzerinde araştırma yapan sürrealistler:

Bilinç altını esas kabul ederken,

kendilerini kontrol etmeyi ve mantığı

ihmal etmediler. Bu noktada deli ve

çocuklardan ayrılırlar. Deli ve çocuklar

resim yaparken rüya ve hayal

dünyalarını yansıtırlar, onlar gerçek

dünya ile düş alemini ayıramazlar.

Sürrealist ekolun öncüleri; Şair

Andre Breton, yazar ve eleştirmen

Jean Paulhan´dır.

Ressamların yapıtlarında iki ayrı

özellik görülür:

1-Esas unsurları düş olmakla beraber,

teknikleri tümüyle gerçek,

Hollandalı sanatçılar kadar titiz ve

fotoğrafik çalışmışlardır. Herşey normal

çevresinden çıkıp umulmadık,

gerçekte olmasına imkân olmayan

yerlerde, asıl gayelerinden ayrı bir

amaçla kullanılmıştır. Örnek: Salvador

Dali, Yves Tanguy, Max Ernst, Rene

Magritte

2-Esas unsurların yanı sıra tekniktede

tamamen düşe ve içtenliğe

önem verilmiştir. Örnek: Miro-

?Analık?, Andre Masson-?Balık yiyen

çocuklar.?

SANAT AKIMLARI ÜZERİNE

Veysel Kubat

SÜRREALİZM

posta kutusu

ustalardan

YAZARLAR

  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • BIST 100

    8718,11%-1,25
  • DOLAR

    32,33% 0,16
  • EURO

    35,17% -0,02
  • GRAM ALTIN

    2243,92% 0,03
  • Ç. ALTIN

    3950,05% 0,00