Vahit ŞAHİN


EN KÖTÜ BARIŞ, EN İYİ SAVAŞTAN İYİDİR

Bir TV kanalında sabah haber programına çıkan bir emekli tümgeneral, programın sonunda son söz olarak, “en kötü barış, en iyi savaştan iyidir” dedi.


Bir TV kanalında sabah haber programına çıkan bir emekli tümgeneral, programın sonunda son söz olarak, “en kötü barış, en iyi savaştan iyidir” dedi.

Çok anlamlı geldi bana.

Tabi konu İdlib’te ki saldırılar ve sonrasında yaşanan gelişmeler idi.

Aynı general “ortak akıl” söyleminden ziyade “ortak birlik”e vurgu yaptı.

Türkiye iç politikasında iktidar ve muhalefet partileri bırakın birlik olmayı, ortak akıl noktasına bile gelememektedir.

Bu konuda yapılan bir araştırmada söylemler incelenmiş ve aşağıdaki sonuçlar ortaya çıkmıştır:

Türkiye’nin Suriye politikasına muhalefet her zaman karşı çıktı. Genel görüş, “Ne işimiz var Suriye’de” idi.

İktidar ise, Suriyelileri bir bütün olarak gördüğünü ifade etse de Türkmenlere ayrı bir önem verdiği söylemlerinde açıkça gözlemlenmektedir. MHP’nin de Türkmenlere sıkça vurgu yapmasına rağmen CHP gibi ülkedeki tüm etnik, mezhep ve dini özgürlüklerin korunmasını talep ettiği, HDP’nin ise Suriye söylemlerinde etnik Kürt vurgusunu öncelediği görülmektedir.

Her bir siyasi partinin Suriyeli mültecilere ilişkin bakış açıları ve dolayısıyla tanımları birbirinden farklılık arz etmektedir. Kullanılan kavramların uluslararası hukuk literatüründeki anlamları birbirinden olabildiğince farklıdır. AK Parti Türkiye’de göç etmek zorunda kalan Suriyelileri misafir, mülteci, kardeş, muhacir ve sığınmacı gibi kavramlarla, CHP, MHP ve HDP ise Suriyeliler, göçmenler ve mülteciler söylemini tercih etmektedir. Muhalefet partilerinin tanımları daha resmi ve formel iken iktidarın bakış açısının hukuki olmaktan daha ziyade duygusal olduğu gözlemlenmektedir.

AK Parti’nin Suriye sorununa ilişkin geliştirdiği söylemlerin Suriye’deki mevcut rejimin devrilmesi dışında kalan tüm ihtimalleri reddeden bir yapıda olduğu söylenebilir.

2011 yılından bu yana devam eden ve yakın vadede çözülmesi beklenmeyen bu sorun için farklı dış politika alternatifleri geliştirememek söylemsel anlamda bir tutarlılık sağlasa bile reel politik anlamda Türkiye’nin elini zayıflatmaktadır. Muhalefet partilerinin sorunun çözümüne yönelik geliştirdiği önerilerin hiç dikkate alınmaması da ülkemizi topyekûn ilgilendiren bu sorun üzerine ortak aklın çalıştırılmasını engellemektedir.

Muhalefet partilerinin de Suriye’de yaşanan katliamlara rağmen halen işbaşında bulunan Esed yönetimine alternatif bir söylem geliştirmemeleri hem insani hem politik anlamda çözüm üzerine üretilen söylemlerin eleştiriye açık bir noktada konumlanmasına sebep olmaktadır. Bu sebeplerle Türkiye’de parlamentoda bulunan iktidar ve muhalefet partilerinin Suriye konusuna bakış açıları, sorunu tanımlamaları, çözüm önerileri ve mültecilere yaklaşımları derin farklılıklar arz etmekte ve Türkiye’nin kendi iç ve ulusal sorunu haline gelen bir konuda ortak politika üretilememekte ve tavır sergilenememektedir.

TBMM’nin olağanüstü toplanmasını isteyen CHP’nin bu talebine iktidar ne diyecek? TBMM toplanırsa ortak akıldan ortak birliğe gelinebilecek mi? Beklenip görülecektir.

Son söz olarak, en doğrusu, o emekli generalin “en kötü barış, en iyi savaştan iyidir” ifadesi hayata geçirilmesidir.

 

 

 

YAZARLAR

  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9716,77%-0,05
  • DOLAR

    32,47% -0,17
  • EURO

    34,91% 0,40
  • GRAM ALTIN

    2434,93% 0,50
  • Ç. ALTIN

    3991,84% -0,04