Prof. Dr. Mehmet TOMANBAY


EKONOMİMİZ KRİZDE Mİ?

Ekonomik gelişmeler şu anda zaten yaşanmaya başlanmış olan sıkıntıların, eğer yeterli önlemler alınmazsa, önümüzdeki dönemde hızla büyük bir ekonomik krize dönüşebileceği mesajını vermektedir.


 
          Şu anda ülke ekonomisi ile ilgili iki farklı görüş öne sürülmekte. Hükümete muhalif kesimlerce dile getirilen görüşe göre; yaşanan son ekonomik gelişmelerle birlikte ekonomide sıkıntı yaşanmakta ve toplumu ciddi bir şekilde sarsacak büyük bir ekonomik kriz yaklaşmakta. Öte yandan Hükümet ve yandaşları tarafından ise ülke ekonomisinde yaşanan sıkıntılar geçicidir ve 2017 içinde sıkıntılar aşılıp ekonomimiz büyümesine devam edecektir. Kuşkusuz bu iki farklı görüş, özellikle son aylarda hızlanan döviz kurlarındaki artış, bir diğer söyleyişle Türk lirasında yaşanan önemli ölçüdeki değer kaybı ve bu gelişme sonucunda hem finans hem de reel sektörde yaşanan sıkıntılar nedeniyle dile getirilmektedir.
          Bu görüşlerden hangisinin gerçeği yansıttığını ise ekonomide krizin ne anlama geldiğine ve krize yol açan öncü gelişmelerin neler olduğuna bakarak anlayabiliriz. Peki; ekonomide kriz ne demektir?
          Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre kriz, ekonomik açıdan "çöküntü" anlamına gelmektedir. Ayrıntılı bir tanıma göre ise ekonomik kriz; finansal kriz ile gelen ve kabul edilebilir sınırların dışında oluşan ani bir çöküntüdür. Yani önce bir finansal kriz başlayacak ve onun etkisiyle üretici-reel sektörde de ciddi bir çöküş olacaktır. Ekonomide çöküntünün en önemli göstergeleri; Milli Gelirin (GSYH) azalması, piyasada nakit sıkıntısının ortaya çıkması, işsizliğin artması, ticaret ve yatırım hacminin azalmasıdır. Bütün bu belirtiler bir arada ortaya çıkarsa, ekonomi krize girmiş demektir. Böyle bir ekonomik kriz ortamına süresine göre "resesyon" ya da "depresyon" adı verilir.
          Eğer, tanımladığımız ekonomik çöküntü bir kaç aydan fazla sürerse bu "resesyon"dur. Yani ekonomi durgunluğa girmiştir. Yıl içinde ekonomik gelişmeler çeyrek diye tanımlanan üçer aylık dönemlere bakılarak takip edilir. Eğer özellikle MG´de bir önceki döneme göre ortaya çıkan azalma, arka arkaya iki çeyrek gerçekleşirse, ekonomi net bir şekilde resesyona girmiş demektir. Eğer resesyon iki yıldan daha uzun sürerse, ekonomi depresyondadır. Yani depresyon, resesyon´un çok daha uzun sürenidir. Her iki durumda da ekonomi bir kriz halindedir.
          Bu bilgiler ışığında ekonomimize bakalım: Ekonomimiz belirttiğimiz çöküntü göstergeleri açısından ne durumdadır?
          Ekonomide daralma yani MG´in azalması 2012´den beri sürmektedir. 2011´de yüzde 8.5 büyümüş olan ekonomimiz, 2012´de hızla daralmış ve ancak yüzde 2.1 büyümüştür. Son beş yılda da büyüme bir türlü yüzde 4.0´ün üzerine çıkamamış aksine 2016 yılının üçüncü çeyreğinde ekonomimiz yüzde 1.8 daralmıştır. 2016´nın son çeyrek rakamları henüz belli değildir. Ancak teknik anlamda bir resesyonun yani ekonomik krizin ilk işareti ekonomimizde görülmüştür. Ekonomimiz tam bir büyüme tembelliğindedir
          Son dönemlerde TL, ABD doları karşısında hızla değer yitirmiştir. Kasım ayından beri bu kayıp yüzde 20 dolayındadır ve dünya paraları arasında rekordur. Bu ciddi bir TL krizidir. Hızla yükselen dolar kuru faiz oranlarının da yükselmesine yol açmaktadır. Nitekim 24 Kasım´da Sayın Cumhurbaşkanı´nın karşı görüşüne rağmen Merkez Bankası politika faizini 50 baz puan arttırmak zorunda kalmıştır. Faiz artışı TL´yi pahalandırır ve nakit sıkıntısına yol açar.
          Ekonomide durgunluğun en önemli göstergelerinden olan işsizlik oranı ise ise son aylarda sürekli yükselmektedir. İşsizlik oranı artışını sürdürerek Ekim 2016´da yüzde 11.8´e çıkmıştır. Genç işsizlik oranı ise çok daha fazladır ve yüzde 21.2 olmuştur.
          İç piyasada ticaret hacmi de hızla daralmaktadır. Nakit sıkıntısının baş göstermesi ve talebin daralması ciddi boyutlardadır. Piyasada durgunluğun en net yansıması kapanan şirket sayısında kendisini göstermektedir. TOBB´a göre 2016 yılı Aralık ayında kapanan şirket sayısı bir önceki aya göre yüzde 61.51 gibi büyük bir oranda artmıştır. Ayrıca hemen her gün Türkiye piyasasını terk eden yabancı firma haberleri gazetelerde yer almaktadır.
          Ekonomimizdeki büyüme tembelliğinin bir önemli göstergesi de yatırım harcamalarındaki azalmadır. 2017 yılı Programında ki resmi rakamlara göre Sabit Sermaye Yatırım harcamalarımız 2009 yılındaki büyük daralmadan beri bir türlü kendine gelememiştir. 2009 yılında, önceki yıla göre yüzde 19.5 oranında azalan harcamalar sonraki iki yıl biraz artmış ancak 2012´den beri ciddi şekilde azalmıştır. Yatırım harcaması 2012´de yüzde 2.4 azalmış, 2013´de ancak yüzde 4.7 artabilmiştir. 2014 yılında tekrar yüzde 1.5 azalan harcamalar, 2015 yılında yüzde 3.9 artabilmiş, 2015 yılında ise ancak yüzde 0.1 düzeyinde yani yok mertebesinde artmıştır. Görüleceği üzere zaten çok azalmış olan yatırım harcamaları son beş yılda bir azalıp bir artmaya çalışarak istikrarsız bir süreçte son yılda da durma noktasına gelmiştir.
          
Şimdi gelelim sonuca: Türkiye ekonomisinde bir kriz var mıdır?
 
          Görüleceği üzere krizi tanımlayan göstergelerde veriler ne yazık ki olumsuz bir noktadadır. 2011´den beri tembelleşmiş MG´imiz durgunluk yaşarken, döviz kuru şaha kalkmıştır. Özel sektörün döviz borçlarının GSYH´nın yüzde 30´u dolayında olduğu bir ortamda şaha kalkan döviz kurunun MG´in büyümesi açısından daha da büyük zorunlar yaratacağı açıktır. Ayrıca faizlerin artma eğilimine girmesi ve nakit sıkıntısının baş göstermesi, işsizlik oranındaki artışlar, ticaret ve yatırım hacmindeki azalmalar iyiye işaret değildir. Elbette felaket tellallığı yapmaya da gerek yoktur. Ancak ekonomik gelişmeler şu anda zaten yaşanmaya başlanmış olan sıkıntıların, eğer yeterli önlemler alınmazsa, önümüzdeki dönemde hızla büyük bir ekonomik krize dönüşebileceği mesajını vermektedir. 

YAZARLAR

  • Perşembe 24.1 ° / 11.6 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    8806,72%-0,01
  • DOLAR

    32,25% 0,26
  • EURO

    35,08% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2270,84% 0,79
  • Ç. ALTIN

    3854,72% 0,51