Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


EKONOMİK KRİZ Mİ ASİMETRİK SAVAŞ MI?


Türkiye, önemli derecede bir ekonomik kriz ile karşı karşıyayken, her dönemin insanları, bu durumdan da faydalanmaya başladı. Dolar ve Euro, adına her ne derseniz deyin, nasıl tanımlarsanız tanımlayın, bir kriz ile tarihi zirve konumunda ve her nedense hafta sonları da yükseliş eğilimi gösterirken, şaşırtıyor. Üstelik sosyal medyada yer alan ve manipüle edilmiş söylentilerden oluşan paylaşımlar, bu kritik dönemde yaratılan spekülasyonla piyasaların nabzının yükselmesine neden olurken, her dönemin insanlarının, kasaları dolmaya devam ediyor. Birileri, her daim fayda peşinde kaotik ortam yaratmak için, provoke maksatlı manipülasyona, ara vermeksizin devam etmeye çalışıyor.

Hazine ve Maliye Bakanı tarafından açıklanılmaya çalışılan, Yeni Dönem Ekonomik Yaklaşım modeli de beklentileri tatmin etmedi. Çünkü yapılan sunum, yapılması gerekenlerin kim tarafından, ne zaman, nasıl ve ne yapılacağını açıkça anlatmaktan uzak kaldı. Ancak görünen o ki krizin boyutları oldukça büyükken, esasen, alınacak sağlam temelli kararların tavizsiz uygulanmasıyla, mümkün olduğunca az hasarla, bu krizden çıkmak da mümkün.

Türkiye oldukça kritik bir safhadan geçerken, en önemli konulardan biri de tüm yetkililerin gerekli olmadıkça konuşmaktan kaçınması. Böyle bir ortamda, tüm piyasa enstrümanları ufak bir aksırık sesinden bile etkilenmeye müsaitken, Devlet yetkililerince yapılacak her zamansız, plansız, önceden düşünülerek tasarlanmamış açıklama, piyasaların panik havasını tetiklemeye yetecektir. Öyle ise sadece yetkili ve konuya hâkim ilgililerin, gerektiğinde, az ve öz açıklamalarla bilgilendirme yapması dışında, hiçbir Devlet yetkilisinin, bu konuda ve özellikle detaylarla ilgili konuşmaması gerekiyor. Gelebilecek soruların maksadı da farklı olabileceğinden, Hükümet yetkililerince, herhangi bir maksatla halkın karşısında olunduğunda bu konuda soru alınmaması ya da sorular karşısında hiçbir şekilde tepki vermeksizin, sorunun ilgili yetkiliye yönlendirilmesi önem kazanıyor.

Devlet görevlerinin devamlılığında, herhangi bir toplantıda yetkili ağızlarca ekonomiyle ilgili B-C planlarından söz etmek, piyasaları heyecanlandıracağı gibi, kaosa yönelik manipüle edilmiş provoke maksatlı söylemlere, sosyal medya paylaşımlarına da yol açabilecektir. Bu söylemin, piyasa enstrümanlarından bir kesime sitemkâr veya daha sert bir ifadeyle yönelmesinin etkileri de doğal olarak daha fazla tetikleyici olur. ?Söz gümüş ise sükût altındır.? İfadesi hiç akıldan çıkarılmamalıdır. ?Tanrı bize iki kulak ve bir ağız vermiş. Her halde bunları ikiye bir oranında kullanalım diye.? (Raphunga) O halde çok dinleyip az konuşmak en doğru olanı. Bu durumda tüm muhalefet partilerinin, bu konuda siyasi rekabetten çok bütünleştirici, yapıcı söylem ve eylemlere yönelmesi de önem kazanıyor. Çünkü hep birlikte kaybetme riskimiz var.

Bu arada, Türkiye ekonomik krizle mücadele aşamasındayken, sınırlarının hemen ötesinde, gelişmeler nedense tam da ABD´nin istemleri doğrultusunda ilerlemeye başladı. Ekonomik kriz, Rahip Brunson krizi, FETÖ krizi, İran´a yaptırım krizi, YPG/PYD´nin terör örgütü kabulü krizi, S-400 Füze krizi, F-35 teslim süreci derken, ABD, Kudüs konusunu da ortaya sürdü. ABD, burnundan kıl aldırmaksızın, her konuda, ilk söylemlerine uygun eylemlerine devamda kararlılık gösteriyor. Üstelik açıktan tehdit etmekten çekinmeyen bir ABD ile de karşı karşıya kalındığı realitesi var. Başkan Trump, söylemleri ve eylemleriyle klasik diplomasinin dışında gezinmekte ısrarlı görünürken, Avrupa´nın başatlarından Almanya ve İtalya da gelişmelerden endişeli olduklarını açıkladı. Gelişmelere verilen tepki, klasik Avrupa diplomasi bölünümünü de yeniden tetikliyor gibi.    

Bu günkü konjonktürde, Suriye´de, Esad rejimi ile YPG/PYD, dolayısıyla PKK anlaşmış görünürken, İdlip üzerine birlikte operasyon hazırlığı içinde oldukları da anlaşıldı. Bu gelişme, muhtemel ki ABD ve Rusya´nın da anlaştığını ortaya koyuyor. ABD tarafından, Türkiye iç sorunlarla, krizlerle meşgul edilirken, Suriye meselesinin de güç odaklarının istemleri doğrultusunda ve ivme artırılarak, sonuçlandırılmaya çalışıldığını gösteriyor. Gelişmeler ve diğer ülkeler tarafından yapılan bu konudaki açıklamalar ile doğrudan ABD Başkanı Trump´un söylemleri, Türkiye´nin içinde bulunduğu ekonomik baskının, asimetrik savaş olduğunu gösteriyor.

YPG/PYD, dolayısıyla PKK´nın, Esad rejimi ile birlikte İdlip´e girmesiyle, Türkiye´nin yaptığı Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Operasyonlarına rağmen, Tel Rıfat üzerinden, Fırat´ın doğusu ile Akdeniz´e uzanan batı koridoru bütünleşmiş olacak. Ardından da kuvvetle muhtemel, Suriye kuzeyinde özerk bir bölge ortaya çıkacak ve Birleşmiş Milletler nezdinde meşru hükümetin onayıyla ortaya çıkan yeni yapılanma da uluslararası meşruiyet kazanarak, Türkiye´yi güneyden kuşatmış olacak. Sonrasında, muhtemelen Meşru Suriye Hükümeti tarafından, Türkiye´nin fiilen bulunduğu Suriye topraklarından çekilmesi istendiğinde, Türkiye, yapmış olduğu operasyonların hedefinde de açıkladığı gibi, Suriye´nin toprak bütünlüğünün korunumu maksadıyla, oluşturduğu de facto duruma son vermek zorunda kalacak. Bu durumda, geciktirilmiş olsa da Türkiye sınırlarının hemen güneyinde, bir özerk terör yapılanması meşruiyet kazanmış olacak.   

Yani Türkiye, detaylarıyla dikkatlice hazırlanmış bir saldırı altında. Üstelik mücadele sadece Türkiye ile sınırlı değil. ABD, İran, Çin ve Rusya ile de karşı karşıyayken, Avrupa´da da her iki büyük savaş öncesi olduğu gibi, diplomatik ayrışmanın varlığı görülebiliyor.

Türkiye´nin gelişmelere yönelik yapabileceği bir şey var mı? Bu soru, okumuş akıllara, siyasi tarih boyunca yapılmış olan diplomatik girişimleri, mücadeleleri ve bilgili, bilinçli, vizyon sahibi devlet adamlarını getirirken, bir gerçeği ortaya koymayı gerektiriyor: Diplomaside çareler tükenmez. Ancak, realpolitiğin gerekleri de kesinlikle unutulmamalı.

Ve dönüp dolaşıp ısrarla aynı yere geliyoruz. Dünyadan kopmamak için, bilimsel temelli, her durumda sorgulayan, felsefeyi düstur edinmiş, okumaya ve araştırmaya yönlendiren, eğitimli beyinlerce hazırlanmış bir eğitim sisteminin, derhal ve taviz verilmeksizin uygulanmaya başlanması. Böylelikle, iyi eğitilmiş bilim insanlarımızla tamamen milli üretime yönelip ekonomiyi daima istikrarlı tutabilir; iyi eğitilmiş bürokratlarımız ve diplomatlarımızla, karşılaşılan her siyasi sorunun üstesinden, kolaylıkla gelebiliriz.

Can UĞURATEŞ

             

YAZARLAR

  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • BIST 100

    8718,11%-1,25
  • DOLAR

    32,33% 0,16
  • EURO

    35,17% -0,02
  • GRAM ALTIN

    2243,92% 0,03
  • Ç. ALTIN

    3950,05% 0,00