Vahit ŞAHİN


DÜNYANIN ÜNLÜ GAZETECİLERİ (18)ALBERT CAMUS

(Albert Camus (1913 - 1960) ölümüne kadar gazeteci kaldı.)


Albert Camus kişiliğiyle bir gazetecinin huzursuzluğunun, tatminsizliğinin tipik temsilcisidir. Onun “Actuelles" adı altında toplanan makalelerini ve gazeteci diliyle yazmış olduğu "ihtilâldeki İnsan" adlı kitabını gözden geçirirsek bu huzursuzluğun hemen farkına varırız. Camus fikirlerini daima realite üzerine yerleştirmek ister. Bir gazeteci olarak politikacıdan çok ahlâkçıdır. 

"Politika için yaratılmadım. Çünkü hasmımın ölümünü istemek elimden gelmez." der. Bir yazar olarak kendini okuyucuların karşısında süreli sorumlu tutmuştur; ama gazeteci olarak bu sorumluluğu daha çok duymuştur. 

Albert Camus (1913 - 1960) ölümüne kadar gazeteci kaldı. Onun gazeteciliği Cezayir'de “Alger Républicain"'de yazmasıyla başlar. Camus bu sosyal-liberal gazetede başmakaleleriyle tanındı fakat asıl ününü Cezayir'deki kabileler üzerinde yaptığı röportajlarla sağladı. Camus bu röportajlarında kimseyi suçlamadan gördüklerini objektif, sade ve etkili olarak anlattı. Kabilelerin açlıkla savaşlarını dile getirdi. Fakat sömürge yönetimi bu yazılar dan pek hoşlanmadı. Camus Cezayir'de bir iş tutamayınca şansını denemek için Fransa'ya gitti. Burada “Paris-Soir’da yazdı. Almanların işgalinden sonra Paris'ten ayrılıp Clermont-Ferrand'a yerleşti. 

Camus 1942 yılında Fransız gizli mukavemet gruplarıyla işbirliği yaptı ve onların yayınladığı "Combat"'da yazıları çıktı. Fakat o asla fanatik bir çeteci olmadı. Heyecanını kollamayı bildi. Rehinelerin kurşuna dizilmesine, insanların körükörüne birbirlerini öldürmelerine karşıydı. Bu sıralarda iç dünyasında düşmanı için beslediği karşıt duyguları 1943 - 44 yıllarında yazdığı "Bir Alman Dost'a mektuplar" adlı eserinde ortaya koydu. 

Paris kurtulunca Camus "Combat"'nın müdürü olarak bu şehre döndü. Gazetede yazdığı ilk kurtuluş makalesi "Özgürlüğün kanı" gerçekten bir şaheserdi. Bunda her davranışta insancıl ölçülerin kaçırılmamasını istiyordu. Herkesin böyle yapacağından emindi. Yeni bir ruhun doğması için tüm kuvvetini basına ve politikaya verdi. Bu arada "Yabancı'yı, "Sisyphus miti'ni yazdı. Moral dilinin politikada da yer alması için büyük çaba gösteriyordu. Bu çabaları yüzünden ona "âdil Albert Camus" denmeye başlandı. 

Fakat çok sürmeden hayal kırıklığına uğradı. Bu sıralarda ger çekten aradığını bulamamış kişilerin huzursuzluğu içindeydi. Sol ile sağ arasında sallandı, durdu. Başlangıçta işbirlikçilerin merhametsizce cezalandırılmasını isterken sonradan bu intikam almaların, kanlı temizliklerin, ölüm cezalarının durdurulması için şiddetli bir kampanyaya girişti. Bu konuda yazdığı "Ne kurban olalım, ne de cellât" başlıklı makalesinde tüm dünyada ölüm cezalarının kaldırılmasını istedi. 

Ne yazık ki bu âdalet ve hümanizma mücahidi tutumu yüzün den kimseyi hoşnut edemedi. Gelenekçi burjuvalar ona kızdılar, solcular onu baş düşman olarak gördüler. Cezayir'de Fransızlarla Araplar arasında bir barış kurulması için gösterdiği faaliyet de sonuç vermedi. "Bir başarısızlığın kroniği" adlı eserinde bunu anlattı. Artık "Combat'dan ayrılmıştı. Kenara çekilmişti. Berlin ayaklanmasının, Macar ihtilâlinin Ruslar tarafından kanla, ateşle bastırılması son umutlarını da kırdı. O günlerde şöyle yazıyordu:

"Bizim de içinde rol aldığımız yılın bu oyunu bir şeyi yıktı, yok etti. Bu yıkılan, yok edilen şey, insana beslenen güven, daha doğru bir deyimle insanca konuşulduğu zaman başka bir insandan insanca bir yankı bulabilme isteğidir."

 

YAZARLAR

  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 30.8 ° / 18.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00