Ahmet DOKUZOĞLU-NE DEMİŞTİK?


DOĞRUDAN ZARAR GELMEZ


             Kaç gündür yazı yazmak içimden gelmiyor.

             Sebebini yazıp yazmamakta kararsız kalıyorum.

             Bazen duygulanıyor, bazen sinirleniyor, bazen de her şeyi akışına bırakmayı yeğliyorum. Ne yaparsam yapayım bir kırgınlık var içimde.

             Bizler iyi niyetli insanlarız. Kimseye kötü gözle bakmayı beceremeyiz. Elimizden gelse kimseye ?kötü? demeyiz. Hele bu konuda ben tavizsiz bir insanımdır. İnsanlara tepeden bakmak, onları hor görmek, aşağılamak benim işim değil.

            Bir Kıssası vardır.

            Hz. Musa(as) Allah(cc) ile konuşmaya gittiğinde, Allah Teâlâ der ki;

           ?Ya Musa bana en kötü kulumu getirebilir misin? ?

             Musa(as)

           ? Tamam.?der. Sonraki gelişine kadar kötü bir yaratık bulmaya çalışır. Ama kime varsa ondan kötülerinin de olabileceği düşüncesi aklına gelir. Sonunda uyuz bir köpeğe rastlar. İçinden ?Aha buldum.?der. Fakat sonra ondan da vazgeçer. Günlerce etrafta dolaşır ama bulamaz. Sonunda Allah (cc)´nin karşısına geçer ve

          ?Yarap? der.?Yarattıklarının içinde benden kötüsünü bulamadım.?

            Allah Teâlâ Musa´ya seslenir;

           ?Ya Musa.?der.?Eğer o köpeği kötü kulum diye getirseydin seni Peygamberlikten silerdim.?

             İşte bu kıssası kendime şiar edinmişimdir. Hiç kimseyi hor görme yetkisini kendimde göremem. Her olaydan ders almasını bilirim. Bu bir hayat prensibimidir.

             Yazdığım yazılardan bazılarını eleştiriyorlar. Eleştirme sebepleri de siyasi yönden kendi fikirlerine uymamasıdır. Onlara diyorum ki;

             ?Nerde yanlış yazmışım?  ?

             Tabi ki yanlış yazdığımı söylemiyorlar. Ama başka şeyler yapmaya çalışıyorlar. Mesela yazımın okunmasını engelliyorlar. Yayınladığım gruba duyurmamaya çalışıyorlar. Bu da hoş olmuyor. Okumanın kimseye zararı olmaz. Ben çocukluğumdan beri yolda gördüğüm gazete parçalarını bile alır okurdum. Eskiden şimdiki gibi okunacak binlerce kitabım olmazdı. Hiç bir şey bulamaz isem takvim yapraklarını alır bitirirdim. Çöplüklerde kitap bulduğum çok olmuştur.

           Ben bu yaşıma kadar siyasete bulaşmadım. Elbette bir fikrimiz vardır. Çocukluğum CHP Adana teşkilatı içinde geçti. Patronum CHP il sekreteriydi. Yanımıza bütün CHP´ nin kodamanları gelir, onlara hizmet ederdim. Onların sohbetlerini dinleyerek büyüdüm. Ama bir gün olsun partiye kayıt olma düşüncesinde bulunmadım.

          Çalışırken Milli günlerde toplantılara giderdim. Orada siyasi parti başkanlarıyla sohbet ederdim.  Onlardan birine dedim ki;

         ?Emekli olunca siyasete girmek istesem hangi parti olabilir??

           O başkan dedi ki;

           ?Ahmet Bey siz kültürlü bir insansınız. Hangi partiden girerseniz girin. Sizin için de, ülke içinde iyi olur.?

             Bu düşünce ile bende İYİ PARTİ´YE üye oldum. Beni delege yazdılar. Çağırırlarsa gidiyorum. Sohbetlerine katılıyorum. Bunun dışında diğer partilerden de arkadaşlarım var. Onlar başka partiye gidiyor diye hor göremem. Kötü gözle bakamam. Düşüncelerinden dolayı kınayamam.

            Halk arasında tartışmalara katılırım. Sadece yalan haberler üzerine müdahale ederim.

            Benim siyasetten bir beklentim olamaz. Bu güne kadar da siyasetten fayda beklemedim. Ama etrafımda sayısız işsiz, güçsüz, insanlarımız var. Belki onlara bir faydam olur düşüncesinde olmuşumdur. Yâda köyüm için faydalı bir şeyin yapılmasına aracılık etmek isterim. Bu düşünce içerisinde oldum. Bu düşünce içerisinde partiye kayıt oldum.

           Particilikte çok yanlışların olduğunu yaşayarak gördüm. Onları ileride dile getirmek istiyorum. Bu sadece İyi Partiye mahsus bir olay değil. Ülkenin birçok sorunu bu yanlış siyasi yapılanmadan kaynaklanmaktadır. Bunun düzeltilmesi için çaba harcamak isterim.

         Bu yazının açılışını bir kıssasla yapmıştım. Yine bir kıssasla bitirmek istiyorum.

         Musa(as) Allah Teâlâ ile konuşmaya giderken yolda doğru bir fidan görür. Fidanın doğru büyümesi hoşuna gider. Onu keser ve kendine baston yapar. O bastonla Allah Teâlâ´nın huzuruna çıkar. Orada fidan dile gelir ve Allah Teâlâ ya derki;

          ?Yarap! Ben kulun Musa´dan şikâyetçiyim. Beni daha gençken kesti ve kendine baston yaptı.?der.

           Allah Teâlâ Musa´ya sorar;

          ?Ya Musa bu fidan senden şikâyetçi. Ona cevap ver.?  

           Musa(as) fidana bakar ve

           ?Yarap.? der.?Ben onu kestim ama Allah´ın huzuruna getirdim. Bana teşekkür etmesi gerekirken benden neden şikâyet ediyor ??

            Ağaç tekrar dile gelir ve;

           ?Ya Musa .?der.?Ben doğru olmasam sen beni Allah´ın huzuruna getirir miydin? Ben doğruyum diye beni buraya getirdin.?

            Bu bir kıssasdır. Doğru veya yanlış. Ama gerçek olan bir şey var ki doğru olmak Allah katında da kul katında da muteberdir. Saygı görendir. Herkesin takdir ettiği bir davranıştır.      Bende yazılarımda bunu anlatmaya çalışıyorum. Doğruyu anlatmak benim insanlara karşı bir görevimdir. Kimse yazdıklarımdan dolayı beni kınamasın. Hor görmesin. Engellemeye ise asla kakışmasın.

            Emin olun ki doğrudan kimseye zarar gelmez.

abdulkadir kaçar
5.03.2019 16:17:05
eline sağlık...harika...

YAZARLAR

  • Çarşamba 26.7 ° / 14.1 ° Güneşli
  • Perşembe 28.6 ° / 15.6 ° Güneşli
  • Cuma 30.8 ° / 18.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    10264,01%-0,70
  • DOLAR

    32,25% 0,00
  • EURO

    34,70% -0,03
  • GRAM ALTIN

    2396,18% -0,16
  • Ç. ALTIN

    3891,70% -0,29