Ahmet DOKUZOĞLU-NE DEMİŞTİK?


CİN-1


Ağca Dağ´ın dibindeydi evleri. Her taraf kayalı ve ormanla kaplıydı. Evlerinin önündeki açık alanda; elma, erik, kiraz ve dut ağaçları vardı. İsteyen istediği kadar yer, kimse niye yiyorsun diye sormazdı. Başında da bir pınar vardı. Ağaçtan yapılmış oluğundan buz gibi su akardı. Kimse üç dakikadan fazla elini tutamazdı pınarda. Bazen karpuz getirip, pınarın havuzuna koyarlar, on dakika içinde çatladığını görürlerdi. Hepsi de kültürlü ve zengin ailelerdi. Kasabanın en zengin aileleri onlardı. Kimi avukat, kimi müteahhit, kimi doktor, kimi de öğretmendi. İçlerinde bir de milletvekili vardı. Çok iyi bir adamdı. Yalnız babası çok hastaydı. Yolda yürürken her dakikada ?Allahhhh!? diye bağırırdı. Midesinden hasta derlerdi. Ali onlara her gün kır çayı ve selvi sakızı toplardı. Kır çayı, selvi sakızı ve bal karıştırılıp içildiğinde mide ağrısının kalmayacağını söylerlerdi. Onlar da Ali´ye getirdiği çay için pirinç, şeker, para verirlerdi. Hepsi de Ali´yi çok severlerdi. Hele kadınlar Ali´nin geldiğini görünce ona su getirmek için sanki sıraya girerlerdi. Hangisi görse;

?Ali´m, canım kurbanım, bana da bir su getir? derdi.

Ali´yi böyle çağırmakla çok sevdiklerini belli etmek isterlerdi. Fakat Ali bu lafları hiç sevmiyordu. Kendi yaşıtları arasında bunlara su taşımak zoruna gidiyordu. Utanıyor, sıkılıyor, ama okul harçlığını çıkarmak kendini mecbur hissediyordu. Onların hepsi Ali´nin fakir olduğunu, okumak istediğini biliyor, direk yardım etmektense, iş yaptırarak üç beş kuruş vermenin daha iyi olacağını düşünüyorlardı. O gün milletvekilinin evinde ziyafet vardı. Hazırlıklar yapılıyordu. Karısı Naciye Hanım Ali´yi çağırdı:

?Bugün biraz geç gidebilir misin??dedi.

?Olur? dedi Ali.

Ne zaman geç gönderse mutlaka bir şeyler verirdi. Bu da Ali´nin hoşuna giderdi. Evleri bayağı uzaktı. Ama Ali korku nedir bilmezdi. Gece de olsa, gündüz de olsa korkmazdı. Ormanlık yollardan çoğu kez gece gitmişti. Şehir çocukları o yollardan gündüz bile gitmeye korkarken, Ali hiç korkmazdı. Hatta birinde keçileri kaybolmuştu da Ali onları dağın tepesinde ki mağaradan bulup getirmişti. O zaman biraz korkar gibi olmuştu. Ama korkunun ecele faydası yoktu. Korksa da korkmasa da o yollardan mutlaka gidecekti.

?Bu gün de korkmam? dedi içinden.

Bu defa kıran yurdundan gidecekti. Oralar biraz tehlikeliydi. Ağabeyi İsmet orada ?Cin? görmüştü. Anası, çok korktuğunu söylemişti. Fakat o zaman yaylada kimse yoktu. Bir kendilerinin, bir de değirmenci Hacı Hasan´ın evi vardı. Bütün bunları kafasında canlandırarak, ziyafete yardım ediyordu. Fazla iş yoktu. Arada sırada yengesine yardım ediyor, onlara su lazım olursa onu getiriyordu. Onun dışında boş oturuyordu. Milletvekili amca konuklara komik laflar anlatıyor, onlarda kahkaha ile gülüyorlardı. Çok neşeli bir adamdı milletvekili amca. Ali´yi de çok severdi. Bazen balık tutmaya beraber giderlerdi. Tuttuğu balıkların yarıdan fazlasını Ali´ye verirdi, Ali de balıkları annesine götürürdü. Bir defasında babasına;

?Ali´yi bana ver, onu okutmak istiyorum? demişti.

Babası da;

?Olabilir? demişti.

Ali aslında okumak istiyordu. Onun için her an yanlarından ayrılmıyordu. Bir de milletvekilinin yaşlı bir annesi vardı. O da Ali´yi çok severdi. Kasabada onun ekmeğini suyunu getirsin diye Ali´yi yanlarına almak istiyorlardı.

Gece olmuştu. Hava açıktı. Her taraf gündüz gibi aydınlıktı. Ay kocaman, bembeyazdı. Evdeki çocuklar erkenden uyumuşlardı. Milletvekili amca Ali´yi gördü. Saatine baktı, yanına yaklaştı.

?Sen daha uyumadın mı??

?Uyumadım.?

?Eve nasıl gideceksin??

?Giderim.?

?Yolda korkmaz mısın??

?Korkmam.?

Bir kahkaha attı. Etrafındakiler susmuştu. 

 

güven Dokuzoğlu
12.04.2019 21:10:25
Fakirlik bu işte

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00