Ön deyiş:
Bu yazımdaki eleştirileri, CHP TÜRK ULUSUNUN VE YURDUNUN BAĞIMSIZ VARLIĞINI KURTARAN KUVVA-YI MİLLİYE'DEN DOĞMUŞ OLDUĞU GİBİ, BUGÜN DE ULUSUMUZ İÇİNDE BU VARLIĞIN EN GÜÇLÜ VE EN BİLİNÇLİ, EN ÖZVERİLİ DAYANAĞI OLDUĞUNA İNANDIĞIM İÇİN YAZDIĞIMI BELİRTMEK İSTİYORUM.
1- AYASOFYA SÖMÜRÜSÜNE VE ATATÜRK'E HAKARETE SESSİZ KALINMASI KABUL EDİLEMEZ!
CHP Sayın Genel Başkanı'nın Kurultay sunuşunda, AKP iktidarının Ayasofya"yla ilgili din sömürüsüne değinmemesi, diyelim ki "dostlarımız" olarak nitelediği partilerle yakın tarihteki bir seçimde işbirliği planlarının sonucu olsun. (Gerçi, laikliği benimsemeyen, din sömürüsüne açıkça karşı çıkmayan, dolayısıyla bu "AYASOFYA ORTAOYUNU"na seyirci kalan hiçbir siyasal kadroyla demokasiyi gerçekten güvence altına alacak kalıcı bir "dostluk" ve işbirliği olanağı kanımca yoktur.
Kaldı ki, Ayasofya'yı seçimlerde dinsel sömürü konusu yapan AKP yönetiminin Ortodoks dünyası'nı ve kuşkusuz onu destekleyecek olan Vatikan'ı, dolayısıyla tüm Batı dünyasını Türk ulusu ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne KARŞIT tutum ve davranışlara kışkırtacağı, konunun böyle bir uluslararası boyutu olduğu da açıktır!)
Ama Atatürk'e yapılan hakaret, CHP Kurultayı'nda Genel Başkan'ının Sunuş Konuşmasında nasıl sessiz geçiştirilebilir!?!
Kurultay bildirgesine temel olacak bu belge-sunuşta, Osmanlı'nın, çağdışı kalmış yapısı yüzünden, kendisiyle birlikte Türk ulusunu ve yurdunu da haritadan silinme noktasına getirdiği, Mustafa Kemal'in UYGARLIK TASARIMI değerindeki düşünce sistematiğiyle, önce 1915'te Çanakkale'deki saldırı-savunmasıyla hem İstanbul'un, dolayısıyla Ayasofya'nın ve hem de tüm Türk yurdunun kesin biçimde yitip gitmesini engellediğini; ikinci kez, yine demokratik ilkelere dayalı ulusal kurtuluş savaşıyla ve Lozan Barış Andlaşmasıyla Türk bağımsızlığını, İstanbul ve Ayasofya da içinde olarak tüm Türk yurdunu kurtarmış olduğunu; inkârcıların dillerinin ucundan eksik olmayan dinsel söylemi bile nasıl kirlettiklerini de böylece vurgulayarak, tüm ulusumuzun ve dünyanın önünde sergilemek gerekmez miydi?
Bu gerçekler vurgulanarak Ayasofya'nın müze oluşunun ulusumuz için çok yüksek olan değeri her yurttaşın vicdanında aydınlığa kavuşur, Cumhuriyet, yani demokrasi düşmanlığına dayalı AKP propaganda makinası bir boumeranga uğrayarak yere serilebilirdi, kanısındayım.
BÖYLECE DEMOKRASİMİZİ DE YENİ OLASI SALDIRILARA KARŞI ULUS OLARAK SAVUNMA GÜCÜMÜZ ARTMIŞ OLURDU, kanısındayım.
2- SANAYİLEŞME-ULAŞIM VE ÖZGÜR BİLİM KONULARINA YER VERİLMEMESİ!
Yine Sayın CHP Genel Başkanı'nın Kurultay Sunuş konuşmasında açıkladığı bir tür seçim bildirgesi omurgası sayılacak 12 madde içinde "Ekonomik ve demokratik yıkımdan kurtuluş" için SANAYİLEŞME, DEMİR VE DENİZ YOLU ULAŞIMI ile ÖZERK ÜNİVERSİTE"nin yer almaması.
Atatürk Cumhuriyeti'nin Türk sanayileşmesinin temellerini nasıl atmış olduğunu, bilim alanında da nerdeyse yoktan neler başarmış olduğunu ve o yolla çağımız sanayi ulusları arasında nasıl yer alabileceğimizi sergilememek de çok düş-kırıcı olmuştur ! ..