Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


CEPHELERDE ÖNEMLİ BİR DEĞİŞİM YOK


ABD Başkanı Trump, ilk ağızdan ABD Ulusal Güvenlik Stratejisini açıkladı. İlk dikkat çeken konu, bugünkü konjonktürde ülke liderlerinin dış siyaset enstrümanlarını iç siyasette kazanım için kullanmaları kuralını bozmayarak, açıklamanın Trump´ın ağzıyla yapılması. Metnin genelinde de ?Yeniden güçlü ABD? imajı var.

ABD Ulusal Güvenlik Stratejisinde birçok konu rutin ifadelerle korunurken, önemli değişimler var. Ancak bu hamleden bir önceki çıkışıyla, ABD´nin, Kudüs´ü İsrail´in başkenti olarak tanıması kararı ardından, Türkiye öncülüğünde hazırlanarak, Mısır tarafından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine götürülen, Kudüs tasarısı için yapılan oylamada, 15 üyeden 14´ü kabul yönünde oy verirken beklenen oldu ve ABD vetosu geldi. ABD vetosunun geleceği zaten bekleniyordu. Ancak, ABD Daimi Temsilcisinin , ?Bu gün, Güvenlik Konseyinde tanıklık ettiğimiz şey hakarettir, unutulmayacak.? sözleri, bu toplantıya damgasını vurdu. ABD, Daimi Temsilcisinin ağzından, diğer dört veto hakkı bulunan ülke ile on BM üyesi devleti, doğrudan tehdit etti. Yani ABD, Dünyayı tehdit etmiş oldu.

Ulusal Güvenlik Stratejisinin Ortadoğu için önemli getirileri olacağı görülürken, temelde, ABD barış için güç kullanacağını açıklamaktan çekinmiyor. Yani önümüzdeki süreçte, ABD´nin, tarihselliğinde Kore ve Vietnam, yakın dönemde Afganistan, Irak, Suriye ve Arap Baharı yaşattığı diğer ülkelere götürdüğü barışı, yeniden ve farklı coğrafyalara da götürme planları olduğu rahatlıkla değerlendirilebilir. Anlaşılamayan, barışın güçle sağlanması. İşin içine güç girince, gelen barışın ardında bıraktıklarını Kore de, Vietnam da, Afganistan da,  Ortadoğu coğrafyası da vahşet görüntüleriyle, göçlerle, istikrarsızlıkla korkunç bir deneyim yaşayarak gördü. Ancak ABD tehdit etmekten çekinmiyor, vazgeçmiyor.

ABD, bugün artık Dünyanın en büyük doğalgaz ve petrol ihracatçısı olma konumunda ve küresel coğrafyada yaratacağı kontrollü kaosla silah endüstrisini de elinde tutarken, Dünyanın tartışılmaz lideri konumunu elinde bulundurmak için, çekinmeden ve acımasızca davranmaya devam ediyor.

ABD, yeni Ulusal Güvenlik Stratejisinde düşman olarak İran ve Kuzey Kore´yi belirlerken, Rusya ve Çin´i rakipleri, Suudi Arabistan, Mısır ve İsrail´i de müttefikleri olarak gösterdi. Bölgesel dengelerde önemli bir konumda olması gereken Türkiye´den, hiçbir şekilde bahsedilmedi. Ancak aynı zamanlamayla, ABD Büyükelçiliği tarafından, Türk vatandaşlarına vize verilme işlemine ancak Ocak 2019´dan itibaren başlanabileceği belirtildi. Yani Türkiye ile ilişkilerde askıya alınma duruma da söz konusu. Kudüs tasarısının Mısır tarafından Güvenlik Konseyine götürülmesi ama ABD tarafından Mısır´ın müttefik olarak kabul edilmesi de dikkat çekerken, burada Trump, Sisi ve Selman´ın parlak küre üzerine ellerini koyarak birlikte çektirdikleri fotoğraf, verilmek istenen mesajla önem kazanıyor.

Bu gelişmenin ardından, Yemen üzerinden, İran´ın desteklendiği bilinen Husiler tarafından, Suudi Arabistan´a füze atıldı. Yani Ortadoğu´da bir yerlerde sular duruluyor gibi görülürken, bir yanda köpürtülmeye devam ediliyor. Çünkü bu coğrafyada, durulan suların akış istikameti ve debisi önemli. Durulan suların akış yönü güçlü bir debi ile İsrail istikametine yönlenirse, bunca zamandır yürütülen kaos boşa çıkacak ve İsrail yeniden, önemli bir tehdit ile beka sorunu yaşayacak. Bu nedenle, ne ABD ne de İsrail bu bölgede barış istemiyor. Bölgede barışın tesisi, İsrail´i yok oluşa götüren süreç olarak algılanıyor.

ABD´nin Güvenlik Stratejisi de bu esası destekliyor. Düşman olarak tanımlanan diğer ülke, Kuzey Kore´nin konumu da sancılı görünüyor. ABD´nin, dünya üzerinde kitlesel imhaya yönelik ilk kez ve çekinmeden kullandığı nükleer silahların getirisi bir büyük savaşı sonlandırırken, ABD´nin gücünü tescillenme boyutuna getirmişti. Japonya´nın Pearl Harbor´u bombalamasıyla başlayan süreç, Pasifik´i cehenneme çevirmişti. Şimdi de Kuzey Kore´nin nükleer tehdidi ve yine Pasifik´de bir adanın bombalanma söylemi de varken, bu gelişmelerde, rakip olarak görülen Çin´in katkısı önemli.

Görünen o ki küresel coğrafyada yeni sıcak bölgeler yaratılarak, Dünya ticaretinde, enerji boyutunda, küresel ısınmanın getirileri doğrultusunda - ABD küresel ısınmayı tehdit olarak algılamadığını da belitti. Çünkü değişimle birlikte istediği coğrafyada bulunabileceğini düşünüyor ve küresel ısınmaya en büyük katkı, ABD tarafından yapılıyor ? büyük kazanımlar hedefleniyor. Bu arada Ortadoğu için değişmeyen gerçek: İsrail kendini güvende hissedene kadar, bölgede bir şekilde kan akmaya devam edecek ki bu güven hissi de ancak, vaat edilmiş toprakların İsrail tarafından işgaliyle sağlanabilecek.

YAZARLAR

  • Perşembe 24.1 ° / 11.6 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    8806,72%-0,01
  • DOLAR

    32,25% 0,26
  • EURO

    35,08% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2270,84% 0,79
  • Ç. ALTIN

    3854,72% 0,51