Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


BÜYÜK TAARRUZ

Kurtuluşun başladığı gündür, bu gün.


Ülkenin kaderinin belirlendiği,

Şayak kalpaklı adamın sözünü ettiği mavi gözleri çakmak çakmak sarışın kurdun, yürüyüp, uçurumun kenarına kadar eğilip durduğu, bıraksalar, ince, uzun bacakları üzerinde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak, Kocatepe’den Afyon Ovası’na atlayacağı,

O’na güvenen bir milletin, bir ülkenin yeniden doğduğu, var olduğu,

Üzerine bastığımız her bir karış toprağı bize vatan kılanların, hiç düşünmeksizin canlarını feda ettiği,

Tam 97 yıl önce, bir zafere inananların, topraklarımızda gözü olanlara meydan okuyanların, eşi benzeri olmayan bu zaferle mazlum milletlere örnek olanların hiç uyumadıkları gecenin şafağı,

25-Ağustos’tan itibaren Anadolu’nun tüm dünyayla bağlantısının özellikle kesildiği, Türk ordusunun bazı cephelerde düşmana çok yaklaşıp, taarruz emrini beklediği,

Herkesin Ankara’da sandığı, oysa kurtuluş için yemin etmiş ordusunun konakladığı Kocatepe'nin eteğindeki çadırında bulunan Mustafa Kemal Paşa’nın, sabaha karşı uyanıp, her zamanki gibi tıraşını olup, tabanca kemerini kuşanıp, eldivenlerini alıp, daha şafak sökmeden zifiri karanlıkta ve sessizlikte, çadırından çıkıp, dua eder gibi

Allah’ım! Sen Türk Milleti’ni ve ordusunu muzaffer eyle diye mırıldandığı,

 

Ancak üç ya da dört saat yetecek cephanenin olmasından endişeye kapılanlara, yarın öğleden sonra Afyon'da olacağız inancını yüklediği ve tek mermi kalıncaya kadar ateş edilmeye devam edilecektir emrini verdiği,

Başıyla İsmet Paşa’ya işaret etmesinin üzerine, 5:30’da başlayan top atışıyla ve Allah Allah sesleriyle ortalığın inlediği, bir saat içerisinde Tınaztepe’nin alındığı, peş peşe diğer cephelerin ele geçirildiği ve nihayetinde 30-Ağustos’ta düşmana vurulacak son darbenin başlangıcının yaşandığı,

 

Hacianesti’nin, ordularını kurtaramayacağını anladığı sabahtır, bu sabah.

 

Çiğiltepe’yi zamanında alamayan ve telefon açıp, bunun sebebini soran Mustafa Kemal Paşa’ya yarım saatte alacağı sözünü veren bir onurlu subay; 57.Tümen komutanı Albay Reşat Bey’in, yarım saatte o mevzileri almak için size söz verdiğim halde sözümü tutamamış olduğumdan dolayı yaşayamam diyerek intihar ettiği, 17:30’da Çiğiltepe’nin alındığı, Albay Reşat’a da Çiğiltepe soyadının verildiği günden bir gün öncesidir.

Falih Rıfkı Atay’ın, “Ben ömrümde hiçbir edebiyat eserinde, ordulara ilk hedeflerinin Akdeniz olduğunu bildiren emri okurken duyduğum zevki duymadım. Bu bütün heyecanların üstünde bir heyecan, bütün şiirlerin üstünde bir şiirdi. Ah Mustafa Kemal, sana ölünceye kadar o günün sevincini ödeyebilmekten başka bir şey düşünmeyeceğim. Konuşmak için dilim, yazmak için kalemim tutuldu.

Nemiz varsa, bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaş olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batı’nın, vicdanımızı Doğu’nun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcağını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak, hepsini, her şeyi 30-Ağustos Zaferi´ne borçluyuz” diyerek anlattığı,

Ve elbette hepimizin minnetle, saygıyla, rahmetle andığı, gururla kutladığı bir zaferdir bu.

  

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92