Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


BÖLGESEL AKIL OYUNLARININ DEVAMLILIĞINDA


Suriye kuzeyindeki belirsizliğin devamlılığında, Türkiye’nin Fırat doğusuna müdahale için hazırlıklarını tamamladığı harekâtı, ABD tarafından boşa çıkarma ya da geciktirme maksatlı olduğu değerlendirilebilecek ikili görüşmelerden, Müşterek Harekât Merkezi kontrolünde, içeriği tam olarak anlaşılamayan bir müdahale planı çıktı. Bu maksatla, ABD’li bir ekip Şanlı Urfa’ya geldi. Müşterek Harekât Merkezi kontrolünde, önce ABD helikopterleriyle ortak bir keşif uçuşu, sonrasında hem Türkiye hem de ABD helikopterleriyle, ortak devriye uçuşları gerçekleştirildi. Ancak anlaşıldığı kadarıyla, YPG/PYD halen bölgede ve Türkiye’nin istemi olan, yirmi millik alan dışına çekildikleri yönünde teyit edilmiş bir bilgi olmadığını, Milli Savunma Bakanı açıkladı. 
Bu arada Türkiye, Kuzey Irak bölgesinde, Hakkâri’den Kandil’e uzanım istikametinde başlattığı Pençe-1 Operasyonunu başarılı olarak devam ettirirken, daha batıda Pençe-2 ve sonrasında da Şırnak güneyini kapatacak şekilde, Pençe-3 operasyonlarını başlattı. Bu harekâtlarla, PKK’nın, Kuzey Irak üzerinden Türkiye’ye geçiş istikametlerinin kapatılması ve bölgede üslenmelerinin önlenmesi hedeflenirken, Kuzey Suriye’ye uzanım hattı kontrol altına alındı. Türkiye, sınırları içinde, teröristlerce tesis edilmiş lojistik destek maksatlı barınakları, kışa hazırlık maksatlı tesisleri ve kılavuzluk veya keşif maksatlı bölgede bırakılmış teröristleri imha ve devam eden operasyonlarda geri bölge emniyetini tesis ederek, etkiyi artırma maksadıyla olduğu değerlendirilen, Kıran-1 ve Kıran-2 operasyonlarını yaptı. 
Kuzey Irak ve Türkiye içlerinde derinlikte yürütülen bu operasyonlarla, Türkiye, ABD’ye, Kuzey Irak’tan başlayıp, Suriye kuzeyinden devamla, Akdeniz’e ulaşması planlanan bir koridora, müsaade etmeme konusunda bir kez daha kararlılık mesajı verdi. Türkiye bu harekâtları yaparken, Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı harekât bölgeleri ile Fırat doğusu için tamamladığı askeri tertiplenmesini bozmadı ki bu başlı başına bir gövde gösterisi. 
Ancak, tüm bu hareketlilik devam ederken, bir anda, Suriye rejim kuvvetlerinin İdlip bölgesinde başlattığı, Rusya tarafından da onaylandığı değerlendirilen harekât, lokal başarılarla, Türkiye’nin İdlip güneyindeki bir kontrol noktasının, istenmeyen şekilde abluka altına alınmasına yol açtı. Devam eden harekât ve gelişmelerin getirisi, bölge halkında doğal bir panik oluşturdu ve Türkiye sınır kapılarına yığılmalarla, protesto gösterileri yapıldı. Bu gösterilerde kadın ve çocukların bulunmaması ayrı bir değerlendirme. Yani Türkiye, yeniden, büyük bir göç dalgasıyla tehdit edildi ki bu kez, terör ağırlıklı bir dalga olması da kuvvetle muhtemel. Buradan da anlaşıldı ki her ne kadar Türkiye-Rusya ilişkilerinde güzel gelişmeler var gibi görünse de Rusya, bölgesel dengelerde Suriye rejimiyle birlikteyken, YPG/PYD konusunda da ABD ile birlikte izlenimi veriyor. Yani Rusya, her ne kadar Suriye toprak bütünlüğü söylemlerinde ısrarcı olsa da, toprak bütünlüğünden kastının, Rejimin halen elinde bulundurduğu bölge ile İdlip’in bütünlüğünü sağlamak olduğu anlaşılıyor. Zaten Suriye’nin sahil bölgeleri ve kuzeyi dışındaki diğer alanlar çöl yapısında.
Demek oluyor ki Suriye, de facto bölünmüş durumda. Rejim, Rusya ile işbirliğinde, Türkiye’nin Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarıyla kontrolü altında tuttuğu bölgeleri de toprak bütünlüğüne dâhil etme amacı güderken, bu maksat, Rusya tarafından da destekleniyor görünüyor. Rusya, Zeytin Dalı harekâtının devamlılığında, Türkiye’nin Tel Rıfat bölgesine müdahalesini de engellemişti. Bu durumda, Türkiye’nin Fırat Doğusu ısrarı haklılığını artırırken, Suriye rejiminin YPG/PYD ile ilişkileri önem kazanıyor. Çünkü toprak bütünlüğü, Türkiye’nin bekası için olmazsa olmazken, Suriye’nin BM nezdinde meşru hükümeti tarafından, bu yönde yapılan girişimlerin, uluslararası haklılıkla sonuçlar ortaya koyacağı değerlendirilebilir. Yani, Türkiye’nin, Rusya ile istikrarlı bir dayanışma sürdürürken, bir an önce, Suriye rejimiyle de irtibatının ve koordinesinin gerekliliği öne çıkıyor. Çünkü bir süre sonra, Suriye Hükümetinin, Türkiye’nin ÖSO ile birlikte kontrolü altında bulundurduğu toprakları talebinde, Türkiye’nin, hukuksal bir dayanağa ihtiyacı olacak. Ancak bunun için, ÖSO ile rejimin anlaşabilmesi, bu anlaşma için de Esat’ın mutlaka gitmesi gerekiyor. Yani gelişmeler bir kısır dönüye ulaşmak üzere ve kısır döngüler, her durumda, paradokslarla birlikte kaosa neden olur. Ancak, ivedilikle bir çıkış yolu bulunması gerekiyor. Aksi halde, Suriye, hali hazırda olduğu gibi dört parçaya bölünmüş kalacak. Bunun Türkiye’ye getirisi ise sadece artan beka tehdidi olacak ve ABD’nin BOP kapsamındaki tasarıları, kısmi değişimlerle hedefine ulaşacak.
Bölgesel akıl oyunları tüm sertliğiyle devam ederken, yapılan tüm hamlelerde, sonraki hamlelerin titizlikle değerlendirilmesi ve her karşı hamleye, en az beş farklı alternatifle hazır olunması gerekiyor. Çünkü alternatifi bir fazla olan, diğerini/diğerlerini, her an saha dışına atabilecek fırsatı yakalayacak. 

YAZARLAR

  • Salı 31.1 ° / 13.6 ° Güneşli
  • Çarşamba 35.2 ° / 19.1 ° Güneşli
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • BIST 100

    9645,02%-0,50
  • DOLAR

    32,56% 0,14
  • EURO

    34,81% 0,49
  • GRAM ALTIN

    2417,74% -0,61
  • Ç. ALTIN

    4073,33% 0,00